Uludere katliamı sonrası
Ortalık bombardımanda katledilen Kürt çocuklarını okurken devlet sanki hiç bir şey olmamış gibi kabuğuna çekilmiş görmedim, duymadım, bilmiyorum u oynuyordu.
Onun emir eri basın ise o köyde vurulanları insandan saymayacak olacak ki küçük puntolarla bile yazmayı ya da görüntülerini vermeyi düşünmedi uzun zaman.
Orda ki köy gitmeseler de görmeseler de onların köyü değildi.
Ama oradaki köylüler vurulurdu. Katırları, kendileri de hiç acımadan vurulurdu.
Kaçakçıymış, köylüymüş ne fark eder ki;
Bir savaş uçağı bir pilot bir bomba ve bir emir: vur!
Kimin anası ağlıyorsa ağlasın…
Kim sızlanıyorsa sızlansın…
Bir can yüz bin lira kadar. Analarının ak sütü kadar helal demiş biri. Bilemezler ölüler parayı harcayamaz. Ölmeden önce kaçağa yollamasaydın da para verseydin demezler mi adama.
Ya da öldürmeseydin de para da vermeseydin.
Empati kur bir; deki, orda vurulan benim kardeşim, oğlum, ağabeyim olsaydı ve vurulmuş olsalardı paraya mı susardım. Satar mıydım oğlumun canını?
Sor kendine! Kendi öz kardeşini kaç liraya satardın?
Cevabını ver ve sonra bir kere daha düşün.
Sor kendine! Yılbaşında boğaz köprüsünden havai fişekler patlatılsaydı ağabeyin öldürülmüşken ne yapardın?
Deki ben başbakan değilim orada vurulan bir köylüyüm… Ve başbakan sen vurulduktan sonra sana para yolluyor annen ve baban ne düşünürdü o zaman? Senin kanının parasını alıp ne yapardı anan baban?
Ne düşünürlerdi?
Ve düşün; Hakkâri’de bir bomba patlatılıyor katilleri ya da katili elini kolunu sallaya sallaya geziyor ortalıkta. Ve düşün; orda ölen Zeki Yeşil senin kardeşin katillerini ya da katilini bulmasaydı devlet yetkilileri ne düşünürdün? Parmakları kopan hala hastane köşelerinde can çekişen yaralarının kapanmasını bekleyen onca insanın kaybolan sağlığını kim geri verebilir eğer gerçekten yakalanmasa o bombayı koyan/lar…
Orada zarar gören insanlar orada psikolojisine kadar etkilenen insanların bir tesellisi olacak o katil ya da katillerin bulunması bunu biliyorsunuz değil mi?
Ve düşünün;
Diyarbakır Jitem karargâhının bahçesine gömülen onca insanın katilleri ulu orta yerde… Ve bunlar senin kardeşlerin olsaydı ne yapardın?
Yoksa sizde o bakan gibi mi düşünürdünüz?
“Dini vecibeleri yerine getirilmeden defin edildi” açıklamasını mı yapardınız?
Hakikaten düşünün;
Onca kafatası çıkmış sadece kafatasları sayısından 19 kişi olduğunu biliyorsunuz ve anlıyorsunuz ki orada bir barbarlık yaşanmış ve bu barbarlığı o dönemde gerçekleştirenler adıyla sanıyla belli.
Yani o karargâhta kim personel kim değil belli.
Taş atmaya meyl olan bir çocuğu anında görüntüleyip yargı önüne çıkarabiliyorsunuz da onca adamı işkence ederek öldüren ve adıyla sanıyla belli adamları neden toplamıyorsunuz?
Kalıpları ağır olabilir ama o öldürdükleri kalıplı adam gibi adamlardan asla üstün değildi o katiller. Onlar korkak insanlardı. Onlar elleri kolları bağlı insanları ancak vurup dövebilirdi. Onlar ancak adamları sırtından vururdu.
Düşünün bir kez daha Uludere de vurulan o genç insanlar Hakkâri’deki onca yaralı ve ölen genç ve Diyarbakır’da santim santim çıkan kemiklerin sahibi Kürt...
Kürtlere ölümü reva görmeyin artık yaşamak duruken.