“Dil Dixwaze Here Cengê” Delîla Meyaser
Kürt ve Kürdistan Meselesini Türk Entelejinsiyası üzerinden doğru okumanın kanımca mihenk taşı üç paşadan biri Cemal Paşa’nın torunu Hasan Cemal’i doğru okumaktan geçer. Hasan Cemal, geçmişinde kuşakdaşları gibi Kemalistti. Yeri geldiğinde atalarının hatasıyla sevabıyla kılıcını çeken ama sol cenahtan bir ulusalcılığa meyleden bir aydın ve gazeteci.
Kürtlerle tanışıklığını “Kürtler” kitabında anlatmıştı. Kanımca Hasan Cemal’in Kürt halkıyla ilişkisinin başköşesine Kürtler kitabını yerleştirmekte yarar var. Üstelik Kürtler kitabı hayli doğru bir neşterle ilk 38 sayfasında bir Kürt direngen ailesinin şahsiyeti rahmetli Felat Cemiloğlu’nun Diyarbakır Beş Nolu Zindanı anılarıyla başlar. O anılar ki; Hasan Cemal’in kitabında anlatılıp yazılıncaya kadar; Beyaz Türklerin hemen hiçbiri inanmamıştır bu gerçekliğe. O kadar ki Hasan Cemal’i özel görüşmelere, brifinglere davet edip, “bu kadarı da olmuş muydu”, diyerek sorma gereği duymuşlardı.
Hasan Cemal şeceresinde, Kürtlerle yüzleşmesinin ikinci kitabı ise “Barışa Emanet Olun”dur. Barışa Emanet Olun, daha Abdullah Öcalan’ın 2013’ün başlarında Türk analarının kalbine hitap ederek esir Türk askerlerinin serbest bıraktırılmasıyla ancak Barış’ın inandırıcı bir barış olmasının mümkünatını dillendirmesinin hemen öncesinde Hasan Cemal’ce kaleme alınmış kıymetli bir Barış vesikasıdır. Üstelik bir PKK’liye Kürtler kitabından on küsur yıl sonra “Kürtler kitabını bugün yazsaydım başka türlü yazardım”deme cesaretini gösterebilecek yüreklilikte bir Türk aydınının kitabıdır Hasan Cemal’in kitabı.
Ve kanımca Hasan Cemal’in Ermeni Soykırımını kabullenişinin nasıl miladı “1915 Ermeni Soykırımı” kitabı olduysa, Kürdistan Gerçekliğiyle yüzleşmesinin devrimi de “Delila, Bir Kürt Kadın Gerillanın Dağ Günlükleri” kitabıdır.
Yalın, olanca çıplaklığıyla ortada olan bir savaşçı kadının dünyaya haykırarak meydan okuyuşunun içten, naif, sempatik, duyarlı, güvercin tedirginliğinde kırılgan ama aynı zamanda hayatını ortaya koyacak kadar da yürekli ve cesurca meydan okuyuşun kitabıdır Delila.
Kadim Amed şehrinin Silvan ilçesindendir Şenay Güçer, namı diğer Meyaser Delîla. Hayata bütün gençliği ile bağlı, sanatçı ruhlu, şarkılar söyleyen coşkulu bir gençtir Silvanlı Şenay. Kürdün, uğruna kendini meşale yaptığı önderi Öcalan’ın tutsak edildiği günlerde karar verip dağa çıkan Şenay, Delîla olmuştur.
Sesinin güzelliği ve üretken sanatçı kişiliği nedeniyle Avrupa’ya gönderilmeyi reddeden cesur yürek bir gerilladır Delila. Kürdün Sezen Aksu’sudur o artık. Öylesine bir Sezen ki; dağda Candan Erçetin’den de, Tarkan’dan da, Şebnem Ferah’dan da parçalar okuyan bir sanatçı ruhlu gerilladır Delila.
Che’den savaş terbiyesi almış, önderi Öcalan’a iman etmiş bir fedai kadın gerilladır Delila.
Hasan Cemal, bir gece karanlığında Kürdistan dağlarının Metina bölgesinde bir gerillanın teyp kasetinden dinlettiği bir parçada sesine çarpılır kadın gerillanın. Adını sorar hikâyesini, şahadetini sesinin ahenginde anlatırlar Delîla’nın. Tarih 2013 Mayıs ayıdır. Döner ve izini sürer Delîla’nın. Silvan’daki ailesiyle buluşur, konukları olur. Israrları sonucu Hasan Cemal Silvan’dayken Delîla’nın günlükleri bulunur. İşte o kıymetli hazinenin kısmen “işlenerek” gün yüzüne çıkarılmış ve okurla buluşturulmuş kitabıdır, Delîla.
Delîla’nın Hasan Cemal tarafından kitaplaştırılmış Günlükleri daha önce değişik örneklerini okuduğumuz günlüklerden hayli farklı. Savaşın en vahşi ve acımasız gerçekliğinin yanında bir kadın gerillanın gözünden, kaleminden muhteşem çocuksu, saf, heyecanlı, mücadeleci ve kararlı, aynı zamanda neşeli bir bakış sunuyor okura.
Delila sıradan ve sürüden Beyaz Türk dünyasına farklı bir perspektif sunuş sağlıyor. Kürdün dağa çıkmış erkek gerillasını kan içici eşkıya ve çapulcu, kadın gerillasını da galiz küfürlerle aşağılayan bir okumaya, cepheden ve birinci ağızdan üstelik bir kadın gerillanın sanatçı ruhuyla çığlığın ahenkli sesidir Delila.
Delîla, Bir Kürt Kadın Gerilla’nın Dağ Günlükleri kitabını keşke yayınevi müzik cd’li yapsaydı. Delîla’nın sesini de dinleyerek okusaydı okur bu cesur ve yürekli kadının anlatısını.
Size bu kitap üzerinden ete kemiğe bürünmeye aday bir sır vereyim en iyisi sözü bağlarken!
Arzulanan Barış, ancak böyle çabalarla vücut bulur. Dağın Ardındaki Efsaneancak bu şeklide ben buyum, buradayım, olanca yalınlığım haklılığım ve hakkaniyetimle…
Hasan Abi, sana selam ediyorum. Kadim Amed şehrinden muhabbetlerimi yolluyorum. “Bu kitabın amacı, barışa katkıda bulunmak, bu genç insanların acılarını yüreklerimizde hissetmekten geçer. Neden çıktı bu kız dağa!” diye soruyorsun. Ve sorduğun yazdığın için ne “vatan hainliğin, ne alçaklığın, ne rant yiyiciliğin” kaldı ya Ankara iktidarınca! Geç bunları Hasan Abi geç. Sen çoktan yazıldın Kürdün kalbine, benden söylemesi…