Günümüz dünyasının Ortadoğu üzerindeki iştahlı bakışlarının sonucu bir IŞİD türemesi oluştu. Kavurucu sıcağın, çöl ikliminin yakıcılığında böylesi bir çeteleşme dilden dile dolaşmaya ve kasıp kavuran bir tehlikeye dönüştü.
Öyle bir tehlike ki; dört semavi dinin ibadethanelerini bile havaya uçuracak kadar fütursuz, korkusuz, cellât…
Öylesine korkusuz ki; Müslüman dünyasının son peygamber olarak kabul ettiği, Allahın Resul’ü Hz. Muhammed’in kabrini havaya uçuracağı yönünde beyanatını dünya kamuoyuna duyurdu.
Gelin görün ki; paldır küldür girdikleri bu coğrafyada İslam dininin Resul’ünü kast ederek kafa tutan çeteye bir Allahın kulu tepki vermedi.
Ana dili olan Kürtçeyi konuştuğu için yıllarca işkenceyi reva gören yönetimler, sokağın başına bir slogan yazdığı için alnının çatısına kurşun konduran iktidarlar bu müsvedde parçalarına ağzını açmadı.
Ekmek almaya giden çocukları “terörist” belleyen mantığın, bu cani tayfasına sarf edecek bir cümlesi olmadı.
Okul harçlığı için kaçağa giden çocukları bir gece vakti fermanıyla parçalarına ayıran kafa, çıkıp bu güruh için okkalı bir laf etmedi, okkasızını da…
Akreplerin fellik fellik gezindiği topraklarda, böylesi çakal prensiplerin var oluyor olması hangi kumpasın yeni adıdır anlayamadım!
Fetvalarla helal kılınan kadınlar, ırzına geçilen, pazarlarda haraç mezat satılan kadınlar niye umurlarında olmaz o bal kaymak yaşayan iktidarların?
Neden susuzluktan ölen çocuklara kayıtsız kalınır?
Oysa muhteremler ıslık çalmayı çok evvelden anarşikleştirmişlerdi.
Bu nasıl bir tezattır; bir yandan öldürene ses çıkarmayacaksın bir yandan da ıslık çalanı anarşist ilan edeceksin.
Bu topraklara bu planda tutmayacaktır elbette, bu oyunlar, bu kumpaslar elbette tutmayacaktır ama öldürülen onca masum insan varken hangi cennete gideceğinizi de merak etmiyor değilim.
Ortadoğu cenderesinde ölüm kontenjanı dolmadı elbette.
Yoksul insanların masum çocuklarını vaatlerinizle katil etme kadrolarınız da…
Hasta ruhlu insanlar yaptınız kimi yakaladınızsa…
Bu sömürge pazarında iliklerine değin sömürülmüş halkların sırtında beleş geçinmenin siz ne iyi geldiğini bilmeyen yok aslında. Ama yine de tuzağınızın farkına varmayan o kadar kocaman bir çoğunluğun olmasına akıl erdiremiyorum…
Katlettikleriniz sizin silah pazarınızın kurbanları…
Katil yaptıklarınız, cani ettikleriniz para sizin için.
Takır takır işliyor sömürünüz anlayacağınız.
Saçını sakalını birbirine karıştırıp, cennetin yolunda “Şehit” kervanına katılmak üzere yola çıkardığınız bu kendinde kaybolmuşlar kendi kumpasınızdır. Bu kumpasınız; bir gün sizin düştüğünüz tuzağa dönüşür mü dönüşür…
Kendi ellerinizle yarattığınız katil gruplarına bu gün sesinizi çıkaramıyorsunuz yarın teslim olacağınızın göstergesidir bu.