Kurbanlıklarını Yüksekova Belediyesi'ne ait mezbahaya getiren Abdullah Dağdeviren, Beşbulak (Dara) köyünden geldiğini ve bu yıl kurbanlık alım satımında büyük bir durgunluk olduğunu belirtti.
Dağdeviren, "Vatandaşlarda para olmadığı için kurbanlık piyasasında durgunluk var. 20 bin liralık küçükbaş hayvanı 18 bine veriyorum ama kimse alamıyor. Eski belediye tahsis ettiği yerin hijyenik olmaması da sorun yaratıyor. Kasaphane yerinde birçok insan hayvanlarını satmak için buraya geliyor ama yeterli yer ayırtılmamış" dedi.
"Öküzü sattım ama borcumu karşılamıyor"
Pazarda kurbanlık satmaya gelen Bahattin Kandaş, Güçlü (Peylan) köyünde yaşadığını ve iki çiftliği olduğunu belirtti. Kandaş, "İki yıldır sıkıntı yaşıyoruz. Çoban bulamama, yem ve mazotun pahalı olması büyük sorun. Vatandaşlar hayvancılığa yöneldi ama hayvansal ürün almakta sıkıntı yaşıyoruz. Ekonomik olarak ilaç, yem her şey pahalı. Pazara Paşa lakaplı öküzümü satmak için getirdim, sattım ama borcumu karşılamıyor. Bu yıl kurbanlık seçiminde yoğun bir durgunluk var çünkü kimsede para yok. Vatandaşlar kurbanlık almak istiyor ama maddi güçleri yok" diye konuştu.
Vedat Arslan, Bağdaş (Soretavani) köyünden geldiğini ve 4-5 yıldır hayvancılıkla uğraştığını söyledi. Arslan, "Her Kurban Bayramında kurbanlık getiriyorum. Bu yıl geçen senelere göre çok pahalı. Geçen sene 8 bin liralık kurban bu yıl 20 bin lira olmuş. Burada olacağız, kurbanlıkları satarsak iyi olur, satmasak mecbur ahırlara götürüp besleyeceğiz" dedi.
"Yem, mazot gibi şeyler besicilerin belini büküyor"
Cengiz Onat ise Kadıköy (Kadyan) köyünden geldiğini ve 20 yıldır hayvancılıkla uğraştığını belirterek, "Piyasa çok durgun. Asgari ücret alan bir vatandaş asgari ücrete denk gelen bir kurbanlığı nasıl alacak? Ya da kurbanlık aldı, evine nasıl bakacak? Biz de bu fiyatların bu kadar yüksek olmasını istemiyoruz ama yem, mazot gibi şeyler besicilerin belini büküyor" dedi.