Haliliye ve Eyyübiye ilçelerine bağlı Ballıca ve Karaali mahallelerinde bulunan pamuk tarlasında biri 15 metre derinliğinde 4 obruk oluştu. Harran Ovası'nda oluşan obruklar, çiftçiler arasında korkuya neden oldu.
Yetkililer harekete geçti
Hasat için tarlaya giden çiftçiler, gördükleri dev obruklar karşısında şoka uğradı. Çiftçiler, Şanlıurfa Tarım ve Orman Müdürlüğüne bilgi verdi. Bölgede inceleme yapan yetkililer, durumun fazla sulama sonucu meydana geldiğini bildirdi.
Yetkililer, işçi ve çiftçilerin tarlada çalışırken obruklara düşmemesi için dikkatli olması yönünde uyarılarda bulundu. Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Aksoy, detaylı inceleme çalışmalarının DSİ, Tarım ve Orman İl Müdürlüğü ile üniversite işbirliğinde hasat sonrası yapılacağını söyledi.
"Aşırı su tüketimi beraberinde olumsuzlukları da getiriyor"
Tarım ve Orman İl Müdürü Mehmet Aksoy, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamında devletin bölgeye yaptığı büyük sulama yatırımlarının sonucunda, 1 milyon 274 bin hektar tarım arazisinin yüzde 65'ten fazlasının sulandığını belirtti. Aksoy, Devlet Su İşleri'nin (DSİ) ve devletin yaptığı bu sulama yatırımlarına rağmen çiftçilerin aşırı su tüketmeleri nedeniyle bazı olumsuz durumların ortaya çıkmaya başladığını ifade etti.
Aksoy konuşmasının devamında "Özellikle tarlalarımızın ve bahçelerimizin altında bulunan kalker ve kireç taşı, aşırı sulama sonucunda çözünüyor. Bu durumda Konya'da görülenin tam tersi bir durum ortaya çıkıyor ve bunun sebebi aşırı sulamadır" diyen Aksoy, çiftçilerin suyu daha bilinçli ve tasarruflu bir şekilde kullanmaları gerektiğini vurguladı. Sözlerine devam eden Aksoy, "Dünyada şu anda üretilemeyen tek şey sudur. Suyumuzu doğru ve verimli kullanmak zorundayız" ifadelerine yer verdi.
Tarımda kullanılan suyun daha etkin kullanılabilmesi için çiftçilere eğitim vermeye devam ettiklerini belirten Aksoy, devletin çiftçilere damla sulama sistemlerini teşvik amacıyla dijital teknolojiler üzerinden yüzde 75 oranında hibe desteği sağladığını ifade etti. Aksoy, "Bu destekleri çiftçilerimizin kullanabilmesi için elimizden gelen yayım çalışmalarını yapıyoruz. Kırsal kalkınma destekleri, Ziraat Bankası ve TKDK gibi kanallar aracılığıyla çiftçilerimizi desteklemeye devam edeceğiz" dedi.
Amaçlarının suyu doğru kullanarak gelecek nesillere sağlam bir şekilde aktarmak olduğunu vurgulayan Aksoy, "Toprak da bizim, su da bizim. Bu kaynakları doğru bir şekilde kullanırsak, gelecek nesillere sağlam bir miras bırakmış oluruz. Bu konuda üzerimize düşeni yapıyoruz. Tarım Bakanlığı olarak sahadayız, çiftçilerimizin ve üreticilerimizin yanındayız" dedi. Obruklarla ilgili olarak hasat sürecinden sonra üniversitedeki akademisyenlerle birlikte DSİ, Tarım İl Müdürlüğü ve üniversite iş birliğiyle bölgede inceleme çalışmalarının yapılacağını belirtti.
"Hassas sulama sistemleri devreye alınmalı"
Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Besleme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, GAP sulamasının ilk uygulandığı Harran Ovası'nın aslında bir graben, yani jeolojik bir çukur olduğunu belirtti. Geçmişte dağlardan gelen toprakların, geniş bir malzeme birikintisi oluşturduğunu ve bu katmanın yer yer 30-40 metre derinliğe ulaştığını ifade eden Çullu, sulama sonrasında bu toprakların zaman zaman yer değiştirebileceğini söyledi.
Jeolojik yapı olarak bu toprağın altında karstik materyal olarak adlandırılan bir yapı bulunduğunu dile getiren Çullu, "Bu materyal, zamanla ayrışarak yeraltında mağaralar ve boşluklar oluşturuyor. Sulamaların da etkisiyle yukarıdaki kalın toprak tabakası, altındaki boşluklara hareket ediyor ve böylece yüzeyde obruklar meydana geliyor. Çevreden gelen sular da bu boşluklara doluyor" dedi.
Çullu, paniğe gerek olmadığını, gerekli önlemlerin alınması gerektiği belirterek, "Özellikle basınçlı sulama, dijital ve hassas sulama sistemlerini devreye almamız gerekiyor. Harran Üniversitesi olarak bu yöndeki çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Eğer biz Harran Ovası'nda hassas sulama sistemlerini devreye alırsak sulama oranı yüzde 30 oranında azalmış olacak. Böylelikle oluşabilecek obruklara karşı önlemlerimizi almış olacağız" şeklinde konuştu.
"Kaçak elektriğe bağlı tarımsal sulama çevreyi tehdit ediyor"
Bölgenin sorumlu elektrik dağıtım şirketi Dicle Elektrik'in Şanlıurfa İl Müdürü Naci Obut da konuyla ilgili açıklamalarda bulundu. Obut, "Tarımsal sulamada meydana gelen yüksek su tüketimi ve yer altı sularının aşırı kullanımı, bölgemizde ciddi sorunlar oluşturuyor. DSİ'nin sulama kanallarının bazı bölgelere ulaşmaması nedeniyle çiftçiler elektrikle çalışan motopomplarla yer altı sularını yoğun bir şekilde kullanıyor. Ne yazık ki, elektrik faturası ödemeyen bazı çiftçilerimiz suyu israf etmekten çekinmiyor ve bu durum, obruk oluşumu gibi ciddi çevresel sonuçlara yol açıyor" dedi.
Açıklamalarını sürdüren Obut, "Türkiye genelinde tarımsal sulamada yıllık 15 milyar kWh enerji tüketiliyor, bunun yarısı ise Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde gerçekleşiyor. Bölgede yer altı su seviyesinin 700 metreye kadar inmesi, hem su kaynaklarını hem de elektrik altyapımızı zorlayan bir etken. Tüm abonelerimizin sadece yüzde 4'ünü oluşturan tarım sulama abonelerimiz, bölgedeki kayıp-kaçak oranını %75 seviyelerine çıkarıyor maalesef" ifadelerini kullandı.
Dicle Elektrik olarak bugüne kadar bölgeye 43,5 milyar TL'yi aşan yatırım gerçekleştirdiklerini belirten Şanlıurfa İl Müdürü Obut, "Şanlıurfa özelinde ise bu rakam yaklaşık 12 milyar TL'ye ulaştı. Ancak tarımsal sulama alanlarındaki kaçak elektrik kullanımı ve buna bağlı aşırı su tüketimi, hem çevreyi hem de enerji altyapısını tehdit ediyor. Atatürk Barajı'nın ürettiği enerjinin iki katı kadar enerji tarım alanlarında tüketiliyor. GAP projesi kapsamında sulama kanallarının tarla başlarına kadar getirilmesiyle bu sorunların önemli ölçüde çözüleceğine inanıyoruz" diye konuştu.
Bilinçli enerji kullanımına dikkat çeken İl Müdürü Obut, "Enerji verimliliğini artırmak ve su israfını önlemek amacıyla farkındalık çalışmaları düzenliyoruz. Çocuklar ve çiftçilerimiz için bilinçli enerji ve su kullanımı konusunda eğitimler veriyoruz. Su ve enerji kaynaklarını daha bilinçli kullanmak, gelecekte daha büyük felaketlerle karşılaşmamak adına zorunlu hale geldi" dedi.
Obruklar çiftçileri tedirgin etti
Tarlasında iki büyük obruk oluşan Halil Çiftçi, "2-3 yıl önce de tarlamızda obruklar oluşmuştu, kapattık. Daha sonra bir tane daha obruk oluştu, onu da betonla doldurduk. Şu anda ise çok daha büyük bir obruk oluşmuş. Akşam baktığımızda küçüktü, sabah geldiğimizde daha da büyümüştü. Devletimizden yardım bekliyoruz, bu obrukların doldurulmasını istiyoruz. Mesela şu an işçiler çalışıyor, ama onları tek başlarına bırakamıyoruz, sürekli yanlarında olmamız gerekiyor. Ayrıca sadece bu tarlada değil, 3-4 farklı noktada daha obruk var. Tedirginiz, korkuyoruz ve bu duruma bir çare bulunmasını istiyoruz" diye konuştu.