'Oğlunuz intihar etti'

İrfan Sarı

Kışlaların içinde yükselen bir çığlık var ama kışlanın dışına “Oğlunuz intihar etti ya da kaza sonucu yaşamını yitirdi” denilip aileler kendi acılarına terk ediliyor. Sayıları giderek artıyor. Böylesi bir durumda ailelerin kafalarına soru işaretleri düşüyor.
 
İntihar mı? İntikam mı?
 
Savaş süresince askerlik yaptıkları kışlalarda sorun yaşayıp, sağa sola saldıran, kendini yaralayan, psikolojik ruha girenler olabilir elbette çünkü yaptıkları iş ağır bir iş yani askerlik bir başka anlamla elinde silah nöbet tutup canlı ne varsa hedefte tutmak. Tabiî ki sorumluluktan ziyade, disiplin, tek tiplilik, emir, dış dünya yani sivil yaşama özlem altında ezilebilir insan. Ama hayatını sonlandıracak kadar ezilmez herhalde.
 
Bazı vakaların basına yansımasına bakıyoruz bir bedene üç kurşun sıkılmış ama adına intihar denmiş.
 
İntihar edenlerin ekseriyeti ise Kürt…
 
Bu gün kışlalarda askerlik yapan Türkiyeli çocukların kader arkadaşlığı geçmişte babalarının ve dedelerinin onlara bıraktığı bir miras, böylesi bir mirasın içinde bu çocukların kafasına hangi şeytan giriyor da ard arda intihar etmeye başladılar.
 
Aynı marşı okudukları, aynı uygun adımı yürüdükleri, aynı eğitimi gördüklerini varsayarsak bu çocukları canlarından edecek kadar önemli sorunları ne olabilir ki…
 
Hem de bir G3 piyade tüfeğinin soğuk namlusuna çenesini dayayarak ölmeyi gerektirecek hangi meseleleri var acaba?
 
Biri ya da birileri buna dair hafızalı bir açıklamayı yapmalıdır diye düşünüyorum.
 
Annelerin ve babaların bin bir zorluk içinde büyütüp güle oynaya gönderdiği kışlada askerlik yapmaları gereken bu çocukları hayatlarından bıktıran nüansı bir açık alınlı yada açık görüşlü kurum anlatmalıdır.
 
Acının düştüğü yer yanar. Yandıkça küllerin arasından son bir gayretle mavi alevler çıkar. Mavi alevler yaşam belirtisidir. Yaşamın olması gerektiğinin telaşı içindedir.
 
Acı annelerin ve babaların yüreğinde baki kalır. Hiç sönmez, ölünce bile. Bir mektuba bir nota bir resmin arkasına bu acılarını bırakıp öyle giderler. Gözyaşlarının akını hiç bitmez, bazen bir kıyıda sessizce bazen bir başka ölümün şahitliğinde bazen bir evliliğin töreninde kendiliğinden akmaya başlar.
 
Çünkü onlar annedir, çünkü onlar babadır.
 
Babalar ve anneler başkalarının çocuklarının ölümüne razı olmadıkları gibi kendi çocuklarının ölümlerini de kabul etmezler.
 
Onun için bu babaların ve annelerin yüreğine kulak verilmeli.
 
Eğer çocuklarının rahatı, huzuru yerindeyse neden intihar ettikleri yönünde etraflı bir açıklama yapılmalıdır.
 
Rahatı yerinde olan, huzurlu olan, komutanlarıyla sağlıklı ilişkiler içinde olan, bulunduğu ortamın yaşamına uyan hallerin dışında birçok sebep intihar nedeni olabilir ama bu kadar çok intiharında rasyonel bir izahatı eğer varsa yapılmalıdır.
 
Nöbet kulübesinde intiharın da izahatı olmalıdır.
 
Kışlanın herhangi bir kuytusunda da koğuşta da intihar olabilir ama bir doyurucu, açıklayıcı tanım yapılabilmelidir.
 
Evet, intihar kapalı bir durumdur yani kendi içinde gizlilik barındırır ama gün yüzüne bir iz bırakır…
 
Bu çocukların yaşamdan geçmeleri hem de en dinamik yaşlarında kurcalamıyor mu büyük başları acaba.
 
Devlet baba çocuklarına ayıracak zamanın olmalı. Ayır çocuklarına biraz zaman. Onlar birer birer ölüyor ölümlerini durdur artık.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.