HDP İlçe Örgütü binasında düzenlenen basın toplantısına HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede, HDP Yüksekova İlçe Örgütü Eş Başkanları Abdülkerim Akdoğan, Şadiye Kırmızıgül ve yerine kayyım atanan Yüksekova Belediyesi Eş Başkanı İrfan Sarı katıldı.
HDP Yüksekova İlçe Örgütü Eş Başkanı Abdulkerim Akdoğan toplantının açılış konuşmasını yaparken, İnsan Hakları Derneği Yüksekova Şubesi’nin geçtiğimiz günlerde ilçenin sorunları ile ilgili hazırlayıp kamuoyuna sunduğu rapora destek verdiklerini dile getirdi. Akdoğan; "Yüksekova’nın çehresini değiştiriyoruz söylemleri bir politikadır. Kendilerince bazı şeyler yapmak istiyorlar. Bunlar Yüksekova’nın demografisi ve kültürü üzerinde oynayarak Yüksekova’yı başka bir Yüksekova’ya dönüştürmek istiyorlar’’ dedi.
Akdoğan’ın ardından konuşan HDP Hakkari Milletvekili Sait Dede ise Yüksekova’nın 2016 yılından beri kayyımlar tarafından yönetildiğini hatırlatırken, "Kayyum atandığından beri Yüksekova çehresine baktığımız zaman yapılmayan yollar, içme suyunun ulaşılmadığı binlerce ev ve mahalle kışın çamur içeresinde yaşayan bir halk, aslında bu kayyumun anlayışını özetleyen bir durum. Kayyumun ne olduğunu bu halk çok iyi biliyor. Kendileri iktidar olarak biz memlekete hizmete götüreceğiz, HDP belediyeleri şuralara para aktarıyor. Tarzında kara propaganda yaptılar. Ama bunun böyle olmadığını kendi müfettişleri de gördü. Bizim belediyelerde müfettişleri çıkmıyordu. Bir yolsuzluğa bir usulsüzlüğe dahi rastlamadılar. Bizim belediye eş başkanlarımız, belediye meclisimiz göreve geldiğinden beri çarşaf çarşaf bunların yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini ortaya döküyor. Bu halkın bütçesinden halkın vergisinden alınan bu halkın parasını kendi yandaşlarına aktarılıyor. Yüksekova’nın Cengiz Topel Caddesi’ni yaptınız niye tekrardan yıkıyorsunuz. Kurumların birbirlerinden haberi yok’’ dedi.
2. Bölge TOKİ koutları (Pizok) hakkında da konuşan Dede; "Biz defalarca TOKİ’yi gündeme getirdik. TOKİ’ler ilk yapıldığında ciddi meblağlarda para istendi bu halktan biz bunun üzerine ısrarla gittik, hem meclisle hem de bakanlıkla iletişime geçtik. Bir şekilde çözüme de kavuşturduk. TOKİ’lerin temsil edilmemesi birinci derece Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü sorumludur. O binayı yaparken oranın yolunu da düşünecek, oranının suyunu da düşünecek, dağ başında bir bina yapacak ben halka ev yaptım, böyle bir yaptım böyle bir anlayış olabilir mi? Diğer kurumlarla iş birliği içeresinde yapacaksın bunun sorumlusu elbette kurumlardır. Bu Kurumlar hangi müteahhide verilmişse bunu hesabını ondan soracaksın. TOKİ’nin sorunlarının asla peşini bırakmayız" dedi.
1.Bölge TOKİ konutlarının da ‘’döküldüğünü’’ söyleyen Dede; “Bir çok daire yıkık şekilde verildi. Hiç bir şekilde denetlenmedi. Bunun sorumlusu onu denetleyenlerdir. Bu kurum görevini yerine getirmiyor. Bu sorun bu kentte yaşayan herkesin sorunudur. Sivil toplumun, Odaların ve siyasi partilerin sorunudur’’ dedi.
Aidatlarla ilgili sorunların yaşandığını da belirten Dede, “Bu aidatlar nerelere gidiyor. Kime gidiyor. Neden bu kadar yüksek ücret anlıyor. Su olmayan bir yerde nasıl peyzaj parası alınıyor. Türkiye’deki TOKİ’lerin büyük bir kısmı emlak yönetimi bir firmaya verilir. Zaman zaman boy gösteren kanaat önderleri eğer siz bu toplumun öncüleri iseniz bu toplumun sorunlarıyla ilgilenmek sorundasınız. Biz yine TOKİ’nin takipçisi olacağız.” dedi
Dede’nin ardından konuşan, yerine kayyım atanan Yüksekova Belediyesi Eş Başkanı İrfan Sarı yeni yapılan alt yapı sisteminin yetersiz olduğunu ifade ederken, "Burada konuştuğumuz durum bir iddiadan öte bir gerçekliktir. 680 milyon TL yandaşlara peşkeş çekildi’’ dedi.
Görevden alındıkları tarihten bu yana Yüksekova Belediyesi’nin borcunun 680 milyon TL’den 1 milyar 80 milyon TL’ye ulaştığını söylesen Sarı; "Dolayısıyla bu borçlar Yüksekova’nın 40 yılı ipotek altına aldığının ve 40 yıl Yüksekova’ya hizmet yapılamayacağı anlamına geliyor. 1934’de ilçe olan Yüksekova hep sistem partileri tarafından yönetildi ve hiçbir plan proje yapılmadı. Partimizin belediye yönetimlerinin projeleri ise yine sistem tarafından engellendi. Bu konuda elimizde projeler olduğu ve halkımızla hareket ettiğimiz aşikardır’’ dedi.
‘’Kayyum belediyesi hiçbir zaman şeffaf bir boyut oluşturmadı’’ diyen Sarı şöyle devam etti: "Normal şartlarda ihale yapılırken kamuoyu bilgilendirilir. İhaleler daha şeffaf yapılırdı. Biz bu ihaleyi bu kadar bedelle yaptık bu kadar sürede yapacağız gibi. Bununla ilgili tabelalar insanların görebileceği yerlere asılır. Maalesef yapılan bu ihalelerle ilgili halka bilgilendirme yapılmadı. Belediye birimlerine de kayyum ataması yapılmıştır. Şu an imar, ve fen işleri, personel idaresi, proje etüt gibi birimlerin de dahil olduğu 10 birimde kayyum var. Kamuya karşı yapılmayan ihaleleri, kamuya açık şekilde yapılmayan hiçbir şeyin gerçeklik ifade etmesi düşünülemez. Bu kayyum gitmeden önce 20 kişiyi işe almak istiyor. İş başvuru sistemi yarım saat açık bırakılıyor ve hemen kapatılıyor. Bu kadar açık usulsüzlüklerin yapılabileceği tek sistem kayyum sistemidir.”