Meclis Genel Kurulu’nda devam eden bütçe görüşmelerine dair söz alan Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Mardin (Mêrdîn) Milletvekili Beritan Güneş, bütçenin tekçi, inkârcı bir anlayış üzerine kurulu olduğunu söyledi.
KAPATILAN KURUMLARA DİKKAT ÇEKTİ
Güneş, Kürtçenin gelişimi için Apê Musa’nın (Musa Anter) ve arkadaşlarının yaptığı çalışmalar ve açtıkları Kürt Enstitüsüne işaret etti. Güneş, 15 Temmuz 2016’daki darbe ile Kürdi-Der, İstanbul Kürt Enstitüsü, Kürt dil kurumunun kapatıldığını anımsatarak, “TDK’ye bakıyoruz, Kürtçe için herhangi bir çalışma yok; e, Kürtçeyi geliştirmeye yönelik açtığımız kurumları da kapattınız. Ana dilde eğitim için de çocuk hakları sözleşmesine şerh koydunuz. Çocuklar ana dillerinde eğitim alamıyorlar. Peki, bu dil nasıl gelişecek? Türkiye ve Mezopotamya’da yaşayan halkların dilleri nasıl gelişecek? Bu diller yeni nesillere nasıl aktarılacak… Buradan soruyorum; bu bir kültür kırımı, bir dil kırımı değil de nedir?” diye sordu.
‘TARİHİN BAŞLANGICINA BAKIN’
Güneş, alternatifsiz olmadıklarını kaydederek, “Kürtçenin, Kürt’ün nereden geldiğini merak edenler gitsinler, tarihin başlangıcına baksınlar. Gitsinler; Zagroslara, Hurrilere ve Gutilere baksınlar; Med İmparatorluğuna baksınlar, orada Kürt'ü de Kürtçeyi de çok iyi göreceklerdir. Diğer bir yandan, binlerce Kürtçe ve Ermenice şarkının Türkçeleştirildiğini biliyoruz. Belki siz bilmezsiniz ama örneklendireyim: Seyran Mangî’yi bilir misiniz? Hayır, bilmezsiniz. Hasan Zîrek’in ‘Ey Niştimanı’nı bilir misiniz? Onu da bilmezsiniz ama siz onların Türkçeleştirildiği ‘Ağlama Yâr Ağlama’yı bilirsiniz. ‘Ankara'nın Taşına Bak’ı bilirsiniz. Çünkü Kürt’ün dilini de tarihini de yok sayıp, onların sanat eserlerini de Türkçeleştirmeye çalıştınız. Bir toplumsal hafıza kırımı gerçekleştirildi” diye konuştu.
VİCDANINIZ NASIL EL VERDİ?
İktidarın yereldeki temsilcileri olan, Kürt halkının iradesini gasp eden kayyımların varlığına işaret eden Güneş, konuşmasına şöyle devam etti: “O kayyımlar aynı işi yüz yıldır yapmaya devam ediyorlar. Ne yapıyorlar? Kızıltepe'de Aşiti ve Berçem mahallelerinin isimlerini değiştiriyorlar, Uğur Kaymaz’ın heykelini yıkıyorlar. Sizin vicdanınız 12 yaşında 13 polis kurşunuyla vurulan Uğur Kaymaz’ın heykelini yıkmaya nasıl elverdi. Türkiye’de olanlar yetmiyor, şimdi bir de Afrin'de yerlerin isimleri değiştiriliyor, Kürtçe tabelalar kaldırılıyor, onun yerine Türkçe tabelalar konuluyor. Biz buradan soruyoruz, Türkçe yer isimlerinin Afrin’de ne işi var? Neden bu topraklarda konuşulan Kürtçenin, Süryanicenin ve daha nice dilin gelişimini sağlamak için, toplumsal hafızayı korumak için bu kurumları neden yeniden organize etmiyoruz. Bütçede neden bunlara yer vermiyoruz? Tüm dillerin, kültürlerin gelişimini korumak bizlerin sorumluluğunda değil midir?”
DÖVİZLER İLE TÜRKÇESİNİ GÖSTERDİ
Güneş, daha sonra ise TDK’nin “Bizim dilimiz kimliğimiz” sözlerine işaret ederek, Kürtçe ile “Dilimiz, kimliğimizdir, dilimiz onurumuzdur. Dilimiz tarihimizdir. Dilimiz kültürümüz. Her daim sahip çıkacağız” dedi. Güneş, bu sırada Kürtçe söylediği sözlerin Türkçe karşılığını da Meclis kürsüsünde dövizler kaldırarak gösterdi.