Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, İstanbul Göztepe'deki TBMM Filizi Köşk Sosyal Tesisi'nde medya kuruluşlarının genel yayın yönetmenleriyle iftar programında bir araya geldi.
TBMM Başkanı Kurtulmuş, İslam aleminin ramazan ayını buruk idrak ettiğini, bu ramazanda Müslümanların odağının, İsrail'in Gazze'de katliam boyutlarına varan insanlık dışı saldırıları olduğunu belirtti.
Kurtulmuş, yeni anayasa meselesinin, "Bu anayasadan artık bıktık, bu geride kaldı, bunun yerine yeni bir metin yazalım" konusu olmadığının altını çizerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Aslında mesele, bir metin yazmak da değil; bunun ötesinde, 12 Eylül'ün getirmiş olduğu bu antidemokratik yapıdan, o ruhtan Türkiye'nin kurtulması... Hakikaten siviller eliyle yapılmış, parlamentoda yapılmış, demokrat, kuşatıcı bir anayasanın yapılması Türkiye için elzemdir. Bunun için gayret edeceğiz. Tabii hemen seçimden sonra, belki de anayasa sürecinden daha kolay sonuç alabileceğimiz bir süreç, Meclis'te yeni bir iç tüzüğün hazırlanmasıdır. Meclis Başkanlığı olarak; öncelikle daha rahat, daha kolay alan olduğu için iç tüzükten başlayarak Meclis'teki demokratik standartları yükseltecek, yasama kalitesini güçlendirecek, Meclis'in etkisini ve ağırlığını artıracak bir iç tüzüğü Meclis'te grubu bulunan partilerle görüşerek gündeme almayı, eş zamanlı olarak da anayasa çalışmalarını sürdürmeyi düşünüyoruz."
Meclis'te altı siyasi parti grubu ve 14 siyasi partinin bulunduğunu aktaran Kurtulmuş, oy verenlerin yüzde 95'inin parlamentoda temsil edildiğini belirtti.
Numan Kurtulmuş, şu görüşleri dile getirdi:
"Parlamentoda iyi bir şekilde bu müzakereleri sürdürmeyi başarırsak bundan sonuç alabileceğimizi ümit ediyorum. Ben de şahsen seçimden sonraki dönemde yeni anayasa meselesini başta grubu bulunan siyasi partilerle görüşerek takip edeceğim. Bazı siyasi partilerin anayasa hazırlıkları var ama bütün siyasi partilerin bu süreçte yeni anayasaya ilişkin hazırlıklar yapmalarını bekliyorum.
Meclis Başkanı olarak akademinin, hukuk çevrelerinin, sivil toplum kuruluşlarının ve yeni bir anayasa ihtiyacını hisseden, sözü olan herkesin sözünün dinleneceği ve bundan istifade edileceği bir anayasa yapım sürecini demokratik bir hassasiyetle başlatacağız. Ümit ediyorum ki ön yargısız bir şekilde Meclis'te grubu bulunan partiler ve diğer kanaat oluşturacak sivil toplum kesimleri bu sürece katkıda bulunur."
Geçmişteki çalışmalarda siyasi partilerin 64 madde üzerinde uzlaştığı bir metnin bulunduğunu hatırlatan Kurtulmuş, "Bugün tahmin ediyorum çok daha fazla maddede partilerin uzlaşmaları mümkündür. Burada esas olan şey, bu tartışmanın doğru zeminde ve doğru yöntemlerle sürdürülmesidir. Doğru zemin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. TBMM'nin inisiyatifinde, halkın ihtiyaçları neyse, hangi konular gündeme geliyorsa bunları ön yargısız bir şekilde tartışmaktır." dedi.
Anayasa hazırlığının biraz uzun vakit alabileceğini kaydeden Kurtulmuş, Meclis yeni yasama dönemine başladığında anayasa tartışmalarının Meclis'te yapılabileceğine inandığını söyledi.
"Artık Türkiye'nin darbe anayasasından kurtulması lazım"
Numan Kurtulmuş, "Sayın Davutoğlu'nun Suriye'ye götürdüğü anayasa değişikliği gibi Türkiye'den istenilen, ABD'nin istediği bir anayasa değişikliği mi, yoksa Türkiye'nin menfaatleri doğrultusunda istenilen bir değişiklik mi?" sorusu üzerine, bütün siyasi partilerin anayasa konusunda aynı şeyi söylediğini ifade etti.
Türkiye'nin kendi inisiyatifleri ve kendi ihtiyaçlarıyla oluşturduğu, demokratik, kapsayıcı, kuşatıcı ve sivil bir anayasaya ihtiyacının olduğunun altını çizen Kurtulmuş, şu ifadeleri kullandı:
"Ne zaman yeni bir anayasa yapımı tartışılsa bazı çevrelerden, 'Anayasa yapabilmek için kurucu meclisin olması lazım' tepkisi geliyor. Kusura bakmayın 1960 darbesinin anayasasını onaylayan Meclis, kurucu meclis oluyor; 1982 Anayasası'nı kabul eden Meclis, kurucu meclis oluyor da bu milletin seçtiği Meclis niye anayasa yapamıyor? Biliyorsunuz en az iki asra yakın bir süredir anayasacılık tecrübemiz var bizim. Artık Türkiye'nin darbe anayasasından kurtulması lazım. Bu savsaklanamaz, ötelenemez, üstü örtülemez bir meseledir. Dolayısıyla hiçbir şekilde, içeriden, dışarıdan, başka birilerinden sufle edilerek söylenecek bir anayasa teklifine ihtiyacımız yok. Bu millet bütün farklı siyasi farklılıklarıyla kendi görüşlerini toplar ve olgun bir sürecin sonunda da kendi ihtiyacı olan bir anayasayı, yeni bir anayasayı gerçekleştirebilir."
"Çözüm süreci ve anayasa tartışmaları birbiriyle bağlantılı değil"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, yeni anayasada ne gibi değişiklikler hedeflendiği, "çözüm süreci" gibi bir sürecin yeniden yürütülüp yürütülmeyeceği ile bazı sosyolojik meselelerin yeni anayasaya girip girmeyeceği sorularını da yanıtladı.
Yeni anayasa konusunda partilerin fikirlerinin bu nedenle önemli olduğunu dile getiren Kurtulmuş, "Kimisi çok eskilerin tabiriyle mufassal bir anayasa yapmayı uygun görebilir. Kimisi daha kısa bir anayasa teklif edebilir. Bunların hepsi tartışılır. Mevcut anayasada da aslında yer almaması gereken, yasalarla düzenlenebilecek bazı hükümler yer alıyor. Bana şahsen fikrimi sorarsanız ben tek maddelik bir anayasa yazardım. 'Devlet, adaleti sağlamakla yükümlüdür.' Bütün devletin sistemini bunun içerisine yerleştirirsiniz. Ama bizim şahsen ne düşündüğümüzün, nasıl bir anayasa teklifi yapacağımızın ötesinde aslolan nasıl olgun bir tartışma zemininin oluşmasını sağlayabileceğimizdir." dedi.
"Çözüm süreci ve anayasa tartışmalarının birbiriyle bağlantılı olmadığını" belirten Kurtulmuş, yeni anayasa konusunda ihtiyacın belli olduğunu söyledi. İki sürecin birbirine karıştırılmaması gerektiğine işaret eden Kurtulmuş, "Özellikle bu bölgede Türkiye'nin artık terör diye bir meselesinin kalmaması lazım. Çukur eylemlerinden sonra devletin başarılı olmasının temel sebeplerinden birisi örgütle vatandaş arasındaki ayrımı yapabilmiş olmasıdır. Terörün arkasındaki bütün destekler ortadan kaldırılıncaya kadar Türkiye'nin terörle mücadelesi devam etmek mecburiyetindedir. Bunu yaparken içeride vatandaşlarımızın özgürlüğünü artırmak, bireysel hak ve inisiyatiflerini daha yüksek seviyede kullanmasını temin etmek için ileri adımlar, demokratik adımlar atılmalıdır." değerlendirmesinde bulundu.
"Önce Meclis'teki tansiyonun düşürülmesi, diyaloğun kurulması lazım"
TBMM Başkanı Kurtulmuş, yeni anayasaya ilişkin "Meclis tarafından yapılabilecek mi yoksa biz, bir daha sandığa gidecek miyiz?" sorusuna karşılık şu yanıtı verdi:
"Bayramdan sonra nasip olursa partilerimizi de ziyaret edeceğim. Bundan da hiç çekinmem. Tek tek hepsiyle görüşürüm, inisiyatif alırım. Mühim olan partilerimizin kendilerinin anayasa değişikliği konusunda hazır olabilmesidir. Hazır olan partiler var, sürece ihtiyacı olan partiler var. Sonra sivil toplum, üniversite, hukuk camiası ile görüşülmeli, buralardan da fikir ve öneriler alınmalı ve sonuçta hepsinin müzakere edileceği resmi bir platform Meclis'te oluşturulmalı. Ben adının nasıl şekilleneceğinin üzerinde durmuyorum. Burada esas olan iyi niyettir. 'Yapmak istiyorum.' Evet, herkes bunu söylüyor. 'Yapmak istiyorum' diyen, iyi-kötü yapar. Hiç kimsenin dediklerinin yüzde yüz hepsi olmayabilir. Partiler için söylüyorum. Ama sonuçta iyi niyetli bir şekilde yaklaşılırsa ben sonuç alınacağından eminim. Bunun için de tabii önce Meclis'teki tansiyonun düşürülmesi, diyaloğun kurulması lazım."
Kendisini ziyarete gelen bütün parti gruplarına iadeiziyarette bulunduğunu, grubu olmayan partilerin temsilcilerini de ziyaret ettiğini hatırlatan Kurtulmuş, diyalog zemininin sağlam ve güçlü bir şekilde kurulması gerektiğine işaret etti. Kurtulmuş, "'Yapmak istemiyorum' diyene de yaptıracak bir şey yok. Kimseyi zorlayamayız. Hiçbir siyasi partiye, 'İlla sen bu sürecin içerisinde yer alacaksın' diyemeyiz. Ama ben Meclis Başkanı olarak herkese açık davetimi, bu konunun önemini bir kere daha hatırlatarak, kaçınan partilerin milletçe bir şekilde görüleceğini ve olumlu katkı sağlamalarını temin etmekle kendimi vazifeli atfediyorum." diye konuştu.
Numan Kurtulmuş, Anayasa'nın ilk dört maddesi konusunda siyasi partiler arasında anlaşmazlık oluştuğu belirtilerek, "Bu konuda herhangi bir gevşeme ya da herhangi bir esneme söz konusu olabilir mi?" sorusuna, "Önce ittifak edilecek hususların gündeme getirilmesi lazım. İlk dört madde konusunda partilerin bir ittifak halinde olmayacağı aşikardır. Dolayısıyla tartışmalı olduğu belli olan bir konunun gündeme getirilmesi lüzumsuz yere gündemi işgal etmektir. Onun için ilk dört maddenin bu tartışmalarda gündeme alınmayacağı aşikardır." karşılığını verdi.