Çeteler ve çekirgeler

İrfan Sarı

Ülkede çetelerin birbiri ardına deşifre edilmesi kararlılık göstergesi gibi görünse de aslında işin ciddiyetsizliğinin açık göstergesidir.

 

Sokak ortasında infaz edilen aydınların cinayetleri, ellerine silah tutuşturulmuş süt dişli çocukların arkasında vampir dişlilerin var olduğunu gösterdi. Bu açık cinayetlerin arkasında saklı duran devletin birimlerinin temsilcileri oldu, gördük. Açıktan geliyorum, geldim diyen cinayetleri durdurmak için kılını kıpırdatmayanların davet niteliğindeki bu tutumu diğer bütün kurumlara da yansımış anladık.

 

Organize çetelerin de varlıklarına fısıltı babında tanıklığımız olurdu. Sonra bu fısıltıların gerçek olduğunu öğrenince de kendi pencerecimizde iyi hal deyip yargının sonuçlarına kulaklarımızı kabarttık. Bugün dahi kulaklarımız oradan gelecek kararın hasretindedir. İlginç olan; iyi hal beklerken olağan üstü hal uygulandı memlekette.

 

Ellerinde silahlar, bombalar yakalanan güvenlik organlarının mensuplarının açıklamaları ise gülünçtü.

 

Birbirinden etkilenmiş ya da birbirinden haberdar gibi ardı ardına yakalanan ve günlerce gündemleri meşgul eden bu çetelerin beraatları medya organlarında sessiz sedasız alt başlıklarla duyuruldu. Öküzün altında buzağı aramak gibi bir lüksümüz yok ama bu kadar da bariz yapılan haberler şikeli maçları andırıyor.

 

Günlerdir tek tek ölümlerle sonuçlanan tersane olaylarına duyarsız kalan yine aynı organlardır. Bu ölümlere dikkat çekmek için aydınların yapmış oldukları etkinliklerin de bu yerlerde dikkate alınmaması “pek bahse mevzu olay değil” demeye getirildiğinin ifadesidir.

 

Oysa orada her gün ölen sigortasız insanlar, bu ülkenin vatandaşları ve tırnağı kırılırsa incinilmesi lazım gelen emekçileridir. Emekten yoğrulanlar ancak emeği anlar bunu da rahatlıkla söyleyebiliriz. Ancak ölümler emekçileri bu kadar ucuz yakalıyorsa eğer orda bir hak ihlalinin var olduğunu gösterir. Basının ve devlet erkinin özelikle kendini vatanperver ilan edenlerin gündem oluşturması gerekiyordu diye düşünüyorum.

 

Buna rağmen gün be gün artan bu ölümlerin bazı küçük tersanelerin mühürlenmesiyle örtbas edilmesi şeklindeki haberleri gösteriye çıkarmaları yüz akı sayılamayacaktır.

 

Orada yaşanan haksızlığın karşısında durmamak başkalarına güç verecektir diye düşünürken, bir tapu çetesi daha çıkıyor ortaya.

 

Tertibatın bu kadar dallanıp budaklanması da pes dedirtiyor.

 

Yaşlı kimsesiz aynı zamanda varisi olmayan insanlar tespit ediliyor ve ölümleri sağlanıyor, bu ölümlere uygun raporlar hazırlanıyor, mal varlıkları böylelikle kendi üstlerine geçirilerek zengin kişilere satılıyor.

 

Devleti temsil eden organların yürütücülerinin böylesi karanlık işlerde başrol oynaması sosyal devlet anlayışını ne kadar köreltiyor. Sosyal ama! Dedirten cinsten resmen…

 

Peki, vatandaşına bu kadar zulmü açıktan uygulayan anlayışı tanımamış olmak ne kadar acı onu hiç biliyor musunuz? Düşünün, devleti oluşturan bireylerin hizmetindeki memurlar vatandaşa zülüm ederken kayıtsız kalan siyasi potansiyele her sandık döneminde helalinden oyunu veren kimleri… O kimler neden kendisine bu gayri insani tutumu haklı görüyor acaba?

 

Her şeyin bu kadar aleni yapılması, çeteler düzeyinde açığa çıkması bir başka boyut. Bu çetelerde arka planda kalanların çekirge hesabı zıplaması başka…

 

Zıplarken çarpışanlar da bir kenara ama düştüğü yerde yeniden organize olanların da hesabının sorulması gereklidir diye iç geçiriyor insan. Yoksa bu hızla giden ülkenin düzeleceği pek yok gibi.

 

Yemek öğünlerini ikiye indiren, simidi “gevrek” eden vatandaş…

 

Çöpten hikâyeleri olanlar…

 

Bu ülkenin çetelerini ve çekirgelerini ayıklamak sizin işiniz değil mi?

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (11)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.