İrfan Sarı

İrfan Sarı

Yetmez ama 'evet'çilere

Yetmez ama 'evet'çilere

12 Eylülde bir referandum oylaması miladı var. Herkes yakinen biliyor. Mevcut anayasanın ömrünün uzatılmasına “evet” diyen mevcut iktidardır. Anayasa oylamasında Yetmez ama “Evet” diyen darbe anayasasından memnun olan bir iktidar dostu gurupta görüyoruz.

Derler ki; Diyarbakır cezaevinde Kürtlere uygulanan insanlık dışı mezalimin izlerini görüyoruz. Orada bir vahşet uygulandı. İnsanlık var olduğundan beri uygulanmayan işkence türleri Kürt gençleri üzerinde uygulandı. Onur en çok orda incitildi. Bu cezaevindeki Kürtler bir örgüte yakın olsun olmasın ya da bir düşünce etrafında yuvalansın yuvalanmasın sadece Kürt olduğu için tarlasından, bağından-bahçesinden, camiden, işinden alınan her Kürt ölümüne bir şiddete ve akıl almaz bir inkara tabi tutuldu.

Ama yetmez biraz daha diyorlar.

Mamak’ta, Metris’te de muhafazakâr, dindar, milliyetçi, komünist, sosyalist, ateist kısacası sağcı solcu kim varsa yeter ki; aşağılayıcı, inkârcı düzene karşı sürç-i lisan bile etmiş olsun ya da hasbelkader bu gidişatın doğru olmadığını söylemiş olsun zulme reva görülmüştür. Ama orda da bir ayrımcılığın var olduğunu bilirler. Yine en çok Kürtler ve solcular işkence
tezgâhlardan geçirilip, sakat kaldı, hastalıktan öldü, yaşı büyütülerek idam edildi…

Bu yok sayan, insanı tek tipleştiren anayasayı tanımalarına, 30 yıldan beri fişlenmeyen tek düşünce sahibi kalmamasına rağmen çekilen bu çileyi az görüp yetmez biraz daha der gibi duruyorlar.

Son 30 yılda üç binin üzerinde Kürt köyü boşaltılmış, şehirlerde dilenci yapılmış, en ağır işlerde çalıştırılmış, sigorta yapılmamış, emeği sömürülmüş, elindeki avucundaki ne varsa alınmış, gençleri genç görülmemiş, çocukları çocuk.

Büyük kentlerin istismara en açık kitleleri haline getirilmiş… Buna mukabil insanca yaşamda ısrar ettiği ve daha demokratik bir anayasa dediği için mevcut anayasanın ömrünü uzatmak telaşına giren iktidarın tavrına destek veren “yetmez ama “evet” çiler çoğaldı.

Dini değerlerine son derce bağlı olan ve bu bağlılıklarından ödün vermeyen Kürtlere ve diğer Müslüman halkların emperyalist güçlerin oyununa gelmemsi için nutuk atan idarecilerin hocası ve Amerika birleşik devletlerinde Amerikan’ın verdiği imtiyazlarla yaşamını sürdüren hoca efendilerini imdada çağırdılar en sonunda.

Hoca efendi de “yetmez! gerekirse “evet” demesi için mezardan ölüleri kaldırın” demiş. Kürt köylüsü yerinden yurdundan göçertilince, işkencelerden geçirilince, faili meçhullerde yok edilince kılı kıpırdamıyordu. Kürtler domuz bağıyla canlı canlı toprağa gömülürken görmezden gelen hoca efendi mevcut anayasanın hileyle devamı noktasında böylesi bir fetva veriyorsa şaşırmamak lazım. Ne de olsa başbakanının hocası.

Kürtlere çektirilen acı yetmez onun için anayasaya “evet” demek gerek tayfası görev başında. Görevin mukaddesliği adıyla “evet” deyin demelerinden başka ne beklenir.
Halkın oylarıyla seçilmiş milletvekillerini meclisten derdest ederek cezaevlerine gönderten anlayışın gücünü aldığı anayasaya biraz daha ömür biçmek için Kürtlere yetmez ama “evet” deyin demeğe amiyane tabirle yardakçılık denir.

Şimdi “Evet” diyebilirsiniz “hayır” da. Nasıl ki siz “evet” ya da “hayır” deme özgürlüğü sahibiyseniz. bir başkasının da bu iki dayatma tercihin dışında sandığa gitmeme özgürlüğünün olabileceğini lütuf edip düşünün. Kendi kimliğinizi inkar edebilirsiniz bir başkasından bunu beklemeyin. Teslim olabilirsiniz, köle olmayı kabul edebilirsiniz başkası bunu kabul etmeyebilme iradesini sergiler.

Aynada gördüğünüz sizsiniz.

Başkasının size benzemesini beklemeyin. Dayatmayın. Aşağılamayın. Kendinize reva
göreceğiniz haksızlığı başkasına reva görme hakkınız yok.

Bunu unutmayın.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
36 Yorum
İrfan Sarı Arşivi