ve şiirleri çaldılar bizden
biz işçiyiz ey toprak
tohumu nemli koynunda tutarsak
güneç bir kalp göğerir dal-yaprak
biraz küçük mutlu bir kalp
sarı saçlı buğdaylar
yeşil gözlü su
ve kırmızı gelincikler tarlasıdır Kürdistan
gece uyuyabilmek için yiğit olmalı
somun dudaklı kadınlar da
metropol yanaklı kızlar da
sanırım ölürken bile korkmadan ölünmeli
çünkü alın yazımız günahmış
oysa biletsiz çocuklar gibi sıkıştırılmış bir koltuğun çapına
terminal kokusu
yan yolcunun kokusu
gittiğin şehir ya da gideceğin şehrin kokusu
hepsi
bir tek saç telin etmez
morartılmış sevişmelerden sonrasın sen kusursuz
öpüşmeden yüreğe çekilmiş aşklar
gibi değil
şiirleri çaldılar bizden xalo
kızların nefesinde bir ilk sabah havası
erkekler gömleklerinin cebinin altından vurulmuş
utanç verecek hiçbir şey yok ortada
gurur veriyor uzak yolların kavuşmaları
ve inanılmaz heyecanlı
umuda ulaşmak üzereyiz ama
yani masallardaki gibi değil artık her şey
tencerelerden yayılan yemek kokuları gibi
orda bişey var
korkunç güzel ve iştahlı
ama vakit kaybetmişiz
sevmek için
yine de etkili çocuklarız
günahkarları af etmeye hazırız
kahve falımıza bakma falcı
bakma
biz kaderimizin demirci ustasıyız
mertler kavgayı bizden öğrendi
biz biliriz çeliğe su vermeyi
dağa aşk rüzgarı estirmeyi
kar zamanını
bulut ve yağmur didişmelerini
güneşin çocuk teniyle buluşmasını
ayın romantizmini
ve kol kola vermiş ormanlarla büyümeyi
biz biliriz
üstümüze yağmış yağmurun dört katı kutsalız
dünyayı muhteşem ellerimizle döveceğiz
sözümüzdür
çocuklarının parçalarını eteklerinde
ve katır sırtında taşıyanlara
çoğu ölümle kucak kucağa kalmış kemiklere
falımıza bakma falcı şiiri bizden çaldılar
zaman
tarihin en farklı keşfini yapacak
vahşi bir cennetten de atılmak isterim
toprak kokulu bir bahar bir ülke için