İrfan Sarı

İrfan Sarı

Depremin dibi - zıkkımın kökü

Depremin dibi - zıkkımın kökü

Yüksekova’yı çevreleyen dağları folyo gümüşü gibi örten dün geceki kardan sonra bu gün güneş altında ıpışıl parıldıyor. İnce buz tabakasını da andıran bu gümüş-i durum sırtlarda daha bir belirgin parıldıyor.

Gökyüzüne malalanmış bulutların arasından sızan güneş ışıklarının işçiliği bize bu cümleleri yazdırırken dün geceki Van depreminden sonra yıkılan binalardan yükselen toz bulutlarının çıkardığı kül rengini görmek isterdi insan.

Enkazda çalışmayı gece karanlığı altında başlatan insan sevgisini de gördük:

Devlet-i Aliye’nin “7,2’lik bir depremden sonra deprem olmaz” dediği o şehr-i Van’ın takati kalmamış bir boksör gibi devrilişini de.

Devrilirken beraberinde birçok yurttaşı da devirip götürdü… Hem de bu yurttaşların birçoğu yardım çığlığı için koşup gelen insanlardı. Yardıma gelen insanları bir otele tıka basa doldurmayı göze alan devlet-i alanın insan özelli hassasiyeti ne kadar bariz bir şekil de açığa çıkmış oldu.

Gördük ki; Van şehri Gölden, kaleden, gözleri iki dünya kediden, demli çaydan, otlu peynirden, sönmüş yanardağdan, Xec u Siyabent’ten, Ax Tamara’dan ve daha nice güzelliklerden çok felaketlerin altında bir yumak enkaz, bir dolu korku ve çokça gözyaşıymış…

Gözleri fer fer kurtarılmayı imgeleyen Yunus’un çatırdayan iskeletine serserice çöken beton yığınları kadar ağır gözyaşlarının aktığı dün gece ve ondan önceki geceler ile gündüzlerdeki matemi kaldıracak daha da yürek yok sanırım.

Bizi felaketlerden sakınan Allahın aşkı ve matemimizin mümessili başka aşklar…

Hanginiz taşır bu yükü?

Giderem Van'a doğru uy aman aman aman
Yolum İran'a doğru yar elinden el aman
Kes başım kanım aksın uy aman aman aman
Kadir bilene doğru yar elinden el aman

Vanlıyam hem (men) şanlıyam
Kılıcı (cesedi) kanlıyam

Düşünebiliyor musunuz bir beton binanın içindeki korkuları…

Uyuyamamayı…

Uyurken enkaz gibi üstüne çöken karabasan çığlıkları…

Bir otel ve başka bir otel, kerpiç duvarlı evler, iş hanı. Hepsi insan mezarı hesabı yüce devletin gözleri önünde bir bir kazılarak örülmüş…

Örgüsü yağlı urgandır ince fidanların boynunda.

Defin için sıraya girmiş imamlar ve ön saflarda devlet-i alanın maskeli yüzleri için El Fatihaaa!

Budur kardeşliğin yegâne vaveylası!

Günler ve geceler boyu çimdik atılır gibi sarsılan bir şehrin tıkırtıları depremin ana bilimcileri tarafından duyulur ve söylenmesine karşın şehri ölüm uykusuna zorlayan bu teraneli şakıyışlar kardeşliği 5,6 kuvvetinde vurdu yine.

Ülkenin vicdan tabakası tarafından gönderilen yardımları çalan çırpan hırsız camiası kadar kahır eden bir durumdur bu.

Evet, hırsızların kol gezdiği ahlaksızlığı da gördük, bu ahlaksızlığa alan açan anlayışı da…

Üşüyen-aç bebeleri doyuracak mamayı ve sarınacak bir battaniye için yaşlıların ihtiyacını çalandan çok çaldıran muammayı da gördük…

Betondan çalana çalma alanı açan,

Demirden eksilten anlayışa bu anlayış müsaadesini veren,

Rüşvet Rüştünü ispatlamışların kurban sonrası kurban olan insanların ağırlığı kadar taş düşsün başına…

TV ekranlarında yurttaşlara masal okuyacağınıza adam akıllı işinizi yapsaydınız ne hırsızlar hırsızlık yapsaydı ne yolsuzluk yapanlar yolsuzluk yapsaydı ne izinsiz binalar yapılsaydı ne hasarlı binalara girilseydi…

Elleriniz sakolarınızın cebinde, peşinizde ordu gibi kameralar ve altınızda uçaklar, helikopterler havalanacağınıza oradaki insanlara yuva yapsaydınız daha iyi olmaz mıydı?

Ona buna laf yetiştireceğinize devlet-i Aliyelik görevinizi yapsaydınız olmaz mıydı bre erk?

Depremin dibinde kalasıcalar; kar-kış, enkaz-moloz, çadır-oba nasıl çıkar bu insanlar bahara? Laf etmeyin biraz icraat…

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
16 Yorum
  • Dero / 10 Kasım 2011 Perşembe 14:16

    Deprem haberlerini merkezden değil de köyden verdiği için gazeteciyi azarlayan ve diline dolayan devletin başını, soğuktan tir tir titreyen deprem mağduru insanlara " villa gibi çadırlarda kalıyorsunuz" diyen bakanımızı, villasının önünde son model aracı ve bakımlı bahçesine Kızılay çadırlarını kuran arsız insan müsveddesini, , otel binasına sağlamdır kalınabilir raporu veren denetmenleri, ve tehlike yoktur hasarlı binalara girip oturabilirsiniz diyen zihniyetleri ayakta alkışlıyorum!!!

    Saygılarımla sayın yazarım yine muhteşemsiniz.

    Yanıtla (0) (0)
  • daner / 10 Kasım 2011 Perşembe 14:28

    Oradaki binaları Ankaralardan gelen mütahitler dikmedi yine oranın insanları hemşehrileri dikti.Objektif bakmayı ögrenin artık ne yapılsa yaranılmıyor size nankör olmayın artık.

    Yanıtla (0) (0)
  • Hadi bakalım / 10 Kasım 2011 Perşembe 15:03

    Oralarda bir devlet görevlisi gelecek,bu bina da oturulmaz raporu verecek.Hatta bunu yapım aşamasında veya depremden olmadan önce gelecek diyecek ha.Merak etmeyin oraları da,oranın insanını da çok iyi biliyorum.O devlet görevlisini uçururlar orada.Heleki bu olayda geçen aşiretlere!

    Binaları merak ediyorsan ben söyleyeyim istersen,o yörede doğru düzgün bina sayısı bir elin parmağını geçmez.Bilmiyorlar mı oradakiler oranın deprem bölgesi olduğunu?Eski Van yıkımlarını?Çaldıran depremini vs vs.Rapora ne gerek var,yıkın yapın o zaman.Gerçi adam gibi yapmayan adam ne diye yıksın ki?Devlete say en güzeli o nasıl olsa.

    Yanıtla (0) (0)
  • sıcak evde / 10 Kasım 2011 Perşembe 14:57

    televizyon karşısında televizyonun gösterdiği kadar o kıt ekran kadar beyninle yorum yapması kolay. gelde vandaki durumu gözlerinle gör. allah vandakilere tokat attı ama devlet babada jop vurdu...

    Yanıtla (0) (0)
  • ALİ / 10 Kasım 2011 Perşembe 15:15

    Ben inanıyorum ki eğer bu deprem bölgesi batı tarafında olsaydı. O bölgeyi olağanüstü hal ilan edeceklerdi . Ama bakıyorsnuz ki herkes bölgede ben biraz siyaseti nerden koparacağım bazılarının gözüne nasıl girebilirim düşüncesi icerisinde .

    Yanıtla (0) (0)
  • barçelan / 10 Kasım 2011 Perşembe 15:53

    başkasını suçlayarak degil ben ne yapabilirim diye yazmaya başlasanız size katılacamda böyle yazmaya başlayınca olmaz olmaz degiştirin kafayı başkasını suçlamak kolay sen ne yaptın ona cevap vererek başla

    Yanıtla (0) (0)
  • serhat ROJHAT / 10 Kasım 2011 Perşembe 21:51

    Bu acı hepimizindir. Türkünde Kürdünde. Şimdi içimizdeki insanlığı, insanlığın gerektirdiği merhameti ortaya çıkarıp kadeşlerimize kardeş eli uzatma zamanı. konuşularak elbetteki çok şey halledilebilir ama böylesine acı bir günde değil. Şuan Türkü sevip sevmediğinin hiç mi hiç bir önemi yok.

    Yanıtla (0) (0)
  • resat206 / 10 Kasım 2011 Perşembe 22:06

    tvlerde görmedinmi yardımlaşmayı acaba onlar yalanmı

    Yanıtla (0) (0)
  • kırÇiÇeĞi / 11 Kasım 2011 Cuma 10:20

    İşte Sayın SARI sizi sevdiğimiz ve tanıdığımız içinde afette tuzluk olmamanızı istedik acizane.
    Keşke kendi şehir halkınıza nasıl yardımcı olacağını anlatarak organize olmasını sağlayarak sosyal gelişiminin afetlerde nasıl davranacağına katkınız olsa idi. Ama A’dan Z’ye sizde siyaset yaptınız. Ve alt kimlikte yatan suçlu arama psikozundan kurtulmuş olsaydınız suçlu aramak için Ben’ de ne yapabilirim depremzedelere diye düşünür ve organize ederdiniz.Yoksa her zaman bir suçlu bulmak en kolay yol. Aramaya bile gerek kalmadan..sevgiyle kalın mamoste.

    Yanıtla (0) (0)
  • kırÇiÇeĞi / 11 Kasım 2011 Cuma 10:21

    Siz ! söyleyin siz; ne yaptınız depremden sonra ??? Ailenizden kaç kişi gitti sıcak evinden deprem de çalışmaya? Kaç para topladınız hemen çadır ve battaniye almak için 1 tane insana ? Biz Sayın SARI biz taaaaaa uzaklardan Van’a ulaştık hemen para topladık. Battaniye yiyecek giyecek ve para yolladık. Ama arsız ve hırsızlar yine iş başındaydı. Hakkı olmadığı halde başkasının hakkını çalanlar.

    Siz, siz hiç değilse hırsızlara engel olacak bir grup oluştursaydınız ve yöre halkına yardım dağıtımında organize bir denetçi ekip olsaydınız. İnsanların istismar edilmesine engel olsaydınız. Van’ da görseydik ve takdir etseydik.

    Yanıtla (0) (0)
  • kırÇiÇeĞi / 11 Kasım 2011 Cuma 10:21

    Gölcükte 33 ve 31 yaşında iki kuzenimizin vefatının acısını yaşayamadan enkazdan cesedlerini İstanbuldan kendi imkanlarımızla kiraladığımız iş makineleri ile kendimiz kuzen ordusu olup ellerimizle çıkardık tam 11 gün sonra. İş makineleri 2 gün de anca ulaşabildi olay yerine. Yollar bozuk ve trafikti bizi engelleyen. 6 yaşında ki kızlarını kendimiz çıkardık enkazdan :((çocuk şu an genç bir kız ve böbrek hastası oldu.

    Biz annemi, dedemizi babaannemizi kuzenlerimizi kurtardıktan başka etraftaki insanlara da yardım ettik. Bu mantığa maalesef ulaşamadı doğu halkı. Devlet Baba ! her şeyi yapmalı evin babası gibi. valla devlet baba filan değil. Her vatandaş kendi üzerine düşeni yapmalı.

    Yanıtla (0) (0)
  • kırÇiÇeĞi / 11 Kasım 2011 Cuma 10:22

    Bir de halkın neler yapabileceğinden bahsetseydiniz. Deprem siyasi bir tuzluk olmamalıydı. Oldu maalesef.1999 depremini şiddeti ile yaşayan biri olarak depremden nasıl ders çıkarılması gerektiğini de iyi biliyorum hırsızların arsızlarında nasıl akbabalar gibi şehirler arası terminallerden bölgeye oluk oluk geldiğini de bizzat gözlerimle şahit olarak gördüm.

    Yanıtla (0) (0)
  • murat kurt / 11 Kasım 2011 Cuma 10:23

    Bir olay karşısında objektif olarak görüş bildirmek çok mu zor.Yani kusuru olanların hepsini yazmak bu bizdendir diye ayırmadan. Bu binaların yapımında kimlerin sorumlu olduğu belli değilmi.Devletin 5 kusuru varsa 10 kusurda Belediyenin değilmi.Neden yazmıyorsun ey yazar. 99 depreminden sonra yapılan binaların yıkılması cinayettir.Sorumlular araştırılsın,cezalandırılsın.Önce insan olmak,eğitimli insan olmak bütün sorunları çözecektir.İnsan olunca, yanına bir paye ilave etmene gerek yoktur.Allahın Japonu gelmiş burada insanlık için bir faydası olurmu diye görev yaparken hayatını kaybetti.YAHU İNSANLIK ADINA ,ALLAH AŞKINA HERKES BİR DÜŞÜNSÜN JAPONUN NE İŞİ VAR VAN DA.JAPON DİL,DİN,IRK GÖZETMEKSİZİN BİLA BEDEL YARDIMA GELMİŞ. BİR DÜŞÜNBİRDÜŞÜN

    Yanıtla (0) (0)
  • murat kurt / 11 Kasım 2011 Cuma 13:02

    Japon nerden bilsin bizdeki önğörüsüzlüğü,bilimden yoksunluğu,yolsuzluğu,bilgisizliği.Otelin sahibi otelim sağlam demiş depremden sonra.Bir milyonda masraf yapmış bir sene önce.A.pakkanda her sene orasını burasını değiştiriyor bakıyorsun en fazla 30 yaşında.Ama içi öylemi kalbi ,beyni.Sen binayı içerden dışardan kaplama yaptırmışsın hasar görünmüyorki.Hasarı görebilmek için bütün kaplamaların sökülmesi icap eder onuda sen kabul etmezsin.Yetkili biriside gelip orayı mühürleyip kapatamaz Japon nerden bilsin.Ancak geri kalmış ülkelerde Her bayram yollarda yüzlerce insan ölür seneye yine ölür.Gelin uygarlaşalım,enerjimizi uygar toplum olabilmek için harcayalım.Bu Japon kardeşimizin isminide başta Van olmak üzere cadde isimleri olarak yaşatalım

    Yanıtla (0) (0)
  • murat kurt / 11 Kasım 2011 Cuma 17:12

    Bir şehirde aynı kavşakta aynı şekilde bir ay içerisinde 5-6 trafik kazası olurmu.Yolunu yanlış yaparsan insanlarını eğitimden geçirmezsen,kurallarını koymazsan,koyduğun kurallara uymayanları cezalandırmazsan olur.Hangi gelişmiş ülkede kaldırımda yürüyen insana araba çarpar.Japonyada binalar nasıl yapılıyor diye kaç belediye başkanımız teknik ekibiyle beraber ziyaret etti ve aynı sistemi şehrinde uygulama için çalışma başlattı.Amerika,Avrupa yollarını ve binalarını nasıl yapmış diye hangi bayındırlık bakanlığımız arştırma yapmış.Hangi batı ülkesinde müteahhit olmak bu kadar kolay.Ülke olarak bir karar vermek zorundayız.Ortaçag toplumu olarak kavgayla,kinle,nefretle,hep banayla,silahlamı yaşayalım,yoksa barış içinde,akılla,bilgiyle,kalemlemi

    Yanıtla (0) (0)
  • tertip / 13 Kasım 2011 Pazar 19:23

    ağğğ mamosta ağ hep doğruları söylersin, ama duyan kim..

    Yanıtla (0) (0)
İrfan Sarı Arşivi