CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, gıda krizi ve zamlar konusunda uyarılarda bulunduklarını ancak devleti yönetenlerin devletten haberlerinin olmadığını söyledi. 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için de değerlendirmeler yapan Kılıçdaroğlu, "İstanbul Sözleşmesi mutlaka gelecek" dedi.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmadan satırbaşları şöyle:
ÖĞRETMENLE ÖĞRENCİ KUCAKLAŞMALI: Bütün vatandaşlarımızı yürekten kucaklıyoruz. Onlara güzel bir Türkiye vaat ediyoruz. Beraber kucaklaşacağımız, tasada ve kıvançta beraber olacağımız, kadın-erkek ayrımının olmadığı, hiç kimsenin ötekileştirilmediği güzel bir Türkiye'de yaşamak istiyoruz. Bunun sözünü veriyorum. Mutlaka Türkiye kucaklaşacaktır, helalleşecektir, büyüyecektir, demokrasi gelecektir ve mutlaka İstanbul Sözleşmesi yürürlüğe girecektir. Aramızda atama bekleyen engelli öğretmen adayları var. Boş kadrolar var. Dışarıda atama bekleyen engelli öğretmenler var. Bu atamaların zamanında yapılması ve öğretmenle öğrencinin kucaklaşması lazım. Bunu umarım kısa süre içinde yaparlar, yapmazlarsa az kaldı herkesin ataması adalet içinde gerçekleşecek.
UMUDUNUZU KAYBETMEYİN: Her ne kadar Covid biraz yumuşadı, maske takmakta biraz daha esnek davranıyor olsak bile hepimizin dikkatli olması gerekir ama milletvekili arkadaşlarımız Türkiye'yi gezmeye devam ediyor. 2-4 Mart tarihleri arasında Erzurum, Gümüşhane, Bayburt ve Erzincan'a gittiler. Bir rapor hazırladılar. Erzurum'da manav esnafı, "Elektrik 2 bin lira geliyordu bu ay 7 bin 500 lira geldi. Vatandaş 4 tane domates alabiliyor. 11 personel çalıştırıyorum. 7'ye düşürdüm. Kaldıramıyorum" diyor. Esnaf arkadaşımıza diyoruz hiç meraklanma geliyor gelmekte olan. Bayburtlu kardeşlerim milletvekili istiyorum sizden. Bayburt'un gerçek anlamda il olmasını istiyorsanız oyunuzun rengini değiştireceksiniz. CHP'ye, halkın partisine, Millet İttifakı'nın bileşenlerine oy vereceksiniz. Gümüşhane'de bir kasap, "İlk kez müşteriler yarım tavuk alabilir miyim diyor" diyor. Erzincan'da terzi esnafı, "45 yıllık esnafım böyle bir yıl görmedim. İş, satış yok sizlerden umudum var" diyor. Umudunu kaybetme, tamamını düzelteceğiz.
MUHTARLARA VERİLEN SÖZ NEDEN TUTULMUYOR? Bir siyasal iktidar halkın oyuyla gelip iktidar olursa sözünü tutması lazım. Sözlerin tutulmaması güveni sarsar. Hele bu sözü en tepedeki insan söylemişse sözünün arkasında durması lazım. 19 Ocak 2022 muhtarlar toplantısı yapılıyor. "Muhtar maaşlarının asgari ücretin altında kalmasına gönlümüz razı olmadı. Maaşları asgari ücret seviyesine getirme kararı aldık" diyor. Hâlâ yok. Niye sözünü tutmuyor? Dün bazı muhtar arkadaşlar geldiler. Saraya davetlisiniz gideceksiniz. Size söz verilirse sorun 'Bize asgari ücret sözü vermiştiniz bu güne kadar gerçekleşmedi bir yerde bir aksama mı var, unuttunuz mu? Yoksa yine başkalarına mı verdiniz?' diye sorun dedim.
SÖZÜNÜ TUTMUYORSA OY VERMEYECEKSİN: Anadolu'nun içi boşalıyor. Yatırım büyük ölçüde Batı'ya kaydı. Anadolu Kaplanları vardı. Van diye güzel, görkemli ilimiz vardı. Hala var ama maalesef biraz boynu bükük. Sınır ticaretinde kısıtlamalar gelmiş vaziyette. Bütün sınır illerimizin sınır ticareti yapmasını isteriz. Kilis bunun örneğidir. Bunun yaygınlaşması lazım. Buradan bütün Vanlı kardeşlerime sesleniyorum. Van'ın tarihini de coğrafyasını da turizm alanında yükselteceğiz. Van'ı gerçek anlamda büyültmeye bu kürsüden söz veriyorum. Muhtarlara bir görev düşüyor. Sandığa gittikleri zaman 'Sözünde durmayan politikacıya oy vermem' diyecek. Sağlıkçılar içinde bütçeden önce bir torba kanun gelmişti. Zam yapalım dediler. Doktorlara 2 bin 500 uzman doktorlara da 5 bin lira zam yapılacaktı. Biz eksiklik var, bütün sağlık çalışanlarını kapsaması lazım ama her halükarda biz destek vereceğiz dedik. Fakat bunu görüşmemiz lazım dediler. Komisyonlara gitti. Gitti komisyona, komisyondan çıkmadı. Bir türlü gelmedi. Sonra sağlıkçılar ile ilgili maddeler çıkarıldı ve torba kanun geldi o şekilde geçti. Tam 4 ay geçti. Sağlıkçılar ile ilgili verdikleri sözü tutmadılar. Bir politikacı verdiği sözü tutmazsa mensup olduğu partiye oy vermeyeceksiniz kardeşim. Kendi geleceğinizi kendi iradenizle belirleyeceksiniz.
AKP'DE ZEYTİNE ALERJİ VAR: 1939 yılında zeytinlerle ilgili temel bir kanunumuz var. Fakat AK Parti iktidar olunca zeytin ağaçlarına karşı bir alerjisi var. İlk kanun 3 Temmuz 2009'da geldi. Meclis'ten tepkiler geldi. Geri çektiler. Aradan bir süre geçti. 21 Nisan 2010'da aynı kanun teklifi bir daha geldi. O da Meclis'te tartışıldı. O da geçmedi. Sonra 16 Haziran 2014'de bir daha geldi. 17 Mayıs 2017'de bir daha geldi. 14 Şubat 2019'da bir daha geldi. En son 5 Ekim 2020'de bir daha geldi. Her seferinde TBMM'de görüşülürken vicdan sahibi AK Partili vekillerin itirazı üzerine Genel Kurul'da görüşülmeden geri çekildi. Rant tatlı. En büyük gücünü Saray'da gösteriyor. Kanunla yapamadıklarını bir yönetmelikle yaptılar ve rant açtılar. Nükleer Enerji Kurumu'nda olacak kişilerin uzman olması lazım. Kanunun yayınlandığı gün Nükleer Enerji Kurumu ile ilgili de düzenleme Resmi Gazete'de yayımlandı. Nükleer'in N'sini bilmeyen bir kişini oraya atamak mümkün. Eğitim düzeyi ne olursa olsun istediği kişiyi istediği yere Erdoğan atayabilecek. Anayasa Mahkemesi'ne itirazımızı hazırlayacağız. Devlette liyakat için. Siz bunların tamamını bir tarafa atıyorsunuz, olmaz. Devlet akılla, bilgiyle, birikimle, adaletle yönetilir. Aşacağız.
21. YÜZYIL BU VAHŞETİ HAK ETMİYOR: Emekçi kadınlar, çalışanlar, hayatın kahrını geçen kadınlar. Evladı işsiz olduğu için iş arayan kadınlar, gece sokağa rahat çıkamayan, gezemeyen kadınlar... Yılın sadece bir günü bütün kadınlar bir araya gelip bir yürüyüş yapabilir miyiz diye düşünen kadınlara yasak getiren erkekler, demokrasinin ne olduğunu bilmeyenler, kadının haklarını ellerinden almaya çalışanlar var. Ukraynalı kadınlar... Bu dramı dünya, insanlık hak etmiyor. Tarafların bir araya gelip uzlaşması lazım. 21. yüzyılın dünyası böyle bir vahşeti kabul etmiyor. Kadınlar pek çok sıkıntıya giriyorlar ama dirençle hayata sarılmasını da biliyorlar. Biz kadınların hayatın her alanında güçlü bir şekilde yer almalarını istedik. Parlamentonun yarısı kadın, yarısı erkek olsun dedik. Teklif hazırlandı, 400'e yakın kadın kuruluşuna gönderildi, öneriler geldi son şeklini aldı. Genel Kurulda size sağlamak istediğimiz bu teklifi AKP ve MHP'nin milletvekilleri, kadın milletvekilleri dahil reddettiler. Kadınlara şikayet ediyorum. 2019 yerel seçimlerinde AK Partili ve MHP'nin İstanbul, Adana, Antalya, Ankara ve Mersin Büyükşehir Belediyelerini ayrıca Ardahan, Bolu, Bilecik, Artvin ve Kırşehir Belediyeleri'ni aldık. 5 büyük il belediyesinde kadın sayısı 20 binden 26 bine çıktı. Aynı belediyelerimizin yönetim kadrolarında yer alan kadın sayısı da 390'dan 746'ya çıktı. Kadınlar desteklediği sürece parlamentoda karşılaştıkları bütün sorunlarını çözmeye hazır olduğumuzu ifade etmek isterim.
ZAM ÜSTÜNE ZAM YAPTILAR: Hayat pahalılığını en çok yaşayan kadınlardır. Türkiye'nin bu acı tablodan süratle kurtulması lazım. Sandığın gelmesi lazım. Direniyorlar ama gün olacak mecburen sandığı getirecekler. Aylardır söyledim gıda krizi geliyor önlem alın diyorum. Ben gerçekleri görüyorum. Devleti yönetenler devletten habersiz. Kış ayları geliyor, insanlar faturalarını ödeyemeyecek dedim. CHP'li belediyeler tamamını yaptılar. Ben yine tekrar hepinizin huzurunda CHP Genel Merkezi'nin aldığı bu kararı hayata geçiren belediye başkanlarımıza teşekkür ederim. Zam üstüne zam yaptılar. Enflasyon sopasını fakirin fukaranın sırtında kırdılar. Açlık sınırı 4 bin 556 kuruşa çıktı. Yoksulluk sınırı 15 bin 139 lira. Bütün asgari ücretliler şu anda açlık sınırının altında ücret alıyorlar. Türkiye yüzde 11 büyüdü demişlerdi. Kim büyüdü? Beşli çete büyüdü. Onlara en son oligark dedik. Milyonlar fakirleşirken bunlar büyüdü. Sorumlusu kim? Kim yaptı bu zamları? Çiftçiyi toprağına kim küstürdü? Milyonlarca insandan vergi topluyorsun bir avuç insana veriyorsun. Bunların cevabını ben vermeyeyim. Demek ki memleketi bu hale hükümet getirdi. Fakir fukarayı buna kim mahkum etti 'bu hükümet' diyor. Hükümetin başındaki kişi az önce konuşan zat. Bu itiraf son derece değerlidir. Oysa aylardır söylüyorum 'Yanlış yapıyorsunuz' diyorum.
GELDİKLERİNDE SATMADIKLARI FABRİKA BIRAKMADILAR: 'Eskiden böyle değildi. İlk geldiklerinde böyle değillerdi' diyebilirler. Onun da cevabını vereceğim. İlk geldiklerinde satmadık fabrika bırakmadılar, ceplerini doldurdular. Yetmedi... Merkez Bankası'nın 128 milyar dolarını hiç ettiler. Deniz bitti kara göründü satacakları bir şey kalmadı. 'Sattık ama yerine şunu yapalım' demediler. Şimdi, 'Şehir Hastanesi, köprü, otoyol' yaptık derler. Onları sen yapmadın, başkaları yaptı parasını sen değil biz ödeyeceğiz. Bizim torunlarımız bile ödeyecek. O haramzadelerden milletin hakkını, hukukunu alacağım ve tamamını millete vereceğim.
ZABITA TAYFASINI GERİ ÇEKECEKSİN: Bu işler denetimle, sopayla falan olmaz. İlk yapacağın iş bunları geri çekeceksin. Bu zabıta tayfasını geri çekeceksin. İki, tarım kanunda çok açık bir hüküm var. Her yıl milli gelirin en az yüzde 1'i oranında çiftçiye destek verilir. Bunu vereceksin kardeşim. Üç, çiftçinin çektiği krediler var. Çiftçi zor durumda sen teşvik edeceksin borç veriyorum diyorsun. Senin destek vermen lazım. Çiftçinin aldığı kredilerin faizlerini sileceksin. Dört, çiftçinin mazot zammından sonra traktörünü kullanamaz hale geldiğini biliyoruz. Verdiğin mazot sözünü tutacaksın. Tutar mı? Tutamaz. Beşli çete izin vermez, onlar doymuyor bir türlü. İktidarın üstündeki en büyük güç beşli çetedir. Beş, tarımsal sulamada kullanılan elektriği bedava ver. Adam üretecek. Diyarbakırlı çiftçiye de Urfalı çiftçiye de güneş enerjisi üzerinden elektriği bedava vereceğiz. Nasıl yaptığımı öğrenmek istiyorsan bakanlık engel olmasın, bütün taleplerimizi yerine getirsin seni de davet edeceğim beraber açacağız. Sen yönetmeyi bilmiyorsun. Altı, devlet destekleme alanlarında yeni bir yöntem. Maliyet+makul kar eşittir taban fiyat. Bu söylediklerimden hangisi akıl dışı? Devlet böyle yönetilir. Hangi sorun varsa önerimiz de vardır. Öneriler hayata geçtiğinde herkes kazanmış oluyor. Beşli çeteye gelince para var çiftçiye gelince neden yok? Kur Korumalı Mevduat sistemi getirdiler. Dolar hesabı olanlar kimler? Oraya gelince çiftçiye gelince, esnafa gelince para yok. Londra'daki tefecilere verdikleri para müthiş. Kimin faizi düştü? Bankadan kredi alan kimin faizi düştü?
SENİN YAPTIĞINI NASIL ANLATSIN? Öyle bir noktaya geldiler ki halkın arasına da çıkamıyorlar. 'Vatandaşlara yaptıklarımızı anlatın' talimatını vermiş. Senin yaptığını nasıl gidip anlatsın. 'Yüzde 102 zam yaptık' ne diyecek şimdi? Çiftçiye gidecek, 'Gübreye zam yaptık' mı diyecek? Akıl yok... AK Partili vekiller televizyona çıkamıyorlar onların yerine kalemlerini saraya kiraya vermiş gazetecileri çıkarıyorlar. Kardeşim sen gazeteci misin, siyasetçi misin? Onların altına gazeteci yazmayacaksınız 'tetikçi' yazacaksınız. Parayla düşünceyi ifade etmek doğru da ahlaki de değildir.