İnsan Hakları Derneği (İHD) Kadın Komisyonu, Ankara'da bir otelde düzenlediği basın toplantısıyla “2021 Yılı Kadın Raporunu” açıkladı. İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin ve İHD yöneticileri toplantıya katıldı. Toplantıda konuşan Eren Keskin, İstanbul Sözleşmesinin kadınlar için önemine değinerek, Nahide Opuz davasını hatırlattı. Opuz davası ardından Avrupa Konseyi’nin bütün üye devletlere bir sözleşme hazırlama çağrısında bulunduğunu hatırlatan Keskin, “Bizim coğrafyamızdan kadın hukukçuların da yoğun katımıyla İstanbul Sözleşmesi kaleme alındı. İstanbul Sözleşmesi, İstanbul’da imzalandığı ve ilk imzacısı da Türkiye olduğu için adı ‘İstanbul Sözleşmesi’ oldu. Ne kadar ilginç değil mi? İktidarın kendi pratiğinin zaman içinde ne kadar değiştiğine ilişkin de bir gösterge. Çünkü bu iktidar döneminde imzalanan ve Meclis’ten geçen bir sözleşme, yine bu iktidar döneminde tek bir kişinin imzasıyla feshedildi” dedi.
İstanbul Sözleşmesinin kadınlar için önemine değinerek, Nahide Opuz davasını hatırlattı. Opuz davası ardından Avrupa Konseyi’nin bütün üye devletlere bir sözleşme hazırlama çağrısında bulunduğunu hatırlatan Keskin, “Bizim coğrafyamızdan kadın hukukçuların da yoğun katımıyla İstanbul Sözleşmesi kaleme alındı. İstanbul Sözleşmesi, İstanbul’da imzalandığı ve ilk imzacısı da Türkiye olduğu için adı ‘İstanbul Sözleşmesi’ oldu. Ne kadar ilginç değil mi? İktidarın kendi pratiğinin zaman içinde ne kadar değiştiğine ilişkin de bir gösterge. Çünkü bu iktidar döneminde imzalanan ve Meclis’ten geçen bir sözleşme, yine bu iktidar döneminde tek bir kişinin imzasıyla feshedildi” dedi.
SÖZLEŞMEYİ TEK KİŞİ FESHETTİ
Danıştay’a İHD olarak da başvurduklarını aktaran Keskin, savcının “Kabul edildiği, imzalandığı gün yürürlükte olan hukuk sisteminin uygulanması gerekir” şeklinde verdiği mütalaasına işaret etti. Bu tespitin bir hukuk kuralı olduğuna dikkati çeken Keskin, "Ama maalesef Meclis’in imzaladığı bir sözleşme, Meclis kararı ile değil cumhurbaşkanının tek bir imzası ile fesih edildi. Bu nedenle de biz insan hakları savunucusu kadınlar olarak bugünkü raporumuzun içeriğini de dikkate sunarak, İstanbul Sözleşmesi’nin ne kadar önemli olduğunu bir kere daha hatırlatmak istiyoruz” diye belirtti.
HAK İHLALLERİ
İHD Merkezi Kadın Komisyonu Sekreteri ve Dönem Sözcüsü Sevinç Koçak, yaşanan ekonomik krizden en çok kadınların etkilendiğine işaret ederek, "2021 yılı içinde başvuruda bulunan kadınların çoğu işsizlikten kaynaklı ekonomik-sosyal haklar temelinde ve hukuki destek talebiyle başvuruda bulundu. Kovid-19 pandemisi sürerken derinleşen ekonomik krizle beraber, her krizde olduğu gibi, yine en çok kadınlarla çocuklar etkilendi, kadınlar temel haklarına erişmekte zorluk çekti. Ne yazık ki, raporumuzda yer alan sayı ve bilançoların ötesinde kayıt altına alınmamış, kolluk kuvvetlerine ya da resmî kurumlara ulaşamamış çok sayıda kadının çeşitli hak ihlallerine uğradığını biliyoruz” dedi.
‘EN AZ 323 KADIN KATLEDİLDİ’
Cezaevlerinde kadınların çıplak arama, işkence kötü muamelelere maruz kaldığını dile getiren Koçak, raporda yer alan bilgileri paylaştı. Koçak, "LGBT+İ’lere baskı, kötü muamele ve nefret söylemleri devam etti. 2021 yılında en az 323 kadın erkekler tarafından öldürüldü, en az diyoruz çünkü kayda alınmamış ismi bilinmeyen kadınları ekleyemedik. 118 kadın şüpheli şekilde hayatını kaybetti. 775 kadın seks işçiliğine zorlandı. Bin 19 kadın tecavüz ve tehdit edildi şiddete maruz bırakıldı. Kadın ve LGBT+’İ’ler haklarına yönelik 22 barışçıl toplantıya müdahale edildi. 8 toplantı ve etkinlik engellendi, 191 kişi gözaltına alındı en az 4 kişi yaralandı. En az 2 kişi çıplak aramaya, bir kişi tecavüz tehdidine maruz bırakıldı. 2021 yılı cinsiyet ayrımı endeksine göre Türkiye 156 ülke arasında 133’ncü sırada yer alıyor. Geniş tanımlı kadın işsizlik oranı 136, 6 iken 13,3 milyon kadın ücretsiz bakım emeği verdiği için çalışma hayatına katılamıyor, her 10 kadında 3’ü kayıt dışı çalıştırıyor, erkekler kadınlara göre yüzde 27 oranında daha fazla kazanıyor.”
345 ÇOCUK CEZAEVİNDE
İHD Merkezi Hapishaneler Komisyonun 2021 yıl raporuna değinen Sevinç, cezaevlerinde 10 bin 522 hükümlü olmak üzere toplam 12 bin 500 tutuklu kadının olduğuna işaret etti. Sevinç, “Bu kadınlar ile birlikte 0-6 yaş arasında 345 çocuk anneleri ile birlikte hapishanelerde tutuluyor” diye ekledi.
TALEPLER
Koçak, kadına yönelik şiddetin ve eşitsizliklerin giderilmesi yönündeki taleplerini de şöyle sıraladı: “İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararı iptal edilmeli ve 6284 Sayılı Kanun’la etkin bir şekilde uygulanmalı. Toplumsal cinsiyet eşitliği her alanda derhal sağlanmalı. Kadına yönelik şiddet konusunda 7/24 kadınlar tarafından ulaşılabilecek profesyonel kişiler ve kurumlar oluşturulmalı, telefona ulaşamayan kadınlar için alternatif yollar kurulmalı ve bunlar Türkçe, Kürtçe, Arapça, İngilizce gibi pek çok dili barındırmalı, işaret dili bilen personel bulunmalı. Mülteci ve sığınmacı kadınların güvenliği sağlanmalı ve sığınmacı/mülteci kadınlara yönelik güçlendirici çalışmalar yapılmalı. Sığınaklar erişilebilir ve uluslararası standartlara uygun olmalı. 60 yaş üzerindeki kadınlar da sığınaklara kabul edilmeli. Sığınaklardan çıkan kadınlar için ekonomik ve sosyal yardımlar işlevsel olmalı. Kolluk kuvvetlerinin keyfi bir şekilde caydırıcı ve yanlış bilgi vermesine yaptırım uygulanmalı. Resmi kurum ve kuruluşların nefret söylemleri ve ayrımcı söylemleri hakkında yasal girişimlerde bulunulmalı. Doğum kontrol yöntemleri, kürtaj ve HPV ücretsiz olmalı. Cinsel sağlık hizmetlerinde kadınlar hiçbir ayrımcılığa maruz kalmamalı. Bebek ve çocuk kreşleri ücretsiz ve erişilebilir olmalı.”