Birkaç gün önce Çukurca Belediyesi kıt imkanlarla özverili bir çalışma yaparak büyük Kürt Düşünürü Ehmedê Xanî adına ilk kez bir festival düzenlemişti. Durur muydum hiç? 23 yıldır yasaklı bölgeye ve büyük insanın mekanına gitmemezlik olur muydu?
Büyük İnsan Xanî ‘yi anlatmak haddim değil ama şunu söyleyebilirim ki, daha düne kadar “Büyük Türk düşünürü Ahmedi Hani” yazarak doçent ve prof olanlar varken, bırakın “Büyük Kürt düşünürü” kelimelerini, Ehmedî Xanî‘yi doğru biçimde yazmak veya eserlerinden biri olan ”Mem û Zin” isimli aşk destanı kitabını bulundurmak bile büyük bir suç sayılıyordu Kürtler için.
Ben büyük insanın köyünü, köyünün vadisini, doğasını aktarmaya çalışacağım sizlere.
Tiyar vadisi, Hakkari-Yüksekova ve Çukurca üçgeninin ortasında Cilo dağları silsilesinin güneyinde 55-60 kilometrelik derin bir vadidir. Vadi bildiğiniz Karadeniz coğrafyasını andırıyor, başından sonuna kadar sanki bir köy gibi. Bir köy bitiyor diğeri başlıyor. Şortê, Tîyar, Gise, Berîç, Hêşet, Zawîte, Tuxub, Mezrê, Güzereş, Xan, Pîrî Tovê köylerinde Yöreye has Pirinçten tutun, incir, nar, susam, dut ve cevize kadar her türlü meyve ve sebze mahsulünün bulunduğu bir vadi. Bu mahsuller ihraç edilecek miktarlarda olmasa bile kendilerine komşularına yetecek miktarlardadır.
Bunların yanında TİYAR’ın dört şeyi, KİLİMİ, İPEĞİ (kesrevan), Şel û şepik ve FILE’si, çok ünlüdür.
Zap vadisin tamamında olduğu gibi Tiyar Vadisinde de İpek böceği üretimi yapılmış. Ve Üretilen ipeklerle de Ünlü Gümüş simli Tiyar kesrevenı dokunmuş. |
Bilirsiniz, Kürtler Hıristiyan dinine mensup olanlara “Fıle” diyorlar. Hakkari yöresinde hala çok çalışana, dirençli olana, inatçı olana, güzel bir iş yapana, sanatını iyi yapana, borcuna sadık olana, yalan konuşmayana, “Mîna Fılê Tîyarê” denilerek “tiyar Hıristiyanı” yakıştırması yapılıyordu. Hala da yapılıyor. Yani bir insanda iyi olan her meziyet, yetenek ve huy “Tiyar Hıristiyanı”yla özdeştir yörede. Ben de ara sıra nasibimi alırdım bu yakıştırmadan sanatım ve inatçılığımla. En çokta Çukurcalı kardeşim Pısağa Hasan Güzel den tabi.
TİYAR Vadisinde Kürt olup olmadıklarını tartışma sebebi yapmadan, yaşlılardan da öğrendiğim kadarı ile Müslüman’ı, Hıristiyan’ı, Yahudi’si ve Ezidi’si birlikte 1915’e kadar kardeş gibi yaşamışlar.
Hakkari çevresini bir meyveye benzetirsek, Tiyar vadisi o meyvenin çekirdeği gibi. Çevresi sarp dağlarla çevrili, yıllarca kendisi besleyebilecek ve koruyabilecek konumda. Her türlü zulmü ve sürgünü görmüş ama asla istilada kalmamış bir bölge.
Evdişo gêlîyê Tîyaê kure
Şeşxana lure lure
Hatina Tîyarê dure
Erê Evdîşo êvare sih da latê
Şeşxana bide xebatê
Şer çu şîva Bêlatê
Erê Evdişo roj avaye
Tîyarîyan êriş daye
Şeri bir Mersavayê
…..
Veya…
Çume Tîyarê,Tîyara navê
Hey kêlokê ber ben ziravê
Leşa xistin ber hetavê
Çume Tîyarê şîvê
Erê kêloka ber ben zîvê
Laş xistine ber heyvê
………..
Diye birçok şiir ve türküye konu olan, Tiyar vadisi son 90 yıl içinde üç kez insansızlaştırılmış. İlki 1915, ikincisi ise 1924 yılında. 1924 yılında çatışmalarda üst düzey bir komutan vurulmuş. Hatta Hakkari Valisi bile esir edilmiş. Sonrası tam bir felaket. Vadi ikinci kez insansızlaştırılmış.
Birde dün yani 1990 yılında “Boşaltın leen” denilmiş. TİYAR’da sivil yöneticilere bile sorulmadan kelebeklere, kuşlara “Yürü Kurdo” denilmiş. Ondan sonra insan ölümleri, kimyasallar ve katliamlarla basında Kazan Vadisi adı altında sık sık gündeme gelmiş TİYAR.
İşte 1974 ve 1977 yıllarında, bu yolu ve ulaşımı olmayan Tiyar vadisini iki kez boydan boya yaya yürüdüm yapılacak yolu için.
Yalancı bir cennet gibiydi o yıllar. Akbabalar ve kartallardan tutun renga renk kuşlara varıncaya kadar çeşit çeşit sevimli hayvan cenneti idi. Hêşet Köylüleri, etrafı çevrili bir yatırı göstererek burası Süleymen peygamberin mezarıdır dediklerinde “Haa demek ki onun için bu vadide çeşitli kuşlar var” diye geçirmiştim içimden. Ama birkaç gün önce gittiğimiz bu vadide 2-3 kargadan başka o eskiden gördüğüm kuşlardan eser yoktu. Yolculuk ettiğim arkadaşlara da anlattım. Boşaltılan ve gördüğüm köylerden edindiğim tecrübelerimle, insanların terk ettiği alanlarda fare, serçe, karga, tilki ve kuşların birçoğu yaşayamıyorlar. Yararlı olmayan, dayanıklı otlar nazik ve faydalı otları yok ediyor. Ama ayı yılan ve yaban domuzu çoğalıyor… TİYAR’da da öyle olmuş. İsteyerek ve koşa koşa gidip gördüğüm usumdaki doğa harikası Tiyar’in haline çok acıdım ve şimdi eski güzellikleri yad ederim diye büyük bir özlemle gittiğim Tiyar vadisinde gördüklerim doğrultusunda “gittiğime pişman oldum” desem yalan olmaz…
Not: Şeşxane, elle doldurulan eski bir silah
Evdişo: Tiyardaki Fıle’lerin lideri idi
Bêlat ve Mersava Fıle köyleridir.
Halis muhlis TİYAR FILE leri 1991’deki Kürt göçü sırasında Çukurca 49. bölgesinde bunlar gibi yüzlerce Tiyar Fılesi verdı. Et doğrayanı Tiyardan ayrıldıklarını hatırladığını söylemişti.
YENİ dokunmuş ve çok eski antik bir Tiyar kilimi. Antik kilimin motifleri Şahlul û bilbil ile adlandırılmış. Vadideki kuşların çokluğundan olacak kilimlerini bülbül yuvası diye adlandırmışlar.
Şel û şepık ê TİYARİ giysileri çok çok ünlüydü yörede. Pıştpez, Asmani (İndigolu), Binevş ve beyaz çizgili türleri ile ünlü Tiyari kumaşlara yine renkli ipekten desen ve motifler işlenirdi.
Yöredeki Tiftik keçisinin sağrındaki ince ve yumuşak tüyleri, Fıle kadınları tarafından sağ ellerindeki tırnaklarına açtıkları ince bir delikten geçirdikleri tiftiği teşi ile eğirerek ince şel û şepik iplerini hazırlıyorlardı. Fıle Erkekleri bu ipleri hazırladıkları yer çukuru tezgahlarında büyük bir maharet ve sabırla dokuyorlardı.
Tiyar yolunu Emekli olduğum kurum 1970’li yılların sonlarında açmıştı ve o günden bu güne değişen bir şey olmamış. Geçit yolu hala.
Hangi yılda yapıldığı bilinmeyen ve yıllardır Tiyar deresinin iki yakasını birleştiren ÇİT KÖPRÜ’nün daha birkaç yıl direnip dayanacağı anlaşılıyor.
1974 yılında yolu olmayan Tiyar’a istikşaf için gittiğimizde Zawite’de bu evde (çerçeve içindeki harabe.) misafir (Culeyilerin evi) kalmıştık. Fotoğrafta da görüldüğü gibi bu gün temelleri seçilebiliyor.
Yine 1974’te GÜZEREŞ köyünde bu evde (Kasım Ceyhan) misafir edilmiştik. Gördüğümüz misafirperverlik ile bu harabe evin önünde durduğumda boğazım düğümlendi, acaba bu evin o temiz insanları şimdi nerede ve ne yapıyorlar diye geçirdim içimden.
Tiyar vadisinin girişindeki Şorte (Hıristiyan) köyünün kalıntılarından bir kaçı çerçeve içinde. Ekili arazileri heba etmemek için evlerini kayaların başına yapmışlar ve anneler işe gittiğinde çocukları uçurumdan düşmesin diye ip ile bağlıyorlarmış.
Önünde durduğum bu dağın üzerinde üç adet buzul gölü vardır. Geçmişte Temmuz ayında çıktığım bu buzullu göllerde bir günde dört mevsimi yaşamak mümkün idi. Aynı zamanda yörenin ünlü bir yaylası ve binlerce hayvanın merası ve biçenek alanlarıdır.
Ehmedî Xani Festivali'nden kareler
1974 Çeşit çeşit kuşlarının fazlalığını gördüğümde Süleyman peygamberin mezarına ben inanmıştım. Ama bugünlerde gittiğim Vadide bırakın renkli kuşları baykuşların bile artık ötmediğini gördük. Akşam Vadiden çıkmak üzere iken Şortê’de Beralın harabeleri üzerinde dolaşan HERON’u da görüntüledik.