İrfan Sarı

İrfan Sarı

'Dersim'i almış da ediyor ezber

'Dersim'i almış da ediyor ezber

Hercümerç edilen bir vilayetin bütün doğrularını anlatanlar Türkiye Cumhuriyeti tarihi boyunca “terörist” ilan edildi.

Yav kardeşim burada insanlar bombardımanla vuruldu… Öldürüldü… Asimile edildi diyen her vicdanlı insan ya karanlık bir gecede kayboldu ya da cezaevlerinde tüketti ömrünü. Kaçabilenler yurdundan ve toprağından kilometrelerce uzaklarda gözleri ırağı arayarak geçirdi zamanını kimisi ise sürgün vadilerinde kapattı ömür hanesini.

Vesayeti elinde tutanlar hercümerç ettikleri bu yerin isminden tutun iskeletine kadar değiştirilmesinden yanaydı ve bunun için ellerinden gelen bütün imkanları seferber etmişlerdi. 

Tunceli olarak ismi değiştirilen bu cennet kentin yazgısını yazdım diyenlerin dersini iyi çalıştıkları fakat buna rağmen sınıfta kaldıkları ta başından beri belliydi. Sınıfta kalmalarına rağmen yollarına devam etmeleri gücün ellerinde olması ve olanakların onlardan yana işlemesinden dolayıydı.

O masum insanların kemikleri toprağa dönüşmüştü belki ama hakikati saklamaya müsaade etmediler kalanlar.

Bu gün katliamın emrini kim verdi? Kim bombaladı? Gibi sorularla bir kez daha ezberlenmiş o ezeli dilin yeniden işletmeye çalışıldığına tanık olmak çok üzücü.

Keza bu ülkede kendi halkına karşı bir iktidar ve iktidarın beyni bir katliam gerçekleştirmiştir. Açık ve seçik görülen bu katliamın kelimelerle saklambaç oynayarak gizlenmesine pişkinlik denir.

Ama genel bir bakışla bakılacak olursa ülkemizde bu tür katliam ve katliam provaları hep vardır ve hep üstü örtülmeye çalışıldığı görülecektir. Yakın tarihimizde Diyarbakır ceza evi katliamları ve işkence uygulamaları henüz ülke yönetimi tarafından kabul edilmediği görülecektir. Oradaki suçlular yaptıklarıyla kalmış ve yaptığı işkence ve katliamlara rağmen en üstte olmayı kabul görmüşlerdir.

Sivasta yakılan aydın, yazar ve sanatçıların katillerinin yıllara yatırılan hukuk hikayesi insanlık vicdanında mahkum olurken o insanlık suçuna fail olanların dışarılarda aranırken kendi evlerinde olduğuna da tarih tanıklık etti. Böylesi entrikalarla örtülen görünmesi engellenen insanlık suçlarının aktörleri yine elleri güçlü olanlar olarak görülmektedir.

Bu ezber ve hakim dilin coğrafyadaki tahribatının hız kesmeden sürdüğünü görünce bu konuda ne kadar çok tecrübe edinildiğini doğan çocuklarımızda bilmektedir. 

Babalarının, annelerinin, ağabeylerinin, ablalarının nasıl tutuklandığını ve modern zamanların zindanlarında nasıl ömür tükettiklerinin birer canlığı tanığıdır çocuklarımız. O açıdan tutuklamak, zindana atmak, asmak, faili meçhul diye adlandırmak ve tabiî ki bombardıman etmekte tecrübeli ülkemizin çocukları olarak ne yana baksalar bakır tepsi soğukluğunu görmekteler.

Bilgelikleri bu yönde daha dinamik ve önde oluyor.

Yani bütün bu acıları yaşamış ve bu acılardan payına düşeni almış bu coğrafya o çocukların cenneti olmuyor bir türlü.

Ne yapsa ne etse olmuyor işte.

Belediye başkanı olsa olmuyor, parlamenter olsa olmuyor, asker olsa olmuyor, avukat olsa olmuyor…

Ezber aynı ezber, fotoğraf eski fotoğraf.

Uçaklardan atılan bombalar Dersimde ne idi ise bu gün mikrofonlara söylenen sözlerde-cümlelerde aynıdır. 

Kim neyi ispatlasa ve kim ne için özür dilese de fon müziği hep acıya dayanıyor.

Vesayet iktidarlar; hercümerç tecrübelerine yenilerini katıp duruyor.

Bu yüzden ülkede doğan güneşe, yağan yağmura, gökyüzünde bakışan dolunaya, ağaçlara, ormanlara, dağlara ve denizlere çok şey borçluyuz çünkü tüm olanlara rağmen onlar hep güzelliklerini korudular ve yüzümüze güldüler, biraz enerjimiz varsa o da doğa ananın sayesindedir.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
5 Yorum
İrfan Sarı Arşivi