O kadar çok zaman oldu ki çocukluğumu unutalı o kadar olsun. Yağmur sonrası kuruyan toprağın üstüne topaç çevirdiğim zamanı tümden unutmuşum neredeyse.
Ceviz ağacından yapılan kızağıma binmeyeli otuz yıldan çok olmuş. Bilyelerimi çok sonra kurşun sanmışım. Oysa ben çocukken bilye yuvarlamışım. Devrimci ağabeylerin ölümleri ve işkence edilişleri kulağımıza geldikçe büyümekten korkmuşuz. Ama farkına varmadan büyümüşüz.
Türkiye insana çocukluğunu unutturan bir ülke olmuş. Gençliğini lime lime işkenceden geçiren, erginliğini puf bir korkuyla tamamlayan...
İhtiyarlamaya fırsatı olmuyor insanın Türkiye’de. Ölüveriyorsun ansızın.
Büyümekten korkuyor insan bu ülkede.
Büyürken yaşamaktan.
Yaşarken pisipisine ölmemekten.
Biri ceylanlığınıza bakmaz, on iki yaşında olduğunuza aldırış etmez, vurur düşmanlığın en akıl almazlığı ile. Parçalarınız daldan dala saçılır. Toprak kanınızı emer.
Ama her şeye rağmen Türkiye’de korkmadan büyüyenler var.
Ülkeyi sevgisiyle kurtarmak, çocukluğun resmine taşımak, sevgiye boğmak isteyenler var.
Yitirilen gençliğin öcü de böyle alınır ancak.
Bu akşam altın portakal film festivalinde ödüllerini “Ceylan ÖNKOL a” armağan edenler gibi.
“Bu ödülü kız kardeşim Ceylan’a adıyorum” diyebilmek gibi.
Ölümleri durdurmanın ön koşulu korkmamaktır.
Çocukluğu ve çocuğu yaşatmanın tek şartı sevgidir.
Yiten gençliğin kendi nirvanasını yaşamanın bedeli de fedakârlıktır. Fedakârlık barışı getirecektir. Barış herkesin gökkuşağıdır.
Aynen Abdullah Öcalan’ın çağrısı gibi.
Gökkuşağını ülkeye renk renk çekmek böyle karalarla olabilir.
Ülkeyi hala sevenler var demiştim.
Kürt meselesi barışın anahtarı ise al sana anahtar. Şimdi üç ayrı PKK’li gurubun Türkiye’ye gelmesi kadar samimi ve barışa kucak açan bir kararı anahtar görmek kadar doğru bir şey olmaz.
Bu savaşın diretilmemesi için atılan adımı mayınsız alana taşımak lazım.
Çocukluğunu unutanlara, gençliğini yaşayamayanlara, yüreği yanan annelere/babalara müjde olsun bu adım.
Hükümetin de kararlılıkla adıma sahip çıkma zamanı.
Korkmadan büyüyenler fedakârlıktan çekinmez ve korkmazlar.