HDP Yüksekova İlçe Başkanlığı önünde yapılan açıklamaya görevden alınan Hakkari Belediye Eş Başkanı Cihan Karaman, Görevden alınan Yüksekova Belediye Eş Başkanı İrfan Sarı, Hakkari HDP il Eş Başkanları Lokman Özdemir, Hümeyra Armut, Şemdinli İlçe Eş Başkanı İbrahim Öpengin, Yüksekova İlçe Eş Başkanı Şoreş Diri, Özgür Hukukçular Derneği'nin yanı sıra Barış Anneleri ve vatandaşlar katıldı.
Yapılan oturma eyleminin ardından HDP kadın meclisi adına açıklama yapan Şilan Aslan şöyle konuştu:
"Aysel Tuğluk yoldaşımızın tutsak edildiği Kandıra F Tipi Cezaevi’nde hafıza kaybı yaşadığı avukatları tarafından açıklandı. Tuğluk’un ağır sağlık sorunları yaşadığı aylardır kamuoyuna yansımasına rağmen; iktidar yetkilileri kulağını kapatıyor. Ancak, uzman raporlarına göre bu hastalık Tuğluk’un cezaevinde kalmasına engeldir.
Tuğluk’un hafıza kaybı yaşamasına sebep olan devletin inkar, imha, asimilasyon ile Kürt düşmanlığı politikalarıdır. Neden mi bunu söylüyoruz? Çünkü, Tuğluk cezaevinde birinci yılı dolmadan annesi Hatun Tuğluk’un ölüm haberini aldı. Ve izinli olarak cenazeye katılmak üzere çıkarıldı. Cenazeye katılanlar, mezarlığa girdikleri andan itibaren ırkçı, sözlü saldırılara ve tacize maruz kaldı, akabinde de hepsine yönelik taşlı saldırılar başladı. Aysel Tuğluk bütün bunları, gördü, duydu, yaşadı ve tanıklık etti. Bu ırkçı saldırılar, Tuğluk üzerinde kalıcı etkiler bıraktı.
Tuğluk’un hastalığı ilerlemesine rağmen, ATK, “Hayatını yalnız idame ettirebilir” diyor. Önceki süreçlerde de bildiğimiz üzere ATK’nin bu tutumu siyasidir! Öyle ki hasta tutsakların cezaevlerinde tabutları çıkıyor ya da serbest bırakıldıktan birkaç gün sonra yaşamlarını yitiriyor.
Tuğluk’un hastalığının birincil sorumlusu sağlık sorunlarını görmezden gelen iktidardır. Hapsederek, rehin tutarak mücadele etmelerini engelleyemediği kadınlara “yaşatmamayı”, “hafızasızlaşmayı” dayatmaktadır. Ancak, kadınların hafızası gayet net! Bizim hafızamızda katliamlar, siyasi soykırım operasyonları, kadın mücadelesine yönelik saldırılar, Kürtlere, Alevilere yönelik ırkçı saldırılar hala taptaze!
Ve size tekrar hatırlatıyoruz: Hafızamızda aynı zamanda direniş, kararlılık, sindirilemeyen, biat ettirilemeyen mücadele var! Kadın mücadelesi hafızasızlaştırılamayacak kadar onurlu bir mücadeledir. Aysel Tuğluk da bu onurlu mücadeleyi sürdüren bir yoldaşımız. Bugün, “Aysel Tuğluk için adalet” demek kadın özgürlük mücadelesini savunmaktır, “Aysel Tuğluk için adalet” demek, demokratik siyaseti savunmaktır, “Aysel Tuğluk için adalet” demek, yaşam siyasetini savunmaktır.
Aysel Tuğluk derhal serbest bırakılmalı, aksi halde yaşanacak herhangi olumsuz bir durumda sorumlusu başta Adalet Bakanlığı olmak üzere siyasi iktidardır.
Buradan sesleniyoruz: Aysel Tuğluk yalnız değildir. Onun arkasında güçlü bir kadın örgütlülüğü vardır. Kadın dayanışmamız ve birlikteliğimizle yaşatma siyasetini savunmaya devam edeceğiz. Başta hasta tutsaklar olmak üzere, siyasi rehine olarak tutulan kadınları, zindanlardan mücadelemiz ve direnişimizle çıkartacağız.''