İrfan Sarı

İrfan Sarı

Stabil mantık

Stabil mantık

Çocuklar babalarının beyaz Toros markalı araçlarla alınıp bir daha dönmediklerini yakinen bilmektedir. Yani daha dumanı üstünde tütüyor bu uygulamanın. Kokusu yerel nüfusça ciğerlerine kadar çekildi.
 
Annelerin gözleri kör oldu ama o kuyulardan hala yaşlar akmaktadır.
 
Ayakta zar zor duran toprak damlı evlerin tahta kapılarına vurulan dipçik darbesi bir eşin o an ve ebediyen susması, bir diğerinin ömür boyu azap çekmesi, bağrına taş basması anlamına geliyordu.
 
Piknik alanlarına çukur mezarlar açılıyordu.
 
Türkü okumak bir emareydi ölmek için, ıslık çalmak da… Bir kitabı okumak, derin derin sigarayı dumanlamak ve sakal uzatmak da bir emareydi ölüm için.
 
Mesela haki bir parke giymek suçların anası demekti.
 
Hiçbir gezegen geçmedi buralardan, hiçbir uzaylı, hiçbir dünyalı. Uzaklardan ya da yakından bir yerde potinlerle dizlerin aşağısındaki kemiklerin tekmelendiği ve kırıldığı kimselerce bilinmedi, duyulmadı.
 
Bir Allah'ın kulu yazıktır, günahtır demedi. Bir Allah'ın kulu hutbesinde okumadı babasız bırakılmanın haramlığını…
 
Kuru ekmeğin üzerine su döküp yumuşatabilirsiniz elbette ama bir mezara su döküp yumuşatamasınız içindeki kemikleri.
 
Sevgi bitikti, takatsizdi ama söylemedim sön sözümü; bence ölüydü.
 
Oysa bitmemeliydi sevgi, çocuklara her sabah doğan güneş gibi ikram edilmeliydi. Çocuklara bayramlık elbise gibi alınmalıydı. Ama olmadı.
 
Onlara “araziye unutulmuş” bombalar giydirildi ve patlatıdı.
 
Yavaştan yavaştan canını alıyorlardı toprağın üstündeki her canlının. Bu sarhoşluk yıllar on yıllarca sürdü/ sürüyor.
 
Çocukların masum olduğunu çocukken bir masal kitabında okumuştum, onlardan korkulmayacağını ise nenem söylemişti. Ben ne zaman büyüdüm gördüm ki o çocukları 17 sinde darağacına geçirdiler, 13'ünde kurşuna dizdiler.
 
Önce kurşun devri olmasaydı çocuklar taşı keşif edemeyecekti belki.
 
Beyaz toroslarla kayıplara karışanların ardından rinklerde yakılanlar da ardında çocuklar bıraktı.
 
Sigara bitti! Ama değişen hiçbir şey olmadı.
 
Annelerin gözü yaşlı ve Cumartesi Anneleri olmayı sürdürüyorlar. Berfo anneyi kim ağlattıysa hala ağlatmayı sürdürüyor.
 
Mesela şiir okuyup cezaevine girenler o annelerin “Şafak Türküsü”nü ağlayarak okudu bir zaman sonra. Ama o annelerin çocukları hala mahpus damlarında ya da aranıyor köşe bucak.
 
Bir sabah kapın çalınabilir, ister tahta olsun ister çelik.
 
İster hasta ol ölümüne, cezaevleri şikeye açıktır sana kapalı.
 
Şimdi poşi takmak da suçtur, eskisi gibi ana dilini konuşmak da.
 
Annelerin hala gözleri yol bekliyor.
 
Babalar bitmez tükenmez sabırla donatılmıştır.
 
Bir Allahın kulu duymaz hala. Tek mantık düz mantık sürüyor devran…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum
İrfan Sarı Arşivi