Karxezal
Biz hayatın bir kıyısında yolunu şaşırmış iki dalga gibi çarptık kıyılarımıza, su ve güneşin naz ederken bir birlerine şarkı okumaları gibi. Habersiz ama hisli
Gördük mavi sular denizleri taşırır, deli yürekler sevdayı
Sormayı unuttuk, kıyılarını kim yarattı denizin, özgürlük bu kadar kolay çevriliyor mu? Alışıktık gerçi tel örgülerin hudutlarına ama unuttuk geçmişin tırnaklarını. Unuttuk göğsümüz kaç kurşunluk yer taşır diye. Sonra sınırsız güçle iteledik istemlerimizi. İstedik ki denizin suyuyla yıkayalım gözlerini.
Ve göğsüne dağları konduralım gücümüzle.
Bir kıyımız göl oluyor yosun bağlamış, nilüfer sereserpe, pürüzsüz bir güzellikte. Aslında suyun dibinden yosunu izlemek bir başka rüya, bir başka dünya.
Dedik dağlar sever yeşil ormanların nefesini ondan göllerin yosunlarını sıktık avuçlarımıza taşıdık Karxezal*
Taşıdık
Denizlerden yeşil düşler ile.
Şimdi saçlarını dümdüz ovalarda tarıyorum birazdan heybemde deniz ve göller ile tenini çizeceğim göğün üstüne. Esmer şiirler sağacağım çehrenin şakağından. Bulutlar gizliden dişlerinin arasına girecek güleceksin Karxezal
Bu öykü ağlamayı da bilmeli ağlamak imkansız bütün insanların gömüldüğü ana kucağı kadar sadıktır bil ama ben senin göz yaşlarını toplarım hiç korkusuz bunu da bil
kendi sesinden akan bir ırmak gibi
deniz az sonra bil
ve ağla,
göz yaşlarını ben toplarım.
çektiğimiz kahır kadar ağır değil gözyaşların,
elbette çiçek dermek gibi de.
ama ağlamak
bir fişeğin kovandan ayrılma anıdır.
ağla,
kavuşmaya asla tanık olmayacak gibi,
susmanın iklimi böyle diye.
İklim saman alevi yangınları da bilir, şahit oldun ki bu bilindik bütün öykülerin en eflatunisidir az zamanda çok yürek işlenen. Çok yürek ise aşkın lilasıdır Karxezal.
Bazen çocuk olmakta varmış eğer üstünden tanklar kadar ağır geçmişse zaman. Eğer çizgiler silinmiş ise ve doğrudan büyümüşsen bacak arasından şehrin. Genç olmakta varmış elinde kıpkızıl bomba bir yürekle.
Ama iklim seni son baharda bulmuşsa yaprakların damarlarından çekilmişse kan korkma aşk çoğu kez kan çekilince damarlardan başlarmış.
Bu ahvalden sonsuz örtüyorum üstümü ben yarına doğan güneşi işliyorum yüreğimde. Bir işçinin elindeki nasır kadar tanıdık ve bir yolcunun yüzündeki hasret gibi heyecanlı. Otobüs terminalinde korkunç hızlı atan kalbimle.
Evet, bu öykünün de gözleri vardı senin gibi yeşil. Denizleri, ormanları ve gölleri o yüzden severim.
Kalbinin kundağına sar beni Karxezal
* Karxezal: Kürtçe ceylan yavrusu demek. Türkçe bir metinde bunu Kürtçe karşılığını kullanmak gerekirdi. Ancak Kürtçedeki gibi içsel bir sesleniş olamayacağından bunu tercih ettim.