Şu CHP Türk siyaset tarihine altın olmayan altın harflerle ismini kazımaya devam ediyor. Şimdide bu siyasi partinin en başı Kılıçtaroğlu’na teslim edilerek altın sarısı renklere biraz daha boya döküldü.
Resim tablolarının üzerine boya dökülerek resim yapılabilseydi tabi ki herkes ressam olurdu. Ama resim yapmak bir sanattır ressam resmini yapmazdan önce yüreğinin ve beyninin ara portresine kompozisyon eder. Sonra fırça ve boyanın buluşmasından sanatını yaratır. Böyle bakılınca Kılıçtaroğlu bir ressamın öncesinde tasarladığı bir kompozisyon değil. Biraz uçkur darbesiyle belirmiş bir mecburiyet olduğu anlaşılıyor. Keza Baykal’a bu gün de gel dense gelebilecek kadar da güçlü.
Kılıçtaroğlu gerek BDP gerekse AKP severlerden bir kaymayı yaratsın diye başa getirilmiş olabilir ama artık siyaset eski kasketler ve sözlerle yürümüyor. Türkiye’de herkes kendini geliştirmiş ve Türkiye’de akan kanın durması için bütün kesimler konuşuyor bu cılız bir konuşma bile olsa.
Kılıçtaroğlu’nun Konuşmalarının büyük bölümünü basından izledim. Bunlardan dikkatimi iki şey çekti. Birincisi seçim barajı önündeki yasal düzenlemenin kendi iktidarları ihtimalinde indirilebileceği ikincisi ise kamuoyunda “taş atan çocuklar” olarak tanınan öz be öz Kürt çocuklarının karşı kaldığı cezai hukuksal yaptırıma dair düzenlemeye gideceği yönündeydi.
Peki, CHP eski CHP iken bu nasıl olacak.
Söz konusu Kürtler olunca ve ya Kürtlere dair gelişmelere işaret edilince bütün yalanlar seçim öncesi mubahtı. İkincisi Kürt meselesine dimağını değdirmeyen Kılıçtaroğlu’nun belli ki cumhuriyetçi ağabeylerinden aldığı tavsiyelere uymaktan başka şansı yok.
Kılıçtaroğluna Kürt’sen ve Türkiye’de yaşamak istiyorsan önce kimliğine dair olan bağlılığından ve varlığından vazgeçeceksin ki böylesi önemli bir siyasi partinin direksiyonunu senin eline tutuşturalım denildi. Bu da makul görülmüş ki tüm dünya Kürt meselesinden söz ederken Kılıçtaroğlu Türkiye’de Kürt meselesi yoktur demeye getiriyor.
Nasıl mı?
Taş atan çocuklar ve seçim barajına dair sarf ettiği sözleriyle.
Kürt meselesi apaçık Türkiye’nin en acil çözüm bekleyen meselesiyken ana muhalefet partisinin başına uçkur operasyonuyla gelecek genel başkanı olacaksınız ve fasa fiso sözler tüketeceksiniz.
Kusura bakmayın ama artık kimse bunu yutmaz. Bu ifadelerle “Gandi” değil Gundi olmak mümkündür.
Kılıçtaroğlu CHP si umut ve enerji vermiyor.
Av için kamufle olmuş avcı gibi bekleyip diğer partilerin tükettiklerinin arasından kendine bir parça açık yakalayıp oradan yaşam bulmayla uğraşıyor. Sayalım ki iyi bir avcıdır kılıçtaroğlu ordan burdan açıklar yakalayıp hatipliği ile üstüne gitti ne değişecek Türkiye’de…
Kürt meselesi birkaç kişinin zaaflarını yakalayıp üzerine gitmekle çözülmez. Kürt çocuklarını cezaevlerinden kurtarmaya yetmez. Tolumun muhtaç olduğu huzuru getirmez. Bunu pekala da bilmektedirler. Ama üretmekten öylesine aciz görünüyorlar ki insanı kabız ediyorlar resmen.
Bölgede yine çatışmalı süreç aldı başını gidiyor.
Artık milletvekilleri bile bu şiddete maruz kalıyor.
İnsanların kafası karman çorman.
Kötümser bir psikoloji hakim her kesime.
Böylesi bir süreç geçmişte yaşanmış olmasına karşın yeniden cereyan ederken dahi Kılıçtaroğlu ve ekibinden bir çıt bile yok. Sanki süreç işler ve insanlar ölse elleri güçlenecek gibi pusuya yatmışlar yine.
Bu kan aktıkça her kese ve her kesime sıçrayacaktır. Halkın bir gün deyip güçlü tutmaya çalıştığı umutlarını da almak galiba yeni “Gandi” ye kaldı. Pardon gundi’ye.
Gün ola hayır ola.