Türkiye’de yakın dönemde çok sayıda Kürtçe tiyatro oyunu valilik ve kaymakamlıkların aldığı yasak kararları nedeniyle engellendi. HDP’li belediyelere atanan kayyımların ilk faaliyetleri de Kürtçe performans sergileyen tiyatroları kapatıp tiyatrocuların işlerine son vermek oldu. Korona virüsü salgını da izleyicilerinden uzak kalan sanatçıların ekonomik kayıp yaşamasına neden oldu ve tiyatrocuların sorunları yakın dönemde katlandı.
Türkiye’de tiyatrocuların Covid-19 salgını sürecinde yetersiz destek ve önlemlerle mücadele ettiğini, belirten HDP Van Milletvekili Murat Sarısaç, tiyatrocuların yaşadığı sorunların araştırılması amacıyla TBMM Başkanlığı’na başvurarak araştırma önergesi verdi.
‘KÜRT TİYATROSU POLİTİK ENGELLEMELERE MARUZ KALIYOR’
27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde binlerce tiyatrocunun ekonomik sorun yaşadığını, hayatlarını sadece sahne sanatlarıyla idame eden oyuncuların iptal edilen turne ve oyunlar nedeniyle zor durumda olduğunu belirten HDP’li Sarısaç, önergesinin gerekçe kısmında, “Özellikle Kürt tiyatrosu, salgının etkilerinin dışında siyasi iktidarın politik engelleme ve yasaklarına da maruz kalmaktadır. Bu nedenle Kürtçeyle ilgili her alanda Temmuz 2016’da ilan ettiği Olağanüstü Hal (OHAL) ile birlikte bir gerileme yaşanmaktadır” dedi.
OHAL döneminde, İstanbul Kürt Enstitüsü’nün, Mezopotamya Kültür Merkezi vb. kurumların, Kürtçe yayın yapan gazete ve TV’lerin, DBP’li belediyeler bünyesinde hizmet veren Kürtçe kreşlerin, ilk Kürtçe özel tiyatro olarak kabul edilen ‘Seyr-i Mesel Tiyatrosu’nun kapatıldığını hatırlatan Sarısaç, geride kalan süreçte Diyarbakır Büyükşehir, Batman ve Hakkari Belediyesi’ne bağlı tiyatro topluluklarının kapılarına kilit vurulduğunu ve binlerce sanatçının işsiz kaldığını belirtti.
‘TİYATRO VE DİLİN YASAKLARLA EHLİLEŞTİRİLEMEYECEĞİ TECRÜBELERLE SABİT’
Ekim 2020’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın Kürtçe bir oyuna yer verdiğini, Teatra Jiyana Nû’nun sergileyeceği Nobel Ödüllü yazar Dario Fo’nun oyunu Bêrû’nun “kamu güvenliği” gerekçesiyle yasaklandığını hatırlatan HDP'li Sarısaç, “Bununla, Şehir Tiyatroları’nın 106 yıllık tarihinde ilk defa bir Kürtçe oyununun gösteriminin yapılması engellenmiştir” dedi ve önergesinin gerekçe kısmında şu ifadeleri kullandı: “Oysaki tiyatro, geçmişten bugüne değin Kürt aydınları için kimliklerini ve dillerini yaşatabilecekleri bir sahne olarak görülmüştür. Bu nedenle 1975’ten sonra Irak’ta Baas rejiminin Kerkük ve Xaneqin gibi kentlerde Kürtçe oyun yasaklarına rağmen kendini var etmesini bilmiştir. Çünkü tiyatro ve dilin yasaklarla ehlileştirilemeyeceği tarihsel tecrübelerle sabittir. Kürt tiyatrosu, yasaklara rağmen Evdirehîm Rehmî Hekarî’nin 1919’da yazdığı Batılı anlamında ilk tiyatro eseri sayılan Memê Alan’dan bugüne bu şekilde ilerlemektedir. Sovyet Rusya’da Ahmedê Mîrazî’nin 1920’li yıllarda ilk Kürtçe tiyatro grubunu kurması, Irak Kürdistanı’nda Pîremêrd’in 1930’lu yıllarda yazdığı oyunlar, İran Kürtleri arasında oynanan Mîr Mîran’lar, Celadet Ali Bedirxan’ın Hevind adlı piyesi, Musa Anter’in 1965’te yayınlanan 4 sahnelik Birîna Reş’i ve bugün yazılıp oynanan oyunlar, Kürt tiyatrosunun sürekliliğinin nişaneleridirler..”
‘KÜRT TİYATROSU VE EMEKÇİLERİNİN YAŞADIKLARI SORUNLAR BELİRLENSİN’
Kürt tiyatrosunun dünya edebiyatından da yararlanarak Shakespeare, Brecht, Dario Fo, Harold Pinter’ın oyunları başta olmak üzere birçok oyunu Kürtçeye çevirip sahneye aktardığını, farklı dillerde sorun çıkmazken günümüzde Kürtçe gösterimi yapılan bazı oyunların yasaklandığını ifade eden Sarısaç, şöyle devam etti: “Bizzat Kültür Bakanlığı; dezavantajlı konumda olan Kürt tiyatrosunun desteklenmesi, Kürtçe tiyatro metinlerinin dokümantasyon çalışmalarının yapılması, Kürtçenin diğer lehçelerinde yazılmış tiyatro metinlerinin Kurmancca’ya çevrilmesi konularında adım atabilirdi.
Kürt tiyatrosu başta olmak üzere Kürtçeye yönelik yapılması beklenen pozitif ayrımcılık ın hiçbir zaman gerçekleşmedi, negatif ayrımcılığa maruz bırakıldı. Dolayısıyla kayyumların tiyatro gruplarına yönelik uygulamaları ve Kürtçe oyunların yasaklanması düşünüldüğünde; Kürt tiyatrosu ve emekçilerinin yaşadıkları sorunların belirlenerek gerekli tedbirlerin alınması için Meclis araştırması açılması elzemdir.”