Mültecilerin ‘ölüm’ yolculuğu
Ölümü göze alarak sınır hattından Van’a gelen mülteciler günlerce aç ve susuz bir şekilde ahırlarda bekletiliyor.
Van-İran sınır hattı uzun bir süredir mülteci geçişleriyle gündemde. Afganistan, Pakistan ve İran’dan hemen hemen her gün yüzlerce mülteci bu sınır hattı üzerinden Van’a geçiş yapıyor. 2 ülkeye ait çok sayıda karakol, kalekol ve gözetleme kulesinin bulunduğu sınırdan geçen mülteciler bu zorlu ve uzun yolculukta birçok zorlukla karşı karşıya kalıyor.
'ÖLÜM' YOLCULUĞU
Avrupa’ya geçmek için ülkelerinden bir umutla yola çıkan birçok mülteci ya Van Gölü’nde boğularak ya soğuktan donarak ya da sınır hattında açılan ateş sonucu yaşamını yitiriyor. Ölmeden sınırı geçmeyi başaran ve Van’a ulaşan mültecilerin bir sonraki durağı ise genelde Bitlis’in Tatvan ilçesi oluyor. Mülteciler, daha sonra Avrupa ülkelerine geçiş yapmak için İstanbul’un yolunu tutuyor. Bu uzun yolculuğun kimi noktalarında kilometrelerce yol yürümek zorunda kalan mülteciler, geçtikleri her kentte farklı farklı zorluklarla karşı karşıya kalıyor. Mülteciler, yolculuklarında ya otogar ya park ya da metruk binalarda yaşamak zorunda kalıyor. Mülteciler, bu yerlerde beslenme, barınma, tuvalet ve banyo gibi temel ihtiyaçlarını ise karşılayamıyor.
Mülteciler, bu yolculuklarında insan kaçakçılarına da yüklü miktarda para vermek zorunda kalıyor. Mülteciler, kişi başı genelde bin dolar verdikleri insan kaçakçıları tarafından ya sınır hattındaki köylerde ya da getirildikleri kentlerde ahırlarda bazen günlerce bekletiliyor. İnsan kaçakçıları, üst üste yığdıkları mültecileri birçok kez günlerce aç ve susuz bekletiyor.
YAŞADIKLARINI ANLATTI
Mezopotamya Ajansı (MA), Afganistan’dan Van’a gelen ve günlerdir ahırda aç susuz bırakılan mültecilerden Salih Azimi ile yaşadıklarını konuştu. Ülkelerinde yaşanan savaş nedeniyle göç etmek zorunda kaldığını ve 10 gündür yolda olduğunu belirten Azimi, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “İran’da kaçakçılara bin dolar vererek Van’a geldim. Günlerdir ahırlarda kalıyoruz ve 3 gündür hiçbir şey yemedim. Mahallelilerden biraz ekmek ve su istedim ve onunla yaşamaya tutundum. Kaçakçılara para veriyoruz ama onlar bize ne ekmek, su, yemek vermiyor. Parasını aldıktan sonra bırakıp gidiyorlar. Polis baskın yapsa da onlar tutuklanmıyor. Tutulduğumuz ahırlara bilmediğimiz ve ne iş yaptıklarını öğrenemediğimiz insanlar gelip bizi sayıyor ve gidiyorlar. Perişanız. İnsan kaçakçıları ekmeği ve suyu istedikleri fiyattan bize satıyorlar. Yarım litrelik su bize 5 TL’ye satılıyor. ‘Markete gitmeyin, polis yakalar’ diyerek, bizi korkutuyorlar. Hatta bazen çıktığımızda bu insan kaçakçıları bizi dövüyor, küfür ediyorlar, telefonlarımızı bizden alıyorlar.”
Bin dolar karşılığında Van’dan Tatvan’a getirildiklerini söyleyen Azimi, “Cebimde sadece 30 TL var. Bin dolar verdiğim insan kaçakçısı bizi bırakıp gitti ve onu tanımıyorum. Bu parayla nereye gideceğimi ve ne yapacağımı bilmiyorum” dedi.
MA / Dindar Karataş