Mermileri namludan çekin
Sonunda açılımın içeriğinden çıkan ateşin kimleri yaktığını görmeye başladık.
Zaten “Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.”
“TRT şeş”i açmakla Kürt meselesine çözüm olunsaydı bunu geçmiş hükümetlerde pek ala yapabilirlerdi. Doğal olarak Bu güne yığılmış ve dağ dağ olmuş meseleden söz etmiyor olacaktık şimdi.
En önemlisi barışı tesis etmek üzere barışa dair materyaller ve politikalar uygulansaydı elbette bu gün on bir ülke evladı yaşamını yitirmez ve on bir acılı aile daha olmazdı.
Yurdun her karış toprağında yaşayan her aileye bu acıyı taşıyarak çözümün kapılarını kapatmak politika değil politikasızlıktır.
Politika üretememenin faturasını vatan evlatlarının kanı üzerine kesmek bu ülkenin geçmiş hükümetlerince denendi. Bunda ısrar etmek vatanı sevmekse vatanı sevmemenizi tavsiye ederim.
Keza bu sevgiyle vatanın dimağını kurutup iflahını kesiyorsunuz farkında olun.
Ülke baştanbaşa bu acının soğuk yüzüne kilitlendi.
Aslında yaşanan bu ölümler halkın büyük kesiminde öfke uyandırsa bile akan kanın durması için ve silahların susmasına yönelik ortak istem sesleri yükseliyor. Ancak bu ortak sesin yanıt bulacağı yönünde bir umut belirmiyor.
AKP den “sevindirmeyeceğiz” yönünde bir söylem gelişirken, akıl küpü MHP den ise OHAL önerisi gelmeye başladı. Hele CHP siyasetinin nerde duracağını bilmez hali yok mu?
Onlarca yıldır halka kan kusturmaktan başka bir şey yapamayan siyasetin yenilenmeyen yüzlerinin halka hala acı çektirmek gibi bir istemlerinin var olduğunu söyleyebiliriz.
Çünkü “Açılım” paketinden çözüm niyetine çıkan şey ailelere çocuklarının cenazelerini göndermek oldu bu son ölümlerle.
Ailelerine gönderilmek üzere hazırlanan tabutların başında hamasi nutuklar atmak neredeyse otuz yıldır tekrarlanıyor. Bu eskiyen ve kendini yenileyemeyen anlayışın terk edilmesi için daha ne kadar gencin hayatını yitireceğini kim kestirebilir ki…
Ama çatışmayı çözüm haline getirtmeye çalışmanın ne getireceğini hemen herkes kestirebilir.
Pek tabiî ki; acı, gözyaşı, kan ve çözümsüzlük.
Görüldüğü gibi 30 yılın deneyimi askeri tedbirlerin çözüm değil meseleyi kaşımaktan başka bir şeye yaramadı gelinen bu noktada teşhisi koyup tedaviyi uygulamak lazımdır.
Artık yaşanılan onca yanlışlığın, yalanın bir daha yaşanmamasını sağlamak lazımdır.
Gerçeklerimizle buluşup adaletli olmamız lazım.
Yüreğimize gömdüğümüz çocuklarımız artık yeter gelmeli ve bir başkasının ölümüne yer açmamalıyız yüreğimizde. Ölümleri pratikten teoriye kadar durdurmalıyız.
Çünkü her ölümden sonra bizim çocuğumuza sıra gelecektir velev ki ölenleri çocuğumuz saymasak ta. Başbakan’da olsanız, general, işçi, köylü de… Kürt ya da Türk’te olsanız fark etmez yarın sizin çocuğunuz ölecekmiş gibi çözüm aramalısınız…
Ve çözüm kesinlikle mermileri namlulardan çekmekle olacaktır.
Yurttaşların huzurlu ülke hayalini gerçekleştirin aksi halde hayalleri kırılan yurttaşın cevabı olacaktır bir gün.