İrfan Sarı

İrfan Sarı

Kürt çocuklarının sapanları

Kürt çocuklarının sapanları

2007 yılının Mart"ında “Türkiye Türklerindir” diyen gazetenin bir köşe yazarı Newroz bayramında çocuklara giydirilen Kürtlerin ulusal giysisi için “Peşmerge kılığı” demişti. 21. yüzyılın milenyumunda da Kürt kelimesini kullanmaktan itinayla sakınan yazarın düşüncesini taşıyan elbette ki milyonlarca insan var.

Bu inkara gelmez!

Artık bilinçaltına işlenmiş bu gerçekliğin kolayca ifade edildiği bir zaman diliminden geçiyoruz.

Kürt çocukları ced mirası baba giysisini gönül rahatlılığı ile giyemeyecek. Dün “peşmerge kılığı” idi bu gün “terörist giysisi.” Yargı bunu aydınlattı ama kimin umurunda.

Onun için Kürt çocukları her sabah yerel aksanıyla yemin etmeli “Türküm, doğruyum…”

Elindeki sapanı toprağın derinlerine gömmeli, yemin etmeli “Türküm, doğruyum…”

Okulu olmayanlar davar gütmeli,  yemin etmeli “Türküm, doğruyum…”

İşte o zaman Cumhuriyetin cumhur/ u olurlar ancak.

Söz ve söylemlerin seferberlik ilan ettiği bu ara "teröristler" yine çocukları öne sürmeye başladı, daha doğrusu “terör ve terör yandaşları.” Ama garip bir şey var çocuklar bu sefer terörist giysiler giymemiş “Harry Potter” fotoğraflı giysiler var üstlerinde, taktik değiştirmişler.

Misket değil taş atıyorlar panzerlere “Vay hainler.”

“Devlet malına zarar, görevi başındaki memura mukavemet” ha!

Şimdi gözaltına alınma zamanı çocuklar… Ve tutuklanma zamanı. Kodesler sizi özler.

Siz Amerikan"ın, emperyalist güçlerin oyununa geldiğiniz sürece… İlköğretim dinlemez hepinizi yakalar/yakar/ız.

Gaz bombasının en yağlısını size…

Dayağın, işkencenin en kıyağını size çekeriz…

Kolunuzu kırdığımızı kimseye söylemeyin…

Kafanızı patlattığımızı…

Üstünüze panzer sürdüğümüzü… çünkü biz kardeşiz çocuklar.

Bunlar da aramızda sır.

Siz bize taşları kimden aldığınızı söyleyin, bizde size panzerleri…

Siz bize sapanları nerden aldığınızı söyleyin, bizde size silahları…

Siz bize misketleri nerden aldığınızı söyleyin, bizde size gaz bombalarını…

Siz bize lastikleri nerden aldığınızı söyleyin, bizde size uçakları…

Kimseye söylemeyin.

Ve Amerikanın diğer emperyalistlerin oyununa gelmeyin.

Şel u Şepik giymeyin.

Galiba şu Herry Potterli giysiler de giymeyin.

Bütün resmi bayramlara katılın, bayrak yürüyüşlerine de. Korucular da gelecek.

Terör ve terör yandaşları gelmesin.

“Türküm, doğruyum…”

Şişşşt o arkanda sakladığın ne lan?

Abi kur-an koşetandır!(sapan)…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
54 Yorum
  • muhammet emin / 02 Kasım 2008 Pazar 00:24

    lakayıt bir karekter kişilik olduğun kesin...ama doğru söylüyorsun...kürtler ne kadar nufusa sahipti ki savaşa ne kadar güç kattı ki...
    kürtler hep isyan çıkarmış cumhuriyetin iskeletine taş atmış...
    bırakın kardeşlik ve sevmek yalanlarını...senin gibi kaç samimi adam olsa anlaşılacak mesele. kürtler ve türkler kardeş değil ve birbirini sevmiyor...
    sevemezlerde...
    allah devletini (450 milyar dolar borçluyken) düşünemeyen akıllılara akılsızlık nasip etsin. allah amerika birleşik devletlerinin üslerini kendi ülkesinde görmeyen vatanperverlere görme gücü versin...

    Yanıtla (0) (0)
  • BARIŞ TEKÇE / 02 Kasım 2008 Pazar 06:15

    Gençlik; diriligin,tazeligin,yeniden var oluşun ve varlıgını,en özgür şekilde ifade edebilmenin adıdır. sürekli yenilenen bir zihnin,yenilenen söylem ve eylemleri adamıdır genç.en'lerin dorugundaki adamdır.En hızlı,en akıllı,en çok düşünen,en çok üreten, en hür, en kul adam gençtir...
    Tabi bunlar bizim,bu duruşa sahip bir gençlik tasavvuru geliştirdigimiz için dillendirdigimiz gençlik profilleridir.Böyle olunmalı,böyle olmak zorunda Gençlik diyebiliriz.Amma velakin şuan itibari ile topyekün degil de bir kısmın bu tasavvurla eş deger oldugunu söyleyebiliriz bu kısım için istisna denebilir.
    Fikrimizin ve zihnimizin kalıplaştırdıgı gençlik; hak,adalet,özgürlük,ahlakdairesi içinde bir kimlik belirleyip, u dogrultuda yaşamay ve yaşatmaya arzu edendir.

    Gençlik; üreten,düşünen,ögrenen,bazen sorumlu,bazendesorumsuz bir hayat süren, bazende ideal,bazen vahim bir örnek sunan, aklın erdigi ya da ermedigi bir konmdur... Gençlik; zamanın popülaritesine göre bir yerden,bir yere gelmiştir... 60'ların ve 80'lerin gençligi, ülkenin toplumsal ve siyasal hukuk sistemine müdahil olmuş,
    kimi sagda,kimi solda, kiMi ortada bulunmuş ve zamanın denklemine uymuştur... Bu gençlik ''nereden'' geliyor sorusunun cevabı olsun, şimdiki gençligin nereye geldigine bakalım birde... Onlarda ''nereden'' gelenlerin zıttı bir seyirdeler şuan... Toplum,siyaset,hukuk,azınlıgının ilgilendigi konular olmuş Müzikle,eglenceyle haşir neşir, sorumsuz ama sorunlu,
    haddi olmayan bir gençlik türemiştir günümüzde...


    Nereden, Nereye gelen gençlik, zamanının taklitlerine uydugu için bir yerden bir yere gelmiyor aslında. Aynı yerde,aynı koumda ama zamanın Taklit unsurlarının degişkenliginden bir rota belirliyor kendisine

    bu zamanın gençligini ne atmaya, ne satmaya gönül razı. Zaten atsak atılmaz, satsak satılmaz alıcılar yoktur çünkü...

    Yanıtla (0) (0)
  • azat / 02 Kasım 2008 Pazar 12:45

    bu cocuklar geleceklerını istıyorlar dedelerı babaları gıbı yasamak degıl özgur bır ortamda demokratık sartlar altında yasamak nistıyorlar o yuzden her zaman on planda olacaklar bız gelecegımızı istıyoruz yasasın özgurluk

    Yanıtla (0) (0)
  • ronahi_jin / 03 Kasım 2008 Pazartesi 15:15

    irfan abi yüreğimi okudun..yüreğine bileğine sağlık...

    Yanıtla (0) (0)
  • çocuk / 14 Kasım 2008 Cuma 12:24

    çocuklar en güzeline layıktır,oynamaya gülmeye eğlenmeye onlar güzelliklerle dolu olmalıdır,en iyi eğitimi almalı geleceğe umutla bakmalıdırlar.bazılarının kirli emellerine alet edilip ateşe atılmammlıdırlar.lütfen çocuklarınıza sahip çıkın onları ateşe atmayın,çocukları kullanmayın.çocuklarınızı kullananlara bir bakın kendi çocukları ne durumda lütfen uyanın.

    Yanıtla (0) (0)
  • .... / 25 Kasım 2008 Salı 16:31

    bunlar ne zamana kadar saklanacak...

    Yanıtla (0) (0)
İrfan Sarı Arşivi