Uzaktaki Sevgiliye!
Katran karası olur köy geceleri ve köpek ulumaları sarar bir vakit. Sonra sevgili, düşler başlar sürekli rüzgarlar gibi. Sürekli düşlediğin his edebileceğin kadar yakın olabilir ama uzaktır o hep. Düşler bunun köprüsü ve uçurumudur.
Bu gece katran karası köy gecesini köy deresiyle yıkamalı, isli bir tencereyi kalaylar gibi paklamalı.
Ay yüzünü asmalı dikili gökyüzüne.
Dikilip ay yüzünün gölgesine serin dağ ve vadi meltemlerinin esininde aşkların en şahanesini yaşamalı.
Şimdi sana özlem biriktiriyorum, sana hasret.
Gel desem ve içimde biriken o seni göster desem gelirmisin?
Sevgili, siyah geceden daha siyah zülüflerin sahibi, seni yüreğimin zulasına, aklımın sınır uçlarına, gözlerimin en uzak ufuk hattına gergef ettim.
Bil ki canımı acıtacak kadar uzak olmuş olman seni sevmemi engellemiyor, daha aşkla daha sevgiyle ve koşarak sana gelmeme yol oluyor. Sana gelmek ise yolların en patikası en şosesi. Ama aşk bu değil mi ki esasen, zor zamanlardan ışık bulup parçalamak umutsuzluğu ve sevdaya kucak açmak sonsuz mavi
Aşk barutsa insan bedenindeki tüylerin altında, seni görmek o zaman ateştir. O ateşte yanmak için bütün yalınlığım, bütün sevdamla hazırım. Kapındayım.
Sevmek kolay değil biliyorum; ama yaşamda kolay olan bir tek şeyi söyleyebilirmisin bana velev ki ben zor olanı seçtim, zor olan her zaman çok sevgiyi tattıran değimlidir? Zaten zor yakışır benim bildiğim seven insana.
Şimdi güneşin doğuşunu kolay mı sanıyorsun sen: elbette çok yanık çıkar dünyaya çok doğarak çok ağır Mükâfatı sımsıcak bir aydınlıktır sevgili, sımsıcak Üşümeden, titremeden bir yeni aydınlık biçimidir güneşin doğuşu.
aşkta bu sıcaklık, göz kalbe düştüğünden beridir var!...
Kavli ne olursa olsun aşkın, belası da vardır elbet, belayı aşk etmekte seven yüreğin korkunç hırsında olmalıdır. Seven yürek fedaidir çünkü.
Ben hiç görmedim farz ediyorum seni, hiç görmedim çünkü yüreğimden çıkarıp bakmak istemedim sebep budur belki. Belki de senden uzanmaktı aşkların en yücesine ve en ulaşılmazına
Benimkisi gözlerinde erişmekti sevdanın aklına. Sevdanın aklı ise sol memenin altında. Bir deli çığlığı gibi haykırmak istesem haykıracağım bil. Bir deli tavrıyla yahut ritmiyle yaşayacağım inan. Ben sevdayı böyle belledim zira
bu mektupta hasretin umuda dönüşünü yazdım sevgili, umut yakamızdaki kir kadar yakın çünkü bize ancak elimizle silebileceğimiz kadar da basit biter elbette Her şeye rağmen sen sevdayı tattırmaya devam edecesin bana ve bende sana mektuplarda insan kokusunun hikâyesini yazacağım ola ki bir gün duyduğunda nefesimi dudaklarında anlayasın ki bu hikâye yaşamayı hak ediyor.
İyi kal mutlu ol
Bu gece katran karası köy gecesini köy deresiyle yıkamalı, isli bir tencereyi kalaylar gibi paklamalı.
Ay yüzünü asmalı dikili gökyüzüne.
Dikilip ay yüzünün gölgesine serin dağ ve vadi meltemlerinin esininde aşkların en şahanesini yaşamalı.
Şimdi sana özlem biriktiriyorum, sana hasret.
Gel desem ve içimde biriken o seni göster desem gelirmisin?
Sevgili, siyah geceden daha siyah zülüflerin sahibi, seni yüreğimin zulasına, aklımın sınır uçlarına, gözlerimin en uzak ufuk hattına gergef ettim.
Bil ki canımı acıtacak kadar uzak olmuş olman seni sevmemi engellemiyor, daha aşkla daha sevgiyle ve koşarak sana gelmeme yol oluyor. Sana gelmek ise yolların en patikası en şosesi. Ama aşk bu değil mi ki esasen, zor zamanlardan ışık bulup parçalamak umutsuzluğu ve sevdaya kucak açmak sonsuz mavi
Aşk barutsa insan bedenindeki tüylerin altında, seni görmek o zaman ateştir. O ateşte yanmak için bütün yalınlığım, bütün sevdamla hazırım. Kapındayım.
Sevmek kolay değil biliyorum; ama yaşamda kolay olan bir tek şeyi söyleyebilirmisin bana velev ki ben zor olanı seçtim, zor olan her zaman çok sevgiyi tattıran değimlidir? Zaten zor yakışır benim bildiğim seven insana.
Şimdi güneşin doğuşunu kolay mı sanıyorsun sen: elbette çok yanık çıkar dünyaya çok doğarak çok ağır Mükâfatı sımsıcak bir aydınlıktır sevgili, sımsıcak Üşümeden, titremeden bir yeni aydınlık biçimidir güneşin doğuşu.
aşkta bu sıcaklık, göz kalbe düştüğünden beridir var!...
Kavli ne olursa olsun aşkın, belası da vardır elbet, belayı aşk etmekte seven yüreğin korkunç hırsında olmalıdır. Seven yürek fedaidir çünkü.
Ben hiç görmedim farz ediyorum seni, hiç görmedim çünkü yüreğimden çıkarıp bakmak istemedim sebep budur belki. Belki de senden uzanmaktı aşkların en yücesine ve en ulaşılmazına
Benimkisi gözlerinde erişmekti sevdanın aklına. Sevdanın aklı ise sol memenin altında. Bir deli çığlığı gibi haykırmak istesem haykıracağım bil. Bir deli tavrıyla yahut ritmiyle yaşayacağım inan. Ben sevdayı böyle belledim zira
bu mektupta hasretin umuda dönüşünü yazdım sevgili, umut yakamızdaki kir kadar yakın çünkü bize ancak elimizle silebileceğimiz kadar da basit biter elbette Her şeye rağmen sen sevdayı tattırmaya devam edecesin bana ve bende sana mektuplarda insan kokusunun hikâyesini yazacağım ola ki bir gün duyduğunda nefesimi dudaklarında anlayasın ki bu hikâye yaşamayı hak ediyor.
İyi kal mutlu ol