Kadın
Kimine göre; kardelen olur Veziravada ilkbaharla usul usul gülümser yeni bir mevsime. Susén olur Reşkonun yamaçlarında. Beri yolunda deste deste kır çiçeğidir, Berivanın tokası olur yer yer. Şıvanın burnundan girer yüreğinde tomurcuklanır dağ çiçeği gibi.
Nérgéz olur Meydanbelekte yele kapılır.
Kelebek olur, mezarlık mahallesinde nice yitip giden sevdaya inat. Keklik olur sürü sürü Satta göle iner, yaban çiçeği olur rengarenk, Cilo buzullarına dost olur. Mor Dağın'da eflatun eflatun mor menekşe olur. iner ovada dolanır kaynak ağızlarında Reyhan olur. Nehilde patlar nehil çiçeği gibi, sonra kıvrım kıvrım dudakları gül olur. Ela gözlü dilber olur Karacaoğlanın dizelerine. Kışla tepesine çıkar seyr olur, dinler yüreğinin sesini. İki damla yaş olur göz pınarcıklarında yiğidin.
Sonra bir şairin sözünde;
oy dilsizim oy gülmezim yağmur yüreklim,
oy çiçek bakışlı yarim rüzgarım benim olur.
Bir uçum gider Şemdinli ormanında dolanır, Tusiden öz alır, bal dudaklı, gerçek kara kovan balı olur.
Hakkaride Zapa uzanır, bir sıla türküsü olur.
Hasretinde Şemdinli tütünü tüter. Çukurcada ham meyva olur, yarin gül kokulu sabah kahvaltılarında, mis kokulu otlu peynir ya da koyun yoğurdunun kaymağı olur.
Sümbülün başında bulut, gökte aşk, Depinde alabalık ve bir duble rakı, yanı başında çeltik tarlası, şarıl şarıl dinletiler, taştan taşa çarpar Mozart olur, Depin çayında.
Monalisa'dır, Pikasso tablolarında.
Bir yaz günü Nehil bataklığında nilüfer, seher vaktinde yasemin kokusu olup yayılır ovaya, yağmur tıpırtısından sonra ki gök kuşağı olur. Feraşin yaylasında çobanın kavalına üflediği nefesteki ses olur. Sonra günün orta yerinde güneş, gecede mehtap, ilkbaharda filizlenen ilk çimene düşen çiy tanesi olur. İlk yaz esintisi ve rüzgarda fısıldaşan sır olur.
Dökülür ahmed ARİFin dizelerine şiir olur.
içmek
gözlerinde içmek ay ışığını
varmak,
gözlerinde varmak can tılsımına
gözlerin hani?
Vargenémanda kaçakçı bir sevdadır katır sırtında. Soğuk kış gecelerinde soba, şömine, tandır oldu. Döndü dolandı sevdanın son demi gelin oldu. Fırtınalı bir gece kızak sırtında hastaneye giderken anne oldu.
Doğdu, güne ciyak derken kız kardeş oldu.
Büyüdü abla oldu. Evlenince gelin, gelinken yenge oldu, görümce oldu. Gün geldi yatalak oldu, hala, teyze o da yetmez gibi bir baktı kaynana ardından da nene oldu.
Hiç beyaz elbisesi olmadı, evlenince de, ölünce kefen yoldaşı oldu. Bir gün Fatma, Elif, Ayşe, Revnek, Kejé, Diyana, Meri oldu. Kimine göre Leyla Mecnun'una, Aslı Kerem'ine, Zin Mem'ine, Havva Adem'ine, Şirin Ferhad'ına ve hatta Meryem bütün mucizelere inat. Sonra Necati CUMALİnin Emine'si oldu.
Abanozdaki emine
On yedisinde düştü
Afro nun eline
Şimdi yaşı yirmi bir
Eridi gitti dört senede
İpek saçlar vücudu bozuldu
Ela gözlerinin ateşi söndü
Kalmadı eski neşesi
Alıştı zamanla küfre,tütüne
Zamanla etrafına uydu
Isındı evin adetlerine
O içimizden birinin kızı
Birinin kardeşi
Aşık birine....
Nérgéz olur Meydanbelekte yele kapılır.
Kelebek olur, mezarlık mahallesinde nice yitip giden sevdaya inat. Keklik olur sürü sürü Satta göle iner, yaban çiçeği olur rengarenk, Cilo buzullarına dost olur. Mor Dağın'da eflatun eflatun mor menekşe olur. iner ovada dolanır kaynak ağızlarında Reyhan olur. Nehilde patlar nehil çiçeği gibi, sonra kıvrım kıvrım dudakları gül olur. Ela gözlü dilber olur Karacaoğlanın dizelerine. Kışla tepesine çıkar seyr olur, dinler yüreğinin sesini. İki damla yaş olur göz pınarcıklarında yiğidin.
Sonra bir şairin sözünde;
oy dilsizim oy gülmezim yağmur yüreklim,
oy çiçek bakışlı yarim rüzgarım benim olur.
Bir uçum gider Şemdinli ormanında dolanır, Tusiden öz alır, bal dudaklı, gerçek kara kovan balı olur.
Hakkaride Zapa uzanır, bir sıla türküsü olur.
Hasretinde Şemdinli tütünü tüter. Çukurcada ham meyva olur, yarin gül kokulu sabah kahvaltılarında, mis kokulu otlu peynir ya da koyun yoğurdunun kaymağı olur.
Sümbülün başında bulut, gökte aşk, Depinde alabalık ve bir duble rakı, yanı başında çeltik tarlası, şarıl şarıl dinletiler, taştan taşa çarpar Mozart olur, Depin çayında.
Monalisa'dır, Pikasso tablolarında.
Bir yaz günü Nehil bataklığında nilüfer, seher vaktinde yasemin kokusu olup yayılır ovaya, yağmur tıpırtısından sonra ki gök kuşağı olur. Feraşin yaylasında çobanın kavalına üflediği nefesteki ses olur. Sonra günün orta yerinde güneş, gecede mehtap, ilkbaharda filizlenen ilk çimene düşen çiy tanesi olur. İlk yaz esintisi ve rüzgarda fısıldaşan sır olur.
Dökülür ahmed ARİFin dizelerine şiir olur.
içmek
gözlerinde içmek ay ışığını
varmak,
gözlerinde varmak can tılsımına
gözlerin hani?
Vargenémanda kaçakçı bir sevdadır katır sırtında. Soğuk kış gecelerinde soba, şömine, tandır oldu. Döndü dolandı sevdanın son demi gelin oldu. Fırtınalı bir gece kızak sırtında hastaneye giderken anne oldu.
Doğdu, güne ciyak derken kız kardeş oldu.
Büyüdü abla oldu. Evlenince gelin, gelinken yenge oldu, görümce oldu. Gün geldi yatalak oldu, hala, teyze o da yetmez gibi bir baktı kaynana ardından da nene oldu.
Hiç beyaz elbisesi olmadı, evlenince de, ölünce kefen yoldaşı oldu. Bir gün Fatma, Elif, Ayşe, Revnek, Kejé, Diyana, Meri oldu. Kimine göre Leyla Mecnun'una, Aslı Kerem'ine, Zin Mem'ine, Havva Adem'ine, Şirin Ferhad'ına ve hatta Meryem bütün mucizelere inat. Sonra Necati CUMALİnin Emine'si oldu.
Abanozdaki emine
On yedisinde düştü
Afro nun eline
Şimdi yaşı yirmi bir
Eridi gitti dört senede
İpek saçlar vücudu bozuldu
Ela gözlerinin ateşi söndü
Kalmadı eski neşesi
Alıştı zamanla küfre,tütüne
Zamanla etrafına uydu
Isındı evin adetlerine
O içimizden birinin kızı
Birinin kardeşi
Aşık birine....