Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, AA Editör Masası'nda, eğitim gündemine ilişkin soruları yanıtladı.
Okullarda cep telefonu kullanımına ilişkin konuşan Tekin, "Çocukların sınıflara cep telefonuyla girmemesini rica ediyoruz. Çocuklar kendilerinin veya öğretmenlerinin görüntülerini seslerini kaydedip paylaşıyorlardı. Bunun da yapılmasını istemiyoruz. Öğretmenlerimizden de rica ediyoruz" dedi.
"Zorunlu kayıt bağışı Türkiye'de var mı" sorusuna Bakan Tekin, "Ne kayıt ücreti var ne de bağış zorunluluğu var. Velileri zorlayan arkadaşları uyarıyoruz" dedi.
Bakan Tekin'in açıklamaları şöyle:
"Liseyi bitirmiş çocuklarımızın temel alanlarda eksik kalmasıyla ilgili bir sürü yorum yapıyoruz. Şimdiki mevcut durumda bütün öğrenciler genel ortalaması 50 olduğunda, sınıfı geçebilecek durumda. Böylece asgari başarı ortalaması tutmuyor. Bununla alakalı bir tedbir almak gerekiyordu. Okul devamsızlığı, sınıf tekrarı konusunda ısrarcıyız. Bunun eğitim öğretimi sekteye uğrattığını problemlerden olduğunu düşünüyoruz. Yönetmeliğimiz yayın sürecinde. Sınıf tekrarıyla ilgili hususları kamuoyuyla paylaşacağız."
"Devamsızlık ve açık lise konusunu beraber değerlendirmek gerekiyor. Açık liseyle ilgili, açık liseye kayıt olma oranı beni gerçekten şaşırttı. 30 kişilik sınıfta 20-25 kişinin açık liseye kayıt yapması öğretmenleri de rahatsız ediyor. Öğretmenlerin yerini değiştirmek zorunda kalıyorsunuz. Bu yönetilebilir bir süreç değil. Bu kadar kamusal yatırım yapıyoruz, örgün eğitim zorunlu ise benim bunu Milli Eğitim Bakanı olarak hayata geçirmem gerekiyor. Örgün eğitim çağındaki çocukların devam edebilecekleri bir alan değil orası. Açık liseye kayıt yaptıran öğrencilerimiz ile özel öğretim kurslarındaki öğrencilerin sayısına bakıyoruz, orada da değiller. Merdivenaltı, denetimsiz, izinsiz ve içeriği konusunda çocuğa faydası olmayan kurslar var. Bizi tedbir almaya iten konu bu. Web sayfamızda izinli özel öğretim kursları var, bunların programları, üniversite sınavında karşı karşıya kalabilecekleri içerikleri alabilecek cinsten. Velilerimizi çocuklarını merdivenaltı kurslara göndermeme konusunda uyarıyoruz."
Milli Eğitim Bakanlığında öğretmen ihtiyacı şu kadardır demek doğru değil. Söyleyeceğimiz rakamlar yaklaşık rakamlardır. Her yıl takvim yılı sonunda hesap yapıyoruz. 68 bin öğretmen ihtiyacımız var dediğimizde yıl sonu bunun değişmesi gerekiyor. Şu an 68 bin öğretmene ihtiyacımız var. Norm güncellemesi yapıyoruz, müfredat da bununla beraber yürüyor. Ders sayısı azaldığında otomatik olarak öğretmen ihtiyacı da buna göre belirleniyor. Ders sayısı azalınca öğretmen ihtiyacı da azalıyor. Dolayısıyla sürekli güncelleme yapıyoruz. Sayın cumhurbaşkanımız da bize çok destek oldu; biz öğretmen ihtiyacımızı bu eğitim öğretim başına yetiştiremedik, bahar yılı başında yeni atanan bir grup öğretmenle eğitim ve öğretime başlayacağız. Ekim ayı içerisinde kaç kişi alınacağını ilan edip, şubat ayında yeni öğretmen arkadaşlarımızı dahil edeceğiz. Önümüzdeki dönemde yapacağımız yeniliklerle birlikte yabancı dilde ihtiyacımız var, özellikle öğretmen temininde zorluk yaşadığımız alanlardan biri özel sınıf öğretmen, sınıf öğretmeni, okul öncesi öğretmenliği diye sıralama böyle devam ediyor.
"Yaklaşık 10 bin öğretmenle sohbet ettik. Bir kere veli, okula gittiğinde öğrenci mi öğretmen mi ayırt edilemiyor. Öğretmenlerimiz artık çok genç. İkincisi öğrenciler öğretmeni fark edemiyor. Üçüncüsü öğrencilere örnek olmaları açısından, öğretmen arkadaşlarımıza tavsiye kararında bulunduk. Bu şu an bir zorunluluk değil. 24 Kasım'da bir aksilik olmazsa öğretmen arkadaşlarımıza önlük hediye etmeyi planlıyoruz. Zorunlu değil ama giyerlerse mutlu oluruz."