İrfan Sarı

İrfan Sarı

Sonuncu kaldık yine

Sonuncu kaldık yine

Üniversite yarışında yine sonuncu kalmış memleketim yani Şırnak’la burun farkı var. Sonuncu olmak için attığımız adımları bir bilenin gelip Müslüman nidasıyla (Allah rızası için) anlatması gerekiyor. Yoksa bu iş ciddi ciddi mide bulandırmaya başladı.

İnsanlar çocuklarını sonuncu gelsin diye göndermiyor okula, eğer öyle olsa okula göndermez kendi iş gücüne karıştırır en azından babadan kalma da olsa bir meslek sahibi yaparlar.

Zannımca bunu bilmeyen yok.

Eğer her yıl ama her yıl sonuncu geliniyorsa ilkin bu işin içindeki eğitimcilerin ve idarecilerin kendine sorular sorması gerekir. Stratejilerinde eksik argümanları sıralamalılar bunu veli ve öğrencilerle paylaşmalılar. Gerekirse kamuoyu oluşturulur ve eksik araç gereç, bilgi, yöntem konusunda bir birliktelik oluşturulur.

Geç kalınmış olunan her ne ise, lazımsa devletin kendisinden uygun talep yeterliliği ile istenir gerekirse projelendirilir üniversitelere yollanılır ve üniversiteler üzerinden bu gündeme taşınır.

Yok, eğer gündem oluşturulacak bir gereklilik ya da lüzumluluk görülmüyorsa yerel düzeyde çözüm varsa bu konu için seferber edilir aileler.

Ki hassasiyetler konusunda bura aileleri fedaidir.

Eğitimci önce kurdun düştüğü ve giderek kemirdiği yeri bulmalıdır. Eğitimci bu anlamıyla sorumludur. Eğitimci politik arenadan değil düşünsel yenilik, araştırmacılıktan beslenir. Değişimci olmalıdır.

Eğitimci, Dönüştürebildiği zaman kar hanesine artı gurur koyar yoksa sesi soluğu dört duvar arasında küflenir velev ki evi sarayda olsa. Üretime geçirmek için, sonda kalanları hangi yol yöntem izlenecekse hangi strateji belirlenecekse eğitimcinin önemli oranda katkısı gereklidir.

Kıran kırana bir mücadeledir öğrenmek ve öğretmek görüyorum ki bu konuda mücadele azmi yok daha çok önerilen müfredat takvimi uygulanıp rafa çekiliyor sonrası. Ardı sıra ne olur nasıl bir hüsran olur bakılmıyor. Daha çok istenileni yapmayı görev edinen kulluk felsefesi tarafında duruluyor. Evet, ben devletin söylediği çizgide görev zamanı ve yetkimi kullanır çekilirim köşeme diyen bir ağırlık görülüyor.

Bir eğitim/öğretimcinin elinde nakışlanan cevher sınırları zorlamalıdır.

Gelinen noktada bilimin payı elbette tartışılmazdır.

Ama gelin görün ki bu payda Hakkâri olarak katkımız az olmaktadır. Sınırlar ancak sona doğru tarafımızca sıkıca zorlanmaktadır.

Şayet daha farklı bir bilinmezlik varsa yani aile faktörü, IQ vs.

Hiç durmadan bu da eğitimcinin çözüm konusundaki çalışmalarına aktarılmalıdır. Keza çözümü oluşturacak faktörler üzerinde yerelde ve genelde bir konsensüs oluşturulup katkı hamlesi haline getirilmelidir.

Ama kulağıma "taş atmaktan vazgeçin" her şey çözülür diyen sesler gelir gibi.

Bununda etkisi yok değil bunu biliyor herkes. Ama sonuncu gelmekte yeni bir şey değil. Türkiye kuruldu kurulalı bu gerçek olduğu yerde duruyor. Seksen öncesi okulsuzluk yıllarında tek tük üniversiteliden söz ettiysek şayet bu da o sonuncu olma geleneğinin bozulmamasından kaynaklıdır.

Bir güç sürekli sonuncu geleceksin dedi ama bu sonuncu geleceksin diyen tutuma karşı alternatif olma bilinci asla çıkmadı. Çıksa ne olur? Denilebilir. Statüko istediğini yaptırır ki nitekim yaptırıyor da işte o statüko denilen her ne şeyse ona alternatif olmasa bile onu cevaplayacak bir materyal elde yok elde.

Yani mevcut duruma karşı alternatif çözüm arayışı makale, rapor vs. yok.

Bu yüzden gelecekteki durum bu günden belli oluyor gibi.

Haber bültenlerine sonuncu olma kervanı ilimiz doğal olarak ilimizde yaşayanlar konulacaktır.

Her neyse bir eksiklilik var bunu biliyoruz bu konuda kimler kusurlu kimler sorumlu demekten çok ortadaki mevcut durumu değiştirmeye yönelik pratik nasıl yaratılır ona bakmalıyız.

Ama kendi mevcut durumuzu korumaktan vazgeçme zamanı.

Ne sonuncu olmalıyız bundan böyle ne de sonuncu olunan durumdan kendimize pay çıkarmama alışkanlığında olmalıyız.

Bu çocuklar yarışlarda inim inim inlerken mevki ve görev sandalyesinde kıpırdamayı ve oradan vazgeçmeyi bilen onurlu insanlara karışılmalı. Elinizdeki kalem koltuğunuzdaki saklılarınızdan her zaman daha önemlidir çünkü.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
17 Yorum
  • '''tertip'''' / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 11:48

    1- hemiziz sorumluyuz'' çünkü çocuklarımız okula gönderiyoruz..
    güzel. ya sonra. bir gün okuluna gidip .ya hocam çocuğum'2un dersleri nasıl..
    onuda geçtim . ya çocuğum okulun nasıl , derslerin ne alemde. bir sıkıntın varmı diye soruyormuyuz..
    2- biri sorar çocuğun lise-ye gidiyor. bizim cevap ibretlik. ya hiç sorma kardeşim gönderiyoruz ama boşuna.. bizim çocuk adam olmaz. hadi okudu bize görev vermezler çünkü biz potansiyel sıçluyuz
    (ee çocuğun azimi-ni şevki-ni öldürdük )

    Yanıtla (0) (0)
  • gewer / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 11:52

    sonuçta sonunculuğu kimseye kaptırmıyoruz

    Yanıtla (0) (0)
  • ''' tertip ''' / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 11:55

    3- yeğenim vardı . ilk orta öğertimini yüksekovada okudu babasının ricası üzerin-e. bende lise-yi istanbulda benim yanımda okusun dedim. yüksekovada taktir alan öğrenci.istanbulda neden-se .6. dersten. sınıfta kaldı.
    hadi bu sene çocuk yabancılık çekti dedik.
    bir öteki sene gene gittik . müdür beye ricada bulunduk.
    bir daha lise-1''i. baştan okusun dedik. mümkünatı yok dedik. ya okyacak .ya okuyacak. bu send-de .7. d ersten sınıfta kaldı.
    sonra yaptığım analizde . bizim yeğen .sekiz sene yüksekovada boşuna okumuş. aldığı taktir çook çalışkan olduğundan değil. sadece sesiz -sesiz okula gelip gittiği içinmiş. hocasını rahatsız etmediği içinmiş. yorum sizin

    Yanıtla (0) (0)
  • ''' tertip''' / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 12:01

    bizler çocukların velileri'' idareciler'' öğretmenler'' hepimiz sorumluyuz..
    çocuklarımız geleceğini düşünmüyoruz...
    küçükler büyüklerini örnek alırlar..
    atasında ne görse onu uygular..
    birde yönetim çocukların gözünü korkutmuş..
    12. yaşındaki bir ilk öğretim çocuğu -mitinglerde taş attığı için içeri alıniyorsa..
    ve ayaklarını altına jiletle cizliyorsa.
    o çocuktan kimse bir şey beklemesin.
    çocuğumuzu önce biz seveceğiz. sonra öğretmenleri'' yönetim sevecek. brokrasi sevecek.. neden hakkari ve şırnak her defasında son sıralarda.
    cahil-i yönetmek çook kolay ama okumuş insanı yönetmek hiçte kolay değil.. çünkü ilk başta vatandaşlık hakklarını bilir.bu hakkı

    Yanıtla (0) (0)
  • eeğtimci / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 12:21

    Eğtimcileri günah keçisi yapmanın bir anlamı yok bu mübarek ayda l. sen eğtimcilerin ve yönetcilerin nasıl çalıştığını hangi şartlarda çalıştığnı bilmiyorsun.bahsettiğin koltukları kimse kıçına yapıştırcı ile yapıştırmamış.bu makus talihi değiştireceiğne inanıyorsan buyur gel koltuklar senin olsun.Siz yüksekovanın Akil grubu olarak kaç okul gezerek sorunların tesbiti ve çözümü için yönetciler ile ve eğtimcilerle iştişare ettiniz de topu eğtimciler atyorsun. bu gençlerin aldığı zayıf notlar neden sadce eğtimcilere kesiilyor faturası. sizler veli olarak bu zayıf notlardan hiçbir paya sahip olmadığnız sürece eğtimciler ağzlarıyla kuş tutsalar dahi netice değişmez."kendimize pay çıkarmama alışkanlığında olmalıyız" sözünüzden pay alın.

    Yanıtla (0) (0)
  • FEDA ÖĞRETMEN / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 13:45

    9 Yıldır Hakkarimize boynumuzun borcu olan hizmeti vermekteyim. üstelik sınavlarda kayde değer bir branştan. Kanımca mesele şu. Sevmesini bilmeyen veliler, ortalama 6 ay hadi bir yıl olsun kalan STAJER öğretmenler, çarpık kalabalık sınıflar ve okullar, tembellik ortamında tembelliğe alışmış günahsız öğrenciler... ve sonuç. Aşırı yıpranma ve çalışma sonucu psikolojisi bozulmuş can havliyle kaçma telaşında ki stajerler. boynu bükük kendini ifade edemeyen veliler, ve ortamını yakalayamadığı için çalışma hevesini kaybetmiş haylazlar... Çözüm önerim şu

    Yanıtla (0) (0)
  • FEDA ÖĞRETMEN / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 13:53

    Çzm olarak. 1 uzun vadeli hakkari şırnak politikası geliştirmek. hem siyasi hemde eğitim politikasını cesurca oluşturmak. Öğretmenlerin daha hakkariye adım atmadan dönme planı yapmalarının önüne geçilmeli. öğretmenlerimize burada yaşama koşulları oluşturulmalı. pozitif ayrımcılıkla bu mümkün. bölgeyi bilen öğretmen uygulaması olabilir. melelerde olduğu gibi. yada hangi bölgeden olursa olsun ama burada tutmanın bir yolu olmalı.
    2. velilere yönelik bilinç çalışmaları ve seferberliği ilan edilmeli. veliye doğru sevgi kavratılmalı. bir gelecek vaat etmeli tüm velilere. Akademik olarak yetersiz öğrencileri ise değişik meslek kollarına yönlendirilmeleri ve iş sahibi olmaları sağlanmalı.
    3.

    Yanıtla (0) (0)
  • FEDA ÖĞRETMEN / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 14:01

    3. çocuklarımızı bir eğitim kampına sokmalıyız. bu kamp öyle aylık haftalık değil. sürece yönelik gerekirse 10 yılı alsın. okuma bilincini aşılamalıyız. onları gözetim altında tutarak hem oyun oynamalarını eğlenmelerini hemde öğrenmelerini sağlamalıyız. bir bakış açısı ortaya koymalıyız. seferberlik ilan etmeliyiz. gönüllü olmalı bu iş. herkesi katmak lazım. bu sorun herkesin. eğitimcilerimize güvenmeli ve bu kutsl amaç uğrna kenetlenmeliyiz. her çocuğa fırsatı bu şekilde sağlamış olurz. aksi taktirde garibanın çocuğu tembelliğe devam edr. bunu marifet bilir. yada bu tembellğiyle yetinir. kıpırdamadan okluna gideer gelir. bir de çocuklarımıza aile eğitimini sağlmamız lzım. bilinç dha okula başlmadn oluşmalı. iyi insan bilinci. güven bilnci

    Yanıtla (0) (0)
  • FEDA ÖĞRETMEN / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 14:07

    4. Tüm ülke genelinde eğitim bilinci yaratılmalıdır. fırsat eşitliği sağlanmalıdır. eğer gariban çocuğu garibanlığı ile yetinip önünü göremiyorsa burada eşitsizlik var demektir. herkesi işe yarar hale getirmek sosyal devletin bir ilkesidir. şu kaynaklarımızı savaşlara değil eğitime refaha ayırmalıyız. bilince ayırmalıyız. yatırımı insana yapmalıyız ki. suriyelileşmeyelim ıraklılaşmayalım. herkesi sevmeye sevilmeye vede huzura davet ediyorum. komşusu aç iken tok yatan bizden değildir. şöyle okuyalım. eğitim alanında da hepimiz hepimizden sorumluyuz. vesselam...

    Yanıtla (0) (0)
  • FEDA ÖĞRETMEN / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 14:09

    İrfan beye konuya dikkat çektiği için teşekkürler. ama devamını getirerek bilinci oluşturmada daha fazla çaba sarfetmelidir...

    Yanıtla (0) (0)
  • hocaa / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 15:58

    ya irfan bey nihayet otuz (30) yıldan sonra gerçeği gördü ama yine yuvarlak kelimelerle kimseyi kendisine küstürmeden konuyu karmanlaştırarak eleştirmeye çalışmış ama belli olan sorumluları hiç görmemiş ne yazıkki yazmış olmak için yazmış sadece yinede teşekkürler

    Yanıtla (0) (0)
  • ****** / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 16:26

    cico freşa getir

    Yanıtla (0) (0)
  • şiir ve şair / 25 Temmuz 2012 Çarşamba 16:37

    irfan bey bölgemizin eğitim ve öğretim faaliyetlerine ilişkin içinde bulunduğu durumu yazmaya çalışmıssınız. Fakat belli ki eğitime biraz uzak duruyorsunuz. Zira uzak durmasaydınız bu konuyu tek taraflı olarak ele almazdınız. Ben 14 yıldır Yüksekova da öğretmenlijk yapıyorum. 14 yıl önceki duruma göre her açıdan daha iyiyiz. Fakat yapılan çalışmalar sizin de mensubu olduğunuz STK lar tarafından da desteklenmeli, ayrıca konu ile ilgili olarak ghükümet poltikaları oluşturulmalıdır. Unuttuğunuz başka bir hususuda unutmadan belirtmek isterim. 2009 yılında K.........ilköğretim okuluuna vermiş olduğunuz sözü hala tutmadınız. Saygılarımla

    Yanıtla (0) (0)
  • gvz / 26 Temmuz 2012 Perşembe 04:14

    ben 3 yıldır yüksekovada yüksekova lisesinde öğretmenlik yapıyorum. yani ne ektin ne biçeceksin kardeşim. okul basılır, okul bombalanır, öğretmen dövülür, bu işler haricinde pek sayın velilerimiz okulun yerini bilmez. sonrada vay efendim sonuncu olmuşmuşuz. ne bekliyordunuz? onu bunu devleti falanı filanı eleştireceğinize önce bi kendi ardınıza bakın.

    Yanıtla (0) (0)
  • MERT / 26 Temmuz 2012 Perşembe 11:25

    ...... Sonuncu olmak için attığımız adımları bir bilenin gelip Müslüman nidasıyla (Allah rızası için) anlatması gerekiyor. Yoksa bu iş ciddi ciddi mide bulandırmaya başladı...( BUNU HALA ANLAYAMADIYSANIZ ÇOK YAZIK..... BU YAZIYI YAZAN ÇÖZÜMLERİNİ DE ÜRETMEK ZORUNDA DEĞİLMİ...?

    Yanıtla (0) (0)
  • antirfan / 26 Temmuz 2012 Perşembe 11:45

    bu sene ki sonuçlarda sonuncu değiliz ki.önce bi araştırında öyle yazın.

    Yanıtla (0) (0)
  • mina / 28 Temmuz 2012 Cumartesi 09:08

    kesinlikle eğitimcileri suçluyorum ben kaç hocanın ne haliniz varsa ğörün ben nede olsa paramı alıyorum dediğine şahitlik ettim siz başta öğrenciyi çalişmaya zorlamak zorundasınız ve öğretmek zorundasınız.ilk okul öğretmenleri siz öğrencileri zorlarsanız başta zaten alışkanlık halıne gelir çalişmak ama öyle tahtadakılerı deftere ğecir demekle öğretılemıyr genel için konuşmuyorum hakkıyla yapanda var ama sen öğretmedikten sonra öğrenılemıyor hocam tembelliğe aiştranlar sizsiniz

    Yanıtla (0) (0)
İrfan Sarı Arşivi