Roboski için Adalet Girişimi, Şırnak’ın Uludere ilçesi Roboski köyünde 28 Aralık 2011 tarihinde TSK’nin bombardımanı sonucu 34 kişinin yaşamını yitirdiği katliamın 110’uncu ayına ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “O geceden bugüne geçen 479 haftada, hukuk kayıp, adalet kaçak, herkes suspus. Katliamın ardından geçen 3 bin 350 gün ve adalet hala yok. Meclis komisyon kurdu ve sakladı, yargı ise akladı. Roboski, çizilmiş sınırlar yüzünden ekmeğini katır sırtında kazanmaya mahkum edilmiş insanlarımıza, yaşama şansı bile tanımayan bir vicdansızlığın sembolüdür” denildi.
CEZASIZLIĞA TESLİM EDİLDİ
Tüm katliamlarda olduğu gibi Roboski Katliamı’nın da adaletsizliğe ve cezasızlığa teslim edildiğinin belirtildiği açıklamada, “Tüm bu ölümün ve kıyametin duyulmadığı, görülmediği bir zaman yaşandı Roboski’de. Bu ülkenin nüfus cüzdanına sahip Kürt çocuklarının, gençlerinin üzerine, eğitimi-işsizliği çözmek yerine vergilerimizle alınan ‘bu ülkenin’ savaş uçaklarından atıldı o bombalar. Oysa insan yaşamının kutsallığı ve dokunulmazlığını sağlamakla yükümlü olan devlet bu ve benzer katliamlar karşısında hiçbir sorumluluğunu yerine getirmedi, getirmiyor” ifadelerine yer verildi.
ADALETİN ÇÖKÜŞÜNÜN İSPATI
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: “Bir katliamın cezasız bırakılmasının, yargı yollarının kapatılmasının, devlet olarak böyle bir katliamı örtmenin bir açıklaması olamaz. Adalet sisteminin çöküşünün ispatı Roboski Katliamı’dır. Savaş bir insanlık suçudur, ne öncüsü, ne yancısı ne de destekçisi olmamaya çağırıyoruz karar vericileri ve politikacıları. Beyaz’a ve barışa olan desteğimiz, gencecik insanlar ölmesin, katledilmesin diyedir ve barış demeye devam edeceğiz. Roboski'ye adalet gelmeden Türkiye'ye adalet gelmeyecektir. Başta Roboski olmak üzere tüm insan yaşamını ve özgürlüklerini ortadan kaldıran savaşa ve şiddete karşı, hepimiz itiraz hakkımızı kesintisizce kullanacağız. Yaşadıklarımızın aslı; devlet, cezasızlık, savaş, hukuk ve adaletin olmayışıdır. Hiçbir katliamın zaman aşımı yoktur. Roboski aydınlatılmadıkça, Roboski’de yaşananlar halka açıkça anlatılmadıkça Türkiye siyasetinde sivilleşme ve demokratikleşme söz konusu olmayacaktır.”