Her açtığında haber portalını ya da ajansları, her takip ettiğinde karşında bir tutuklama furyası... Onlar-yüzlerle ifade edilen tutuklamalar hem de.

Bu durum bana 1980 darbesi sonrası günleri anımsattı. O zamanlar 13 yaşındayım. Büyükler anlatırdı, kulak misafiri olurdum; “Bugün yine tutuklamalar var, falan kesin oğlu filan kesin oğlu”

Çok sonra duyduk, işkencelerde çığlıklarına kadar gizli gizli konuşmalarla oradaki insanlık ayıbının durumunu. Çünkü işkence var denildiğinde de suç işlenmiş olunuyordu. 

Gammazlama tarihinin en popüler dönemlerini yaşıyordu. 

İnsanlar evlerinden yurtlarından edildi. Nüfuzu olanlar kaçabildi yurt dışına diğerleri çaresizce o işkenceyi göze ala ala gitti içeri…

İçeride işkencenin türlüsü uygulanınca dışarıdakiler bu olanları bir yere not etti.

Çok geçmeden PKK doğdu.

Şimdilere bakıyorum da o günleri aratmıyor. Her gün bir operasyon, her gün gözaltılar... İçeri alınanlar aylardır daha hakim önüne çıkarılmadılar. Daha ne kadar süreceği de belli değil. “Belki yarın belki yarından da yakın”

Bir yandan da direnişe devam diyen siyasi aktörler var.

“Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım”

Şimdi bütün bunlar dönüp dolaşırken bir gammazlama yasası çıkarılıyor. Bunun için prim verilecek. En büyük gammazlamayı yapana ajanlık bedava…

Böyle bir durumu anlamak zor, milyona yakın sayısıyla asker, üç-dört yüz bin polis, mit falan derken ülkenin çoğuna isabet edecek bir yeni adım “ihbarcılar” 70 bin de korucu ilave etsek ülke didik didik ihbarcısını arayacak…

Belki de budur çare.

Yani herkes kendi ihbarcısını bulmak için dedektif olacak. Kin, ant, öç duyguları fırlayacak.

Vuracak herkes birbirini.

Devlet baba, devlet babalığını sürdürecek; yurttaşlar birbirine girince...

Neyse...

Bu ihbarcılık yaygınlaşmadan da zaten yeterince insan gözaltına alınıyor.

Gözaltına alınanlarla birlikte cezaevlerinin kapasitesi de tükeniyor. Yeni bir çare bulmak lazım, örneğin yeni ceza evleri ihale edilmeli ve bu kez x,w,q tipi cezaevleri inşa edilmeli.

Bu da bir ülke için prestij meselesi olur.

En çok seçenekli ceza evi olan ülke hangisidir denildiğinde hep bir ağızdan “Yaşasın Türkiye” diyebilmeli dünyanın bütün düşünürleri ve hatta çocuk bayramı olan tek ülke olduğumuz için dünyanın bütün çocukları bunu bilebilmeli.

Bir de yeni anayasadan söz ediyoruz.

Ne garip bir ülkenin yurttaşlarıyız biz. Bütün parasını insanların mutsuzluğu üzerine harcıyor. Heronlar, zırhlılar, ses hızıyla uçan fantomlar-jetler, çelik yelekler v.s v.s…

Oldu olacak aile hekimliği gibi aile polisliği modelini de getirin derim, yeni sivil anayasaya da zapt edin, “Islah olmayan asi Kürtler ıslah edilinceye kadar mücadele azmimizden ödün vermemiz mümkün değil.”