topraktan derin derin göğeren çiçek
yeryüzüne hoş geldin
burası Kürdistan
gözlerin mevsim süsü bahar
üzülme
kurşunları kovalayan çocuklarımız var
barutu ıslatan
kalbursa kalbur
mangalsa mangal
yürekleri
mavi yağmurlarımız
gökyüzü
kalbimizin çatısında
aşk davası
biz sevdayı hafızasının hazinesinde
ders etmişiz
kıdemli düşmanları
ve ağır ateşlerde yananları
ve sesiyle işkenceyi korkutanları
tanımış
büyümüş
ülke çocukları var
biz insanlık duruşmasına kalmamışız
özümüzdedir ne varsa
keşkesizdir
dünya daha bu sabah açmış gözlerini
kaybedersek
hep birlikte kaybederiz
peşine düşüp
düş ekeceğiz
oysa tertemiz acı çekmek için yaratılmışız
tertemiz
ensemizde gecenin dibi
kahır gibi
yalnızlık
ters bakılacak kadar
terstir ölüm
aşk için
insan kurnasından daha serin akarsu yoktur
güneş doğarken de
biz serin türküler söyledik yüreğimize
ezberlettik dengbej makamıyla
kavgayıda tuğla ocağına benzer ciğerimizde yaktık
ciğerimizde
kimse bilmez
biz ırmak boylarında kurşun yarasıyla öldük
kan kaybından
yalnız
kimsesiz
of demeden
çok masraflıdır bizde sevmek
gözlerimiz
ellerimiz
yüreğimizledir
paha biçilmez ederi var
kuvvetlice sarılıp nefesimiz tükeninceye kadar
hoş geldin çiçek
burası yeryüzü üstünde Kürdistan
ne yana bakarsan aşk
bir bakışa
bir ömür