Bir daha Kobanê için
Bu gün ilk defa
üşümenin ne felaket olduğunu öğrendim
Evvelce fırtınalar görmediğimi sanmayın
ama ülkemde
kocaman düşmanlarla savaşan çocukları düşündüm
Evlerin kapısı bomba
sokak şarapnel
ve kötü köpeklerin ölüm kokusu
yayılıyor ajanslara
Mutlak savaş tanrıları artık yaşlı hayaller içinde
bilmem hangi sınırları
hangi bekçiler tutacakmış
Barut haceti içinde her yer
çocuklar anayurdunda anadilleriyle savaşıyor
mezar taşlarına sahip çıkacak
ölüme fırsat vermeyeceksin
Çikolata sever gibi yaşayacak
hiç üşümeyeceksin
Sıkı giyin çocuk
ben yokum
kanayınca yaran
azınca sevdan
saramam
ciğerime koyamam
Ruhumuza daha fazla yalnızlık düşer
bileklerimizde kan damarları
ama günün ilk tozlarıyla
olasılıktır özgürlük
Yağmur yağıyor şimdi şehre
orada bir yolculuk hali ve brandadan çadır
balçığa çakılmış göç
ve asırlardır sevdiğim
muhacirim
ezîdî bir muhacirin uzun olur gözyaşları
kürt gibi çevrilmiş
tuzaklar içinde
tanıklıkları vardır
Zincirsiz azılı köpekler gezinir topraklarını
cennet insan kesmenin vaadi
ölümüne dövüşerek
gülümseyerek
marş söyleyerek
kazılır mezarları
Ve faşizm
açık ara faşist hadiseler
sürülüyor köyler
kentler
şehirler
gözyaşları eşit pay
ve dünyaya gerçek etkileri
milyon dolarlık yalanlar
Kendi toprağında mültecisin işte
üzül istersen
istersen bir kasaba otelinde
elini ciğerine at ve sökyerinden
Ya da bir kalaşnikov namlusuna söyle sırrını
ölümü kovala
öldüreni kov
kafa koparanı kopar topraklarından