Türkiye tarihine “kaçak elektrik” söylemi karışalı çok olmadı. Ben Yüksekova ilçesinde jeneratör ile elektrik dağıtımı yapıldığı tarihi hatırlıyorum. Beni bin yaşında falan saymayın topu topuna yarım asır. Seksenli yıllarda jeneratör sesi evimize elektrikten önce girerdi…
Çeyrek asır geçmiş değişen bişey yok.
Elektrik hala çok geç geliyor. Ama bedeli hep çok ağır oluyor. Faturayı ödeyecek parası olmayan insanları hırsızlıkla itham eden devlet şimdilerde işi şirketlere havale etmiş durumda.
Zırt-pırt gelip giden elektrik “Kışın arıza var Yazın çalışma” mazeretiyle gariban insanların başına çorap örmeye devam ediyor.
“Olum hani Pano? Hani kablo? Hani seet?”
Yoksulluk…
Evet, yoksulluk böylesi illet bişey.
Durup dururken hırsız oluveriyorsunuz. Yoksul olduğunuz için, yani paranız olmadığı için “hırsız” damgası yemiş oluyorsunuz.
Hem de Sosyal devlet anlayışının içinde fiyakalı bir şekilde, yani yedi düvele duyurularak “elektrik hırsızı” olup çıkıyorsunuz.
Biri gelip sayacınızı direğe çıkarıyor.
Diğeri hakkınızda cezalar kesiyor.
Bir diğeri yağlısından fatura gönderiyor.
Sözüm ona hukuk ülkesinde yurttaş olarak yaşıyorsunuz.
Ama ev geçindirmek için kafanızı kaşıyacak zamanınız olmuyor. Senede bir ayakkabı alıyorsunuz. Bayramlardan birine yetişirse bir gömlek, bir pantolon ömrünüzü tüketiyorsunuz. Sesiniz çıkmıyor. Seçimden seçime oy kullanıyorsunuz.
Geri kalan tüm zamanlarda devlet sizden vergi topluyor.
Askere alıyor.
Çifte sürüyor…
Yoksul olduğunuz için takatiniz kalmıyor hiçbir şeye.
Gece uyurken damarlarınızın üstü ateşler içinde yanıyor. Terliyorsunuz. Uykunuz kaçıyor. Yine de ölmüyorsunuz…
Ama mutlaka musallat oluyor devlet size.
Vergi…
Elektrik parası…
Okul parası…
Hastane parası…
Sonra bir şirketin merhametine havale ediyor sizi. Polisi-Askeri üstünüze salıyor o şirket için. Çünkü siz oy veriyorsunuz şirket para…
Sayaç direğin üstüne taşınıyor. Çünkü şirket böyle buyurmuş. Devlet şirketin emrinde nasıl olsa… Değil mi?
Yani devlet adına hareket eden şirket vatandaşa güvenmiyor ve sayacı elektrik direklerinin üstüne çıkarıyor..
O direğin üstündeki sayaç nasıl yazıyor? Kimin hesabına dönüyor nerden bileceksiniz?
Bilmenize gerek yok zaten!
Nasıl olsa şirket devlet babanın baba adamları tarafından yönetiliyor!
Çalmazlar…
Ama yurttaş çalar.
Ama garibanlar “elektrik hırsızlığı yapar”
Gırtlağına kadar borç batağında olan insanlara ceza… Ömründe bir kez dahi tatil görmemiş. Doğduğu şehrin dışında bir yer görmemiş insanlar hüküm.
Haber ajanslarına “Kaçak elektrik operasyonu”
Evlerin içine soğuk bir yoksulluk…
Acımasız bir çaresizlik…
Sonra adil bir devletin toprak damlı evlerinde disipline çıkmış denetimleri çıkıyor açığa..
Kaçak elektrikten kaçırılan insanlık manzaraları tüm haber haber ajanslarından boy boy afiş…
Kahretsin…