Hakkâri ve Şırnak başta olmak üzere Irak ve İran’la sınırları bulunan kentler için sınır ticareti oldukça önemli. Kaçak sınır geçişleri neredeyse imkânsız hale geldiği bu bölgelerde sınır kapıları ekonomik açıdan oldukça önemli. Ancak, Türkiye’nin Irak ve İran’a açılan sınır kapılarının bulunduğu Hakkari ve Şırnak’ta, yurttaşın beklediği kalkınma gerçekleşmiyor. Sınır kapıları, refah seviyesinin artması, sosyo-ekonomik büyüme ve kalkınmadan çok gümrük personellerinin uyguladığı hak ihlalleri, altyapı eksiklikleri, kilometrelerce uzanan kuyruklar ile gündeme geliyor.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre her iki kentteki dış ticaret hacmi geçtiğimiz yıla oranla azaldı. 2022 yılında Hakkâri’de bulunan Esendere Gümrük Müdürlüğü’nde ihracata bağlı ticaret hacmi 11 milyon 945 bin doları buldu. Bu rakam 2023’ün Ekim ayına kadar 9 milyon dolar civarında. Bu rakam bir yılda ihracatta 2 milyon 945 bin dolar düşüş olduğunu gösteriyor. İpekyolu Gümrük Müdürlüğü’ne bağlı Habur sınır kapısında ise ihracat 2022’de 2 milyar 253 milyon dolar seviyesindeydi. 2023’ün Ekim ayına kadar olan ihracat hacmi ise 1 milyar 629 milyon dolar. Habur sınır kapısında da 2022 yılına oranla 624 milyon dolar düşüş olduğunu gösteriyor. Uluslararası hakemli, Kamu Maliyesi Dergisi (IJPF)’nin 2023 tarihli ‘Türkiye’de kentlerin sosyo-ekonomik gelişmişlik düzeylerinin karşılaştırılması’ çalışmasında Şırnak ve Hakkari son iki sırada yer alıyor.
Hakkari, Esendere, Üzümlü ve Derecik sınır kapıları olmak üzere üç sınır kapısına sahip. Esendere Sınır Kapısı Türkiye'nin İran'a açılan sınır kapısı. Irak’a açılan sınır kapıları ise Üzümlü ve Derecik. Üzümlü sınır kapısının 2014’teki açılışı, halk tarafından işsizliğin bitmesi ve ticaretin gelişmesi umuduyla karşılandı. Aynı yıl içerisinde Irak’a açılan Derecik sınır kapısının yapımına da başlandı. Derecik sınır kapısı 2017’de açılması planlanıyordu ancak 2023 Genel seçimlerinden hemen 4 gün önce 10 Mayıs 2023’te açılışı gerçekleşti. Büyük umutlarla açılan bu kapılar bölge halkının beklentilerini karşılayamadı. Hakkari hala en yoksul kentler arasında yer alıyor. Bölge halkının umudu olan iki sınır kapısı da ticarete kapalı. Üzümlü sınır kapısı araç geçişine açıkken, Derecik sınır kapısı sadece yaya geçişine açık bulunuyor. Yolcular sadece beraberinde belirli bir kota dahilinde ürün getirip götürüyor. Bir diğer sorun da zamanında büyük bir coşkuyla açılışları yapılan sınır kapılarında altyapı eksiklerinin devam etmesi. Özellikle bozuk yollar dikkat çekiyor.
Hakkari, Türkiye’nin en az gelişmiş kentlerinden biri. Sanayi, turizm, ticaretin gelişmediği kentte bölge halkının çoğunluğu tarım ve hayvancılıkla uğraşıyor. Yaklaşık 300 bin nüfusa sahip kent sınır ticaretinden de beklediğini alamıyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre son beş yılda çoğunluğu genç olan 11 bin 375 insan göç etti. Hakkari Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkanı Muharrem Tekin, mevcut sorunların yetkililer tarafından görmezden gelindiğini söyledi. Çukurca-Üzümlü gümrük kapısının 2015’te açıldığını hatırlatan Tekin, “Fakat orada açıldığı zaman eksiklerle açıldı. Yani oradaki saha tam anlamıyla düzeltilemedi. Altyapısı oluşturulamadı. Yaklaşık 7 yıldır açık olan bu sınır kapısı hala aynı eksiklerle devam ediyor. Gümrük kapılarında tek pasaport girişinin olması, x-ray cihazının olmaması, yolların bozuk olması ve personel eksikleri en önemli eksiklerden” dedi.
Altyapı eksiklerinin gümrükte uzun kuyruklara sebep olduğunu ve sosyal medyaya sık sık yansıyan ihlal görüntülerine de dikkat çeken Tekin, ihlallerin sınır kapısındaki ticareti zorlaştırdığını söyledi. Sınır kapılarında yaşanan ihlallerin başında keyfi uygulamalar geldiğini ifade eden Tekin, “Hatırlarsanız bundan bir iki ay önce Üzümlü gümrük kapımızda bir kadın yolcu tokatlandı bir memur tarafından. Yine Derecik sınır kapsında bir polis memuru tarafından bir kadın yolcunun üst araması yapılması istendi. Yine iki üç ay önce Esendere sınır kapımızda İranlı yolcular gümrük personelleri tarafından tartaklandı. Böyle bir uygulamada turist de gelmez. Bu gibi ihlaller ticareti olumsuz etkiliyor. Özellikle günübirlik giriş çıkışlarda sorunlar artıyor” diye konuştu.
Üzümlü ve Derecik sınır kapılarının ticarete kapalı olduğunu belirten Tekin, sadece günübirlik yolcuların beraberinde eşya aldığını söyledi. Sınır kapısında günü birlik gidip gelen yolcuların malzemelerinde belli bir kota uygulandığı bilgisini aktaran Tekin, “Bu kota zaman zaman muafiyet kapsamında olan ürünlere dahi konuluyor. Kapılarda giriş çıkışlarda zaman zaman insanlar beraberinde getirdiği bir kilo çaya, bir kilo pirince de el konulduğu görülebiliyor” dedi. Tekin, bu sorunlarla ilgili yetkililere başvurduklarında ise geri çevrildiklerini söyledi.
Üç sınır kapısında rağmen Hakkari’nin Türkiye’nin en yoksul kentlerinden biri olduğunu hatırlatan Tekin, bölge halkının bu sınır kapılarından çok umutlu olduğunu ancak bir türlü istenen refaha ulaşılmamasından yakındı. “Acaba bu bölge insanını cezalandırma mıdır?” diye soran Tekin, “Bölgenin kalkınması için insanlarımızın göçünün önüne geçilmesi için insanlarımızın ekonomisinin kalkınması için bu sınır kapılarının işlevli hale getirilmesi gerektiğini söylüyoruz. İşsizlikle birlikte genç nüfus göç ediyor” diyerek sınır kaplarının daha aktif hale getirilmesini istedi.
Benzer sorunların bir diğer adresi olan Şırnak’ta da sahip olduğu Habur sınır kapısı kente beklenen kalkınmayı sağlamıyor. Az gelişmiş kentler arasında Hakkari hemen hemen aynı olan Şırnak’ta da sanayi, turizm ve ticaret neredeyse yok. Çok zengin olan kömür madenleri de özelleştirmeler sonucu bölge insanına kar sağlamayacak duruma geldi. Kentte gelir kapısı olması beklenen sınır kapısı da kömür madenleri gibi kent ekonomisine, kalkınmasına katkı sağlayamıyor. Habur sınır kapısında da Hakkari’de olduğu gibi sorunlar devam ediyor. Türkiye’nin Irak’a açılan sınır kapısında ticareti olumsuz etkileyen birkaç faktör söz konusu. Altyapı eksikliği, Türk Lirası’nın Irak dinarı karşısında değer kaybetmesi, hak ihlalleri ve Habur sınır kapısının karşısında bulunan Irak’ın Türkiye’ye açılan kapısı İbrahim Halil sınır kapısı Yol yapım çalışmalarında ciddi eksikliğe sahip sınır kapısında yolcuların uzun süre bekletilmeleri gümrükteki en büyük sorunlardan biri. Özellikle bölgede ‘karınca ticareti’ olarak adlandırılan ticaret her geçen gün biraz daha azaldığı görülüyor. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi'ne bağlı İbrahim Halil sınır kapısında bekletilmeler yaşanıyor. Irak’tan Türkiye’ye alışveriş için gelenler sorun yaşamazken yıllardır karınca ticareti yapanlar bu durumdan kaynaklı günübirlik giriş-çıkışları bırakmak zorunda kalıyor.
Yıllardır bu sorunun devam ettiğini ve bir türlü çözülemediğini söyleyen HEDEP Şırnak Milletvekili Zeki İrmez, gümrükteki hak ihlallerine dikkat çekti. İrmez, “Nakliyeci arkadaşlarımız daha önce iki, üç günde bir giderdi. Şimdi ise bir haftayı, iki haftayı bulan sürelerde ancak gidiş geliş yapabiliyorlar. Geçtiğimiz gün de bazı arkadaşlar bize ulaştı ve sınırın karşı tarafında olduklarını, 15 gündür bekletildiklerini, bir türlü gümrük personellerini hızlandıramadıklarını ve sistemde aksaklıkların olduğundan bahsettiler. Sık sık karşılaştığımız bir durum bu. Ayrıca sınır kapısındaki mevcut koşulların yetmezliğinden de şikayet ettiler” dedi. Sınır kapılarında bazı yolcuların eşyalarına da el konulduğuna dikkat çeken İrmez, sınırda baskı ve şiddete maruz kalan yolcuların kendilerini bu yüzden aradığını söyledi.
Sınır kapısına giden yolların bozuk olduğu anlatan İrmez, yolda bazen kilometrelerce kuyrukların oluştuğuna dikkat çekti. Hakkari’de olduğu gibi İbrahim Halil Sınır Kapısında da altyapı sorunlarının olduğunu belirten İrmez, sorunun çözümü içe yetkilerle görüşmek istediklerinde muhatap bulamadıklarını söyledi. Alt yapı yetersizliği nedeniyle insanların saatlerce sınır kapısında beklediğini anlatan İrmez, “Vatandaşlarımız giriş çıkış yaptıkları zaman o köprünün üzerinde yazın sıcağında saatlerce bekletiliyor. Yani durum dayanılmaz bir hal alıyor. Bazen işkenceye varan görüntülere rastlayabiliyoruz” dedi. Sınır kapılarının ticari anlamda bölgeye olumlu yansımadığını anlatan İrmez, gençlerin büyük bir kısmının işsizlikle boğuştuğunu, karınca ticareti yapanların da artık bu işi bırakmak zorunda kaldıklarını belirtti. İşsizlikle birlikte göçün de önüne geçilmediğini söyledi.