İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne 27 Mart 2023'te söz konusu olayla ilgili CİMER üzerinden ihbar geldi. İhbar, 28 Mart 2023'te Sağlık Bakanlığı Teftiş Kurulu Başkanlığıyla İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne iletildi.
Teftiş kurulunun birkaç gün beklenmesinin ardından İl Sağlık Müdürlüğü gereğini yapmak üzere harekete geçti, 2-5 Mayıs 2023'te denetlemeler yapılıp, talimat yazıldı.
Yapılan denetlemeler neticesinde görülen şüphelerin delillendirilmesi için 5 Mayıs 2023'te emniyete başvuruldu. 21 Mayıs 2023'te Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğüne gönderilmesi üzerine Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca soruşturma başlatıldı.
Soruşturma kapsamında söz konusu hastanelerin teknik, fiziki takip ve telefon dinlemesi için 20 Haziran 2023'te Cumhuriyet Başsavcılığından izin alındı. Soruşturma kapsamında gizlilik kararı da verildi.
Emniyetin Yolsuzluk Büro Amirliği tarafından 4 Eylül 2023'te savcılığa bildirimde bulunması istendi. Haklarında dinleme izni alınan yaklaşık 300 kişi dinlenmeye başlandı.
İl Sağlık Müdürlüğünce 25 Eylül 2023'te söz konusu hastanelere olağanüstü büyük denetim yapıldı. Dosyadaki delillerin birçoğu bu denetimler neticesinde elde edildi.
Söz konusu çalışmalar kapsamında 28 Eylül 2023'te İstanbul İl Sağlık Müdürlüğünce il genelindeki tüm kamu, özel ve vakıf üniversitesi sağlık tesislerine olağan/olağan dışı "yenidoğan" yoğun bakım denetimlerinde temin edilen bilgi ve belgelerin (tutanak, epikriz, gözlem formu, tahlil, tetkik, hasta dosyaları vb.) incelenmesi, değerlendirilmesi, karara bağlanması, münferit veya ortak rapor hazırlanması amacıyla "Yenidoğan Yoğun Bakım Denetim Değerlendirme Komisyonu" kurulması istendi.
Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, 24 Ekim 2023'te Sağlık Bakanlığına soruşturma yaptığına dair bilgi verdi. Başsavcılığın Sosyal Güvenlik Kurumunun (SGK) suistimal edilmesinden şüphelenmesi üzerine 24 Kasım 2023'te Bakanlık'tan söz konusu hastanelerde inceleme yapılması istendi. Sağlık Bakanlığı da 5 Aralık 2023'te müfettiş görevlendirdi.
Bakanlık müfettişlerince, 16 Şubat 2024'te dosyalar ve denetim raporları incelenip, delil olarak Başsavcılığa rapor şeklinde verildi.
Yine soruşturma kapsamında şüphelilerin kimlik ve adreslerinin tespiti yapılıp mağdur ve tanıkların ifadeleri alındı. İlgili kurumlardan da evrak ve bilgi istenilen soruşturmada somut delillerin toplanmasının ardından harekete geçildi.
Savcılık talimatıyla 26 Nisan 2024'te İstanbul ve Tekirdağ'da, kimlikleri belirlenen şüphelileri yakalamak için polis ekiplerince eş zamanlı operasyon düzenlendi. Operasyonlarda 47 şüpheli gözaltına alındı. 27 Nisan 2024'te şüphelilerden 22'si tutuklandı. Ayrıca tanık ve mağdur ifadeleri alındı.
Başsavcılık tarafından 9 Mayıs 2024'te soruşturmanın gizlilik kararı kaldırıldı. Toplam 3 bin 472 sayfa polis fezlekesi, savcılık ifadeleri ve MASAK raporları incelemek üzere Bakanlık müfettişlerine verildi. Bakanlık da bunun üzerine idari soruşturma başlattı.
Mayıs ayında söz konusu özel hastanelerden Medilife Sağlık Hizmetleri Hastanesinin faaliyeti askıya alındı.
28 Haziran 2024'te bütün deliller toplanarak "Yenidoğan çetesi"ne yeniden baskın yapıldı. Savcılık, 28 Haziran'da Bakanlığın teftiş heyetine "Bebek ölümleriyle şüphelilerin fiilleri arasında bir illiyet bağı olup olmadığının" incelenmesi için yazı gönderdi.
Sağlık Bakanlığı Müfettişliğince 23 Ağustos'ta hazırlanan uzman görüşü raporunda çocuk hekiminin pratikte hemşirenin izlemine bırakılan yenidoğan bebeklerin yüzde 90'ının hayat haklarının ellerinden alındığı yer aldı.
Tutuklu şüphelilerin avukatı Aylin Arslantatar, 30 Ağustos'ta, soruşturmayı yürüten Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Soruşturma Savcısı Y.E'yi aradı. Daha sonra savcının makam odasına giderek, hakkında suikast planlandığını, babasına ve annesine zarar verileceğini söyledi.
Bunun üzerine savcı Y.E'nin bünyesinde görev yaptığı Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına ihbarda bulunmasıyla soruşturma başlatıldı. Sonrasında avukat Aylin Arslantatar ile Mustafa Kemal Zengin'in savcıyla görüşmeyi talep etmesi üzerine mahkemeden alınan izinle makam odasına kayıt cihazı yerleştirildi. Böylece görüşme kayıt altına alındı.
Soruşturma sürecinde, eylül ayında ise Bağcılar Özel Şafak Hastanesinin faaliyeti askıya alındı.
Jandarma Kriminal Büro tarafından 3 Eylül 2024'te çözümlemesi yapılan dijital materyaller, Sağlık Bakanlığı müfettişlerince Başsavcılıktan alındı.
Bebek ölümleriyle şüphelilerin fiilleri arasında illiyet bağı olup olmadığının tespit edilmesi için Bakanlık tarafından 1 profesör ve 2 doçentten oluşan bilimsel kurul oluşturuldu. Bebek ölümlerinden şüphelilerin sorumlu olduğu kanaatinin aktarıldığı tıbbi mütalaa, 16 Eylül 2024'te Büyükçekmece Başsavcılığına gönderilerek soruşturma kapsamına bebek ölümleri de dahil edildi.
Müfettişler tarafından, 28 Eylül 2024'te mevzuata aykırı işlemlere ilişkin tespit edilen raporlama yapılarak, hastanelerin kapatılmasına ilişkin öneri sunuldu. Sağlık Bakanlığı da 28 Eylül itibarıyla çetenin bebeklerin ölümüyle ilgisi olduğu nedeniyle Teftiş Kurulu Başkanlığına hastanelerin kapatılması talimatını verdi.
Soruşturmasını tamamlayan Savcı Y.E, 9 Ekim'de fezlekesini hazırladı.
Fezlekede, bebeklere yapılması gereken ancak yapılmayan tedavi ve bakım yöntemlerine yer verilerek, hastaya pasif ötenazi (Türkiye'de aktif ve pasif ötenazi uygulanmamaktadır. Kalp atımı tespit edilen her yenidoğan uygun canlandırma ve tedavileri alma hakkına sahiptir.) uygulandığı ve yenidoğan bebeklerin yüzde 90'ının hayat haklarının ellerinden alındığı kaydedildi.
Savcı Y.E'nin tehdit edilmesine ilişkin soruşturmada, 11 Ekim'de kimliği belirlenen şüphelileri yakalamak için operasyon düzenlendi. Operasyonda şüpheliler gözaltına alındı.
Emniyette işlemleri 14 Ekim'de tamamlanan şüphelilerden 4'ü serbest bırakılırken, aralarında 2 avukatın da bulunduğu 8 zanlı Büyükçekmece Adliyesi'ne sevk edildi. Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, 5 şüphelinin tutuklanmasına, 3'ü hakkında ise adli kontrol tedbiri uygulanmasını kararlaştırdı.
Fezlekenin 16 Ekim'de gönderildiği Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı iddianame hazırladı.
İddianamede, ölen 10 bebek "maktul", 5 kişi "müşteki", Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İstanbul İl Müdürlüğü "suçtan zarar gören", 19 hastane ve sağlık şirketi "malen sorumlu", 47 kişi de "şüpheli" olarak yer aldı.
Doktor şüpheli Fırat Sarı'nın elebaşısı olduğu suç örgütünün sevk ve idaresini doktor şüpheli İlker Gönen ile 112 Acil Çağrı Merkezi ambulans şoförü Gıyasettin Mert Özdemir'in yaptığı belirtilen iddianamede, suç örgütünün esas amacının işletmesini devir aldıkları yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin 112 sevk sistemini bertaraf edip doluluğunu sağlamak, hastaların basamaklarıyla oynama yaparak SGK'dan üst sınırdan ödeme almak olduğu aktarıldı.
Şüpheli Sarı'nın elebaşısı olduğu suç örgütünün Akabe Sağlık Tesisleri AŞ'ye ait özel Avcılar Hospital, Özel İstanbul Şafak Sağlık Hizmetleri AŞ'ye ait Özel Avrupa Şafak Hastanesi ve Özel İstanbul Şafak Hastanesi, Medilife Sağlık Hizmetleri ve Yonca Sağlık Hizmetlerine bağlı Özel Bağcılar Medilife Hastanesi ve Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Refik Arslan AŞ'ye bağlı Özel Bağcılar Şafak Hastanesi, Beymed AŞ'ye ait Özel Birinci Hastanesi, Doğamed AŞ'ye ait Özel Doğa Hospital, Reyap AŞ'ye ait Özel Reyap İstanbul Hastanesi ve Çorlu Reyap Hastanesi, Ekip Sağlık AŞ'ye ait Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Esenler Güney Hastanesi ve Silivri Kolan Hastanesi'nin yenidoğan yoğun bakım ünitelerini kiralayarak işletmesini devraldığı, söz konusu hastanelerin tamamında doktorlar yerine hemşirelerin sağlık hizmeti sunduğu belirtildi.
İddianamede, şüpheliler Fırat Sarı ve İlker Gönen'in 10 kez "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "nitelikli dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma", 11 kez uygulanmak üzere "resmi belgede sahtecilik" suçlarından toplamda 177 yıl 6'şar aydan 582 yıl 9'ar aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi.
Şüpheli Özdemir hakkında ise "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi", "kişisel verilerin hukuka aykırı ele geçirilmesi", "kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık", "suç işlemek amacıyla örgüt kurma" ve "resmi belgede sahtecilik" suçlarından 180 yıldan 589 yıl 9 aya kadar hapis istendi.
Aralarında doktor, hemşire ve sağlık görevlilerin de bulunduğu 18 şüpheli hakkında da bebeklerin ölümüne ilişkin "kasten öldürmenin ihmali davranışla işlenmesi" suçundan 10 ila 437 yıl 6 ay arasında hapis cezası talep edildi.
Savcılık tarafından iddianamenin hazırlanmasının ardından Sağlık Bakanlığı da 18 Ekim'de hastanelerin ruhsatlarını iptal ederek buraları kapattı.
Savcı Y.E'nin tehdit edilmesine ilişkin soruşturma ise devam ediyor.