Devlet “Makul şüphe” dedi
Demokrasinin ve insan haklarının talan edilmediği bir ülke yaratmak için nefes nefese koşanların peşine düşen kötü koku “Makul Şüphe”
“Makul şüphe” bahane demektir en nihayetinde.
Sudan sebeplerle insanlara kan kusturmaktır.
Kim makul olduğunu anlayacak?
Kolluk kuvveti.
Aslında Türkiye için büyük kayıp. Türkiye geleceğine vurulmuş bir kara leke.
Polisin yetenek meridyeni, birikim çapı, öç alma duygusu, empatiye uzaklığı, vicdandan eksik olması umursanmamış.
İstediği yer ve zamanda istediği kişiyi duygusal çapıyla gözaltına alabilir mantığı güdülmüştür “Makul şüphe” ile.
Salt bu kadarla da kalmayacağı açıktır.
Türkiye deli bir gündem hızı içindedir.
Bir sabahtan ötekine değişen gündem başlıklarına yetişmek neredeyse mümkün olmuyor.
Ve bu gündem başlıklarının büyük çoğunluğu şiddet ve şiddet uzantılıdır. Sokağın durumu, ekonominin geldiği nokta, hak taleplerinin karşılığı ekseriyetiyle kavga barındırıyor.
Hava, her mevsimde değişiklik gösterse de, Türkiye’nin yaşam havası hep çatışma yoğunlukludur.
Siyasi kanatların, açılış konuşmaları hep biber kokuludur.
Cumhurbaşkanı küçük harflerle konuşamaz gibi bir mizaç var sanki.
Başbakan ha keza…
Yani suratlar asıktır, seçilen kelimeler insan sinirlerine dokunur cinstendir.
Tehdit odaklıdır her kurulan cümle.
Ülkenin geleceğine dair oluşturulan doğru dürüst kompozisyonlar ise hep topa tutulur. Ağır eleştirilir.
Alternatif sunulmaz.
Ekonomi güllük gülistanlık resm edilir. Oysa asgari ücret komedisi var hep ve insanlar bir yerden bir yere giderken cebindeki son lirayı harcamamak için yürümek zorunda kalır.
Zenginlerde var tabi…
Paraya tutkuyla bağlı ve koşulları ülkenin menfaatine değil kendi menfaatine dönüştürecek kadar hasta zenginler.
İşte bu tutku hastalarıyla, yaşama dişiyle tırnağıyla tutunan diğer insanların yaşam atmosferinde hep bir hüzün.
Maden ocaklarında ölümler…
Tersanelerde…
Kot taşlamalarda…
Trafikte yani yollarda…
Kanserde…
Bir ölüm koşusudur gidiyor. Ne yapsa ne etse de emeğe tutunanlar baş edemiyor.
Vicdanlıların hak korusuna saldırılar en tepeden en aşağı kadroya kadar organizeli devam ediyor.
Konuşursan suç.
Konuşmazsan çarkın arasına girip ölüme yatarsın.
Kader gibi.
Devlet güçlü, halk yoksul. Halk muhtaç. Halk makul suçlu…
Ve halka zulüm edenler ise halkın öz be öz çocukları.
Sosyal medya kutuplaşmış, çatışma kelimelerin, cümlelerin oluşturduğu kurşunlar gibi savruluyor.
Kentlerde soğuk bir iktidar teni duruyor.
Silahlanmış herkes, kesici ve delici aletler, önyargılar, peşin peşin didişme halleri var her yerde.
İnsan gibi yaşamak isteyenlere ise kim rast gelse savuruyor tekmeyi.
Herkesin yüzü asık, öç alma duruşu oluşmuş.
Kim demokrasi dese, insan hakları dese, normal yaşam dese düşmana çıkıyor. Bölücüye, teröriste…
Geri kalanların hepsi “vatanperver”
Makul şüphemiz eksikti o da geldi.
Gözünüz aydın Türkiye kurtuldu…
Makul ülke oldu!