HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, partilerinin kapatılma ihtimalini dört aydır düşündüklerini ve buna göre çeşitli hazırlıklar yaptıklarını söyledi.
Sancar, bu anlamda HDP'nin kapatılması talebiyle iddianame hazırlanmış olmasına şaşırmadıklarını bunun kendileri için sürpriz olmadığını kaydetti.
Kapatılma dışında bir seçeceğe ihtimal vermediklerini belirten Sancar, Halk TV Genel Yayın Yönetmeni Suat Toktaş'a özel röportaj verdi.
"İktidarın halka vaat edecek bir şey kalmadığını, bu nedenle de mühendislik oyunlarına girdiğini" belirten Eş Genel Başkan Sancar özetle şöyle konuştu:
"Kapatma davasını bekliyorduk. Çünkü bu iktidar halka bir şey vaat ederek seçim kazanamaz. Mühendislik oyunlarına girmiştir bunun en önemli parçası da HDP’yi devre dışı bırakmaktır. Başsavcı her şeye rağmen bu davayı açmaz diye bir temennim vardı. 17 Mart MHP kongresinden bir gün önce kapatma davası açılması tesadüf değildir. Bu konuda MHP Genel Başkanı ile AKP Genel Başkanı arasında bu konuda görüşmeler oldu. Bu sistemde yargının tarafsız bir şekilde karar vermesini bekleyemeyiz. Dolayısıyla şimdiki sistemde yargı bağımlıyken bağımsız davranma eğiliminde olanlar da baskı altındayken kapatma dışında bir karar çıkma ihtimali üzerinde hesap yapacağımız bir seçenek değildir. Bu şartlar altında kapatma kararı dışında bir karar çıkmasını beklemiyoruz.
'BÜTÜN DAVALARDA AİHM İHLAL KARARI VERDİ'
Geçmişte kapatılan bütün partilerimizle ile AİHM ihlal kararı verdi. En son ihlal kararı da 2016 tarihlidir. AİHM’in içtihadı 2016 tarihli DTP kararıdır. O kararda bugün yazılan iddialardan çok daha fazlasını yazmışlardı. AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) hepsini reddetti. Anayasanın 90. Maddesine göre AİHM’nin içtihatlarını esas alan bir AYM olsa kapatma kararı verilmez. Biz kapatmaz varsayımından hareket edemeyiz.
MYK’da seçenekleri tartıştık ama bu seçenekleri karara bağlamadık. Tek başımıza karar vermek istemiyoruz. HDP’nin kapatılması HDP’nin çok ötesinde bir anlam taşıyor. Yeni parti kurmak ve HDP'nin kendisini feshetmesi seçeneklerden birisidir. Tartışacağımız mesele, Türkiye'de demokrasi mücadelesine, özgürlük umuduna hangi seçenek daha fazla hizmet edeceğidir. Bu görüşmeleri de kamuoyuna duyurarak yapacağız.
'100 İSME YASAK GEREKÇESİ YAZILMAMIŞ'
MHP milliyetçilik üzerinden yaratacağı büyük gerilimi kendine oya dönüştürecek bir hesap içindedir. MHP ideolojik duruşu itibariyle zaten Kürt kelimesini duymak bile istemeyen bir yaklaşıma sahip. HDP’nin başka bir isimle tekrar kurulmamak üzere kapatılması mümkün değildir.
684 isimden en az 100 ismin altına neden siyaset yasağı getirildiğine dair açıklama ve gerekçe yok. Vefat etmiş isimlere de siyaset yasağı getirildi.
'SİNE-İ MİLLET GÜNDEMİMİZDE DEĞİL'
Sine-i millete dönmek şimdilik bizim gündemimizde yok. Şu ana kadar yaptığımız tartışmalardan bu yana bizim parlamentoyu boşaltma gibi bir gündemimiz yok. Demokratik siyasette ısrarcıyız parlamento da tek şart değildir ama en önemli alanıdır. Parlamento ne kadar itibarsızlaştırılmış olursa olsun hala halk iradesinin meşruiyetinin tescilinin önemli mekanıdır.
'MUHALEFETTEN NET TUTUM BEKLENİR'
Muhalefet partileri Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliğinin düşürüldüğü sırada parlamentoda yoktu. Bu haklı bir eleştiridir. Muhalefetle ilişkilerimizi diyalog ve karşılıklı saygı temelinde yürütmeyi önemsiyoruz. Muhalefet partilerinin doğru bulmadığımız tutumlarını eleştiririz. Halk iradesine karşı yapılan bir saldırıya karşı net bir tutum muhalefetten beklenir. Buradan bu eleştiriyi sorgulamaları için dostça bir sitem almalarını rica ediyorum.
Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliği hukuksuz bir şekilde düşürüldü. IŞİD davaları sürüncemede bırakılırken bir haberi Twitter’da paylaştı diye dava açıldı. 2016 yılında belki 150 yıllık parlamento tarihinin rekoru kırıldı. Bu parlamentoyu bitirme yaklaşımının çok somut bir göstergesidir. Muhalefetin de burada tereddüde kapılmaması lazım. Haksızlığın kime yapıldığı çerçevesinde meseleyi ele almak demokratlığı bitirir.
'HDP YASALARA GÖRE KURULMUŞ BİR PARTİDİR'
HDP yasalara göre kurulmuş bir partidir. Türkiye'de ne zaman bir barışçıl çözüm ihtiyacı olsa ilk başvurulan adres HDP'dir veya bizden önceki partilerdir. Ne zaman iktidarlar kendi politikalarını toplumu derin kutuplaşmaya bölerek uygulamak isterlerse ilk kullandıkları alan Kürt sorunudur. Silahların ebediyen susması için her şey yapılıyor. Hükümetin ricasıyla Kandil’e gidiyorlar. 2015 çözüm sürecinde barış demeyeni hain ilan ediyordu iktidar. Süreç doğru yürütülseydi pek çok şeyin çok daha iyi olacağı önemli bir dönemdi. Biz o dönemin esasına sahip çıkıyoruz. Silahların susacağı yolları birlikte açmalıyız. Muhalefet ile bu konuda her türlü çalışmaya da hazırız. Kürt sorunu inkar edilecek bir sorun değilse sorunun çözümü için bir yöntem önerilmeli.
Bizim tereddütsüz kınama yazılarımızı sitemizden net görebilirsiniz. Bunu söylüyoruz, somut olaylarda da kınamamızı dile getiriyoruz. İktidar bu kadar algı operasyonunda başarılı olmuşsa oturup düşünmemiz lazım.
İktidar, silahların susması için yeni dönem açıyorum derse hayır demeyiz ama bizim söylediğimiz başka bir şey daha var. Bu HDP ile baş başa yürütülecek bir süreç olamaz. Parlamento merkezli olmalı. Bunu siyasi bir manevra aracı haline getirecek her şeyden kaçınmak lazım. Gerçek anlamda çözüm odaklı, geniş katılımlı olmalı."