Yıllardır günlük siyaset ve olaylardan elimden geldiğince uzak dururum..
Sizin de bildiğiniz ve izlediğiniz gibi ben de facebook üzerinden birkaç fotoğraf ve video izledim. Kendimi tutamamış olacağım ki birkaç videoyu paylaşmaya kalkışmışım.
Çok sevdiğim Azad (Vanetsi)dostum, yorumunda, ”Yeter.. Sayfanı kirletip, midemizi bulandırma” diye haklı olarak beni eleştirmişti.. Bilgisayar meretinde yetenekli olmadığım için silemedim, sayfamı kirletip, arkadaşlarımın midesini bulandıran görüntüleri... Bekliyorum, oğlum eve gelince sildireceğim o mide bulandıran görüntüleri…
Evet, sayfamı temizleyeceğim temizlemesine de bazı konulara değinmeden de geçemeyeceğim. Gelelim konumuza. Bu 73'üncü Soykırım, tarih sayfalarına nasıl yazılır bilemiyorum ama 72 defa Şengal’de soykırıma uğrayan Êzidi Kürtlerinden birkaç satırla söz etmem vicdan borcum olsa gerek.
Yıllar önce kilim boyamada kullandığımız hakiki İndigo’yu temin etmek için gittiğim İran’ın Meşhed kentinde Müze gibi rölyeflerle süslü Kabrini ziyaret ettiğim Firdevsi’den halkım ve ülkem için huzur ve refah duasıyla yalvarmıştım..
Orada farsça yazılı Ciltli Şehname’ye mukaddes bir kitap gibi dokunmuş ve okşamıştım.. Taa ki bundan birkaç ay önce Katarın Başkenti Doha’daki müzede, camekanlar arkasında gördüğüm resimli Şehname’nin bir sayfasında bir insanın kafasının kesiliş sahnesi, elindeki balonu dikene değip patlayan bir çocuğa çevirmişti beni.. Hele hele parça pincik de olsa okuduğumuz ve insanların da yeni yeni öğrenmeğe başlayıp kabullendiği “Halife”li, ”Hazret”li saraylarda, taht için veya haleflik için kesilen kelleleri mi desem yoksa Hazreti Muhammed’in sevgili torunu Hüseyin’in kafasının Arap Müslümanlar tarafından nasıl kesilip, günlerce at ve deve terkisinde getirilip, dedesinin halefi, halifenin önüne fırlatılmasına kadar olanları bilen okurlarıma;
- “Şu İŞİD'li militanlara niçin cani barbar diyorsunuz ki kardeşim? Herkes soyuna çeker. Adamlarda haramzade değil ya genlerini devam ettirmeleri doğal değil mi ?… desem, bana kızan olur mu bilmiyorum?
Bilen birilerinin de;
- Enver bey! Tamam, geçmişlerinde var kelle kesmek ama hep birbirlerinin evlatlarının babalarının kardeşlerinin kellelerini kesmişler. Bugün de onu yapsalar dediğiniz doğrudur. Asıllarına asaletlerine sadık kaldıkları, asaletlerini devam ettirdikleri doğrudur. Ama bugün, bir Dünya mirası bir avuç kalmış Êzidiyi kesiyorlar diyebilirler.
Ama bir de bugün bu çağda, şu Şengal’dekilerine bir bakın.
Bunlar, tarih boyunca dinleri, inançları gereği bir karıncayı bile incitmemişler. Bir yeri talan, işgal etmemişler ama kendileri niçin, neden kesiliyor? Desem buna da itiraz edip sorumu gerçekten cevaplayan biri olur mu acaba?
Bunlar Zagros’un, Şengal’in asil kalmış, gerçek Kürtleri.
Bunlar dinleri ve dilleriyle İSA ve MUSA’dan önce de bu dağlarda vardılar ve anadilleri ile Xuda'larına (Allah) dularını, beddualarını duyurmuşlar.
Bunlar bu inançlarında inatçı oldukları için Kürtçe’leri kıyım ve asimilasyonlara rağmen bugüne kadar gelebilmiş...
Bunlar Dünyada ilk tek tanrılı dinin arta kalan ENDEMİK, ANTİK, KADİM İnsanları.
Bunlar Şapurlu Zerdeşt Peygamber’den beri, Sümerlerden bugüne, Allah’a inanarak semavi dinlerini koruduklarını söylüyorlar.
Bunlar, kendi yaptıkları Putlara tapanların torunları değil.
Bunlar yaptıkları putları kıran, hatta putlarını yiyenlerin soylarından hiç ama hiç değil.
Bunlar, hele hele tüm vicdansızca iftiralara rağmen, Şamanlar gibi ateşe tapanlardan da değil.
Bunlar, Anadolu’da koyunun, buğdayın ve ekmeğin mübarek sayıldığı gibi, ateşi mübarek sayanlardan.
Bunlar, kendi anadilleri olan Kürtçe’de “xuda” ,”Xweda” ve “yêezda” diye, (ki Osmanlıda da hüda)Allah’larını bilmişler herkesten ama herkesten önce.
Bunlar, bazı politikacıların iftiraları gibi “Ateşe tapan” asla değiller.
Bunlar, binyıllardır İbadetlerini, namazlarını Dünya’yı ve birçok gezegeni yaşatan Güneş’e dönerek ellerini (Xuda –Yezdan)açarak ana dilleriyle dualarını yapanlardır. Ateşi de güneşin zerreciği olduğu için kutsal buluyorlar.
Yıllar önce bir Êzidi bana; siz müslümanlar, etrafınızdaki kutsi insanlara “Nur yüzlü” demiyor musunuz? diyorsunuz. Nur ışığın mavisi yani en sıcak kısmı değil mi? O sıcak ışık ateş değil mi? demişti. Ama ona cevap verememiştim tabi.. Êee bizde adettir başkasında kabahat, öyle mi?
Bunların inançlarında savaş yok, kavga yok. İşte bu merhamet ve şefkatlarinden kaynaklıdır 72 defa katliama uğramaları ve sürgüne mahkum olmaları.
Bunlarda kavga yok dedik. bunlarda insan öldürmek de yok. Öldüren aforoz edilir. Dinden, klandan, aşiretten dışlanır.
Ayrıca Kürtçe, Sümerler’den bugüne kadar sağlıklı ve yozlaşmadan gelebilmişse, Êzidilerin
ibadetlerini Kürtçe yapmalarının katkısının yatsınamaz olduğunu her kürt bilmeli ve minnet duymalıdır.
Dün ve bugün; halifeye, padişaha ve sisteme yardakçılık yapan, birçok örtülü ödenekli maaşlı şeyh ve mela bozuntusu, Alevilere yaptıkları gibi, Êzidilere de atmadıkları iftira, etmedikleri bühtan kalmadı.
”Kî Êzîdîyek bikujî, dê destê wî heta Zendê wî kesk bîtin” saçmalıklarıyla Asil Kürdü, cahil Kürde kırdırmak için fetvalar dağıtılıyordu.
Ama bugün?
Bugünün Kürdü artık dünün Kürdü değildir. Cizre’de, Sılopi’de, Uludere’de, Roboski’de, Kaşuran Aşiretin’de.. İnsanlar bu kadim kardeşlerine kapılarını odalarını sofralarını kalplerini açıp bağırlarına bastılar. Silopi’den Kars’a kadar Müslüman Kürtler Êzidi Kürtlere yardım için yarışıyorlar.
Ya Dünya?
Şengal ölüm ve sürgününden Önce Şengal’deki Êzidiler’i bilen dünyalı sayısı çok çok azdı.
Ama bugün, öldürüldükleri, zülme uğradıkları, haksız yera kafaları kesildiği için Dünya’da Êzidi’leri bilmeyen başta devlet adamları ve insan kalmadı.
Dilerim ki bu 73 üncü kıyımları, yazılı ve görsel duyurular nedeniyle akıtılan kanları merhem olarak döner bu kadim insanların yaralarına…Onlara dualarım onların kadim dilleriyle..
1- Neynovadaki BALAWAT kapısında bulunan bir rölyefte Urartuluların ellerinin ayaklarının kesilişi ile kellelerinin bir yerlere asılışı resim edilmiş, 2800 yıl önce..Bugün İnternet ve görsel medyada gördüğümüz vahşet görüntüleri bize 2800 yıldır bir şeyin değişmediğini göstermiyor mu?
2-Yıllar önce okul sıralarında hocalarımızın bize tanıttığı ve mezarında dua ettiğim Firdevsi'nin eserinde de hem de islami müzede bir kafa kesiliş sahnesini görmek istemezdim asla.
3,4 - Çukurca'da 1991 Kürt göçünde çektiğim iki karedeki Êzidiler.
5- Çukurca'da 1991'de, 3-5 gün içinde beş yüz bin insan yığılmıştı sınıra.. Bu görüntüdekilerin çoğunluğu Êzidi oldukları için biz buraya “Êzidi mahallesi” ismi takmıştık ve iki ay boyunca biz 3-4 arkadaş buradaki Êzidi ve Mesihi çocuk ve hastalara gözümüz gibi bakmış elimizden geldiğince ihtiyaçlarını karşılamıştık..
6-Êzidilerin kıblesi Güneştir. Sabah ve akşam güneşe dönerek namazlarını kılarlar fotoğrafta, güneşe dönerek dua eden bir Êzidi kızı.
7, 8 - Êzidi Erkekleri uzun yıllar, Barzani ve Talabani birlikleri içinde Peşmergelik yapmış cesaretleri ile kendilerinden söz ettirmişlerdir. 1979 yılında YNK haraketi içindeyeken şehit edilen, cesaretleri ile bilinen Êzidi Babeşeyh Hüseyin ile Mam Elo'dan söz edilince insanlar derin bir ”OOFF” ile iç çekerek rahmet okur bunlara, Hakkarililer..