Küresel resesyon riskine rağmen merkez bankaları yüksek enflasyona karşı bir bir faiz artırırken, enflasyonu tarihi seviyelere yükselen Türkiye’de Merkez Bankası’nın aksi yönde karar alması ekonomistlerin tepkisini çekmeye devam ediyor.
Merkez Bankası, faiz indirim sürecine geçen yıl eylülde girmiş, hükümetin ihracatı artırarak enflasyonu düşürmeyi hedeflediği ‘yeni ekonomi modeli’ doğrultusunda politika faizi yüzde 19’dan yüzde 13’e kadar çekildi. Bu dönemde planlananın aksine resmi yıllık enflasyon yüzde 19,6’dan yüzde 79,6’ya, dolar/TL’yse 8,5’ten 18,1’e çıktı.
İktisatçı Tevfik Güngör Uras’ın ölüm yıl dönümünde İstanbul Sanayi Odası’nda (İSO) düzenlenen panelde konuşan ekonomistler perşembe alınan 100 baz puanlık faiz indirimi kararının çok yanlış olduğu vurguladı.
Hiç karışılmasa daha iyi noktada olurdu
Burada konuşan iktisatçı Eğilmez, Türkiye’nin sürekli risk yaratan bir ülke olduğunu, faiz indirme kararının da bunlardan biri olduğunu söyledi. Eğilmez, iktisatçılar olarak faizin düşürülmesi durumunda enflasyonun artacağını ama MB’nin buna rağmen aksi yönde bir beklentide olduğunu hatırlattı.
Türkiye’nin ithal girdiye dayalı bir üretim ekonomisi olduğunu söyleyen Eğilmez, dış borcun 450 milyar dolar olduğu bir süreçte döviz kurunu artıracak bu faiz hamlesinin büyük risk olduğuna dikkat çekti ve ekledi: “Merkez Bankası politika faizini yüzde 19’dan 13’e indirmeseydi enflasyon yüzde 25, dolarsa 11,5 veya 12 seviyelerinde olurdu.”