Hakkari İnsan Hakları Derneği (İHD) şubesi ve kayıp yakınları, 129 haftadır sürdürdükleri eylemler kapsamında Yüksekova Sanat Sokağı'nda bir araya geldi. Bu haftaki eylemde Mehmet Sıddık Baysal için adalet talebinde bulunuldu. Açıklamayı İHD Hakkari Sekreteri Pınar Şen okudu.
“Ülke koca bir mezarlık yerine döndü”
Pınar Şen, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Gözaltında insan kaybetme suçu, insanlığa karşı işlenmiş en ağır suçlardan biridir. Bir ailenin, bir eşin, bir çocuğun babasının, annesinin, sevdiklerinin bir mezarı olsun diye sokaklarda haykırması, insanlık onurunun ne derece yerlerde sürüklendiğinin göstergesidir. Medeni ülkelerde çocuklar geleceklerini planlamak için zaman harcarken, ülkemizde çocuklar sevdiklerine bir mezar yeri aramak için durmadan sokaklarda haykırmak durumunda kalıyor. Ülke koca bir mezarlık yerine döndü."
Şen, Mehmet Sıddık Baysal’ın kayboluşunu anlatarak şunları belirtti:
"Mehmet Sıddık Baysal, 7 Haziran 1994 tarihinde evinden çıktı. Hayvancılıkla uğraşan Baysal, hayvan alımı yapmak için Dağlıca bölgesine gideceğini ailesine ve eşine bildirdi. Aradan geçen 4 gün içinde Baysal'dan herhangi bir haber alınamayınca aile bölgeye gitti ve kendi imkanları ile Baysal’ın akıbetini sormaya başladı. Ailesinin karakola yaptığı başvuruda, Mehmet Sıddık Baysal isminde bir kişinin gözaltına alınmadığı bilgisi verildi; lakin köylüler, Dağlıca bölgesinde büyük bir operasyon yapıldığını, bölgede bulunan Mehmet Sıddık Baysal’ın gözaltına alındığını, askeri araç ile götürüldüğünü ve kendisinden bir daha haber alınamadığını aktardılar."
“Savcılık dosyayı sümen altı etmeye çalıştı”
Şen, Baysal ailesinin yaşadığı süreci de şu sözlerle dile getirdi:
"Akabinde aile ile iletişime geçen bir şahıs, Mehmet Sıddık Baysal’ın Doski mıntıkasında bölge tarama faaliyeti gösteren askerlerce gözaltına alındığını, ağır işkence sonucu hayatını kaybettiğini ve cansız bedeninin Sinava (Kamışlı) Karakolu'nun içinde açılan bir çukura atıldığını beyan etti. Bunun üzerine Baysal ailesi, Yüksekova Cumhuriyet Başsavcılığı nezdinde olaya ilişkin ayrıntılı bir biçimde araştırma yapılması ve bahse konu karakolda kazı çalışması yapılması için başvuru yaptı; lakin savcılık, kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vererek dosyayı sümen altı etmeye çalıştı."
“Sorumluları yargılanmaya davet ediyoruz”
"Hukukun üstünlüğünü kabullenmeyen toplumlar yok olmaya mahkumdur" diyen Şen, "Hukuk normlarının düzgün bir biçimde işletilmesi, böyle olayların önüne geçebilmek için en önemli araçtır. Bizler, sevdiklerimizin sorgusuz sualsiz işkence ile katledilmesi ve kaybedilmesine karşı çıkıyoruz. Buradan yetkililere, Mehmet Sıddık Baysal nezdinde bir daha sesleniyoruz; devleti ve yönetenleri hukukun çizmiş olduğu sınırlar içinde kalmaya, katledilen Mehmet Sıddık Baysal’ın akıbetini bir an önce ortaya çıkarmak için somut adımlar atmaya ve sorumluların gerçekten adil bir sistem karşısında yargılanmaya davet ediyoruz." İfadelerini kullandı.
Son olarak Pınar Şen, "Mehmet Sıddık Baysal ve tüm kayıplarımızın akıbetini sormaktan asla vazgeçmeyeceğiz," dedi.