Amerikan film endüstrisinin ünlü isimlerinden George Coloney’nin yaygın medyaya düşen ilk gençlik yıllarındaki arkadaşlarına dair “jest”ini okuyunca! Birçokları gibi maddi zenginlik üzerinden paranın kullanımını ister istemez düşündüm.
Belki kimilerine anlamsız gelecek! Ama yeri gelmişken paylaşmalıyım. Güneydoğu Gazeteciler Cemiyetinin ödül törenlerinden birine davetliydim. Tören bitiminde çıkışta yanımdaki yayıncı bir arkadaşımla kentin adı sanı bilinen iş insanlarından biri aracıyla bizi gideceğimiz yere bırakmak istedi. Teşekkür ederek bindik araca. Yol boyu sohbetinde iş insanı arkadaşımızın sorusu üzerine; kitapların dünyasından, okuma kültüründen filan hayli söz ettik.
Sohbetin bir yerinde konu sponsorluklara da geldi. O arada yayıncı arkadaşım sponsor arayışı içinde oldukları çevirisi yapılmış bir kitaptan söz edince! İş insanı dostumuz da rakamı sordu ve hemen akabinde “Çok küçük bir rakam ben bu kitabın basımına destek olurum, hafta içinde görüşelim” dedi.
Sonraki ve sonraki, daha sonraki haftalarda hiçbir telefona maalesef çıkmadı o iş insanı arkadaşımız. Realize olamamış kültürel, sanatsal destekler ve talepler konusunda ha deyince anlatacağım onlarca örnekten sadece biriydi bu...
Aslında para sahibi olup parasını ticari işlerinin dışında kültürel, sanatsal alanlara harcamak! Ya da tümüyle vicdani ve insani “hayır” işlerinde kullanmak! Çok farklı bir burjuva kültürü altyapısından gelmeyi beraberinde getiriyor.
İfade etmeliyim ki; bu türden davranış özellikleri gösteren iş insanları bizim ülkemizde çok, çok az.
Bu sebeple dünyada parasının bir bölümünü ticari işlerinin dışındaki sosyal alanlarda kullananlar her daim basında gündem oluşturuyor.
İşte tümüyle bu açıdan geçtiğimiz günlerde basına düşen George Coloney’in tavrı dostluğun kadirbilirliğin özgün bir örneği olduğundan 2018’in ilk yazısının konusu bu olsun istedim...
Gençlik yıllarında kendisi için çok yardımlarını desteklerini gördüğü 14 arkadaşını 2013 yılının Eylül ayında evine yemeğe davet eder George Clooney. Ve o yemekte çok farklı alışılmadık bir sürpriz yapar dostları, arkadaşlarına!
Yemek masasının etrafına yerleştirilmiş 14 sandalyenin üzerine özel tasarım çantalar yerleştirir George Clooney. Bu çantaların her birinin içine de 1’er milyon dolarlık çekler koyar.
Altmış yaşına ramak kalmış aktörün yakın arkadaşlarından birinin bir dergiye yıllar sonra verdiği bir röportajla ortaya çıkar bu pahalı jest. Clooney’nin dostluğa ve arkadaşlarına ne kadar önem verdiğinin bir kez daha kanıtıdır jesti!
Arkadaşlarına hitaben o yemekte yaptığı konuşmada; “Beni dinlemenizi istiyorum, sizlerin benim için ne ifade ettiğinizi ve hayatımda ne kadar çok öneminiz olduğunu bilmenizi isterim. Los Angeles’a ilk geldiğimde kanepenizde uyudum, hayatımda sizleri tanıdığım için çok şanslıyım… Şimdiye kadar sizinle kurduğum dostluklara benzer dostluk yaşamadım, bu yüzden benim için çok önemli oldunuz ve hepimiz birlikteyken bu dostluğumuzun göstergesi olarak sizlere bir armağanım olacak şimdi çantaları açmanızı istiyorum” der Clooney.
Arkadaşlarına armağan olarak sunduğu paraların vergisini de ödeyerek her birine tam olarak birer milyon dolar armağan vermiştir. Aralarında ekonomik durumları iyi olanların armağanı iade etme isteklerini reddeden Clooney yıllar sonra bu vesileyle gündeme girer.
Evet maddi zenginliğin “insanlık halleri”ne dair bu türden tezahürleri de var. Üstelik yoksulluk hallerinin çok göz önünde olduğu ülkelerde paranın sadece daha çok zenginleşme aracına dönüştüğü ve öyle de algılandığı durumlarda bu tür davranış örneklerinin önemi sanki bir kat daha artıyor...