İnsan Hakları Derneği (İHD) Hakkari Şubesi ve kayıp yakınları, 1994 yılında gözaltına alındıktan sonra kaybedilen ve daha sonra cenazesi bulunan Hasan Ateş için adalet talebinde bulundu. Yüksekova Sanat Sokağı’nda gerçekleştirilen basın açıklamasına Dem Parti Yüksekova İlçe Eş Başkanı Ercan Sevmez, Dem Parti ilçe örgütü ve kayıp yakınları katıldı. Basın açıklamasını İHD Hakkari Şubesi yöneticisi Eren Baskın okudu.
Hasan Ateş’in hikâyesine değinen Baskın, şu ifadelerde bulundu:
“Hasan Ateş, Hakkari’nin Çukurca ilçesine bağlı Kurudere (Marufan) köyünde yaşıyordu. 1994 yılında evine yapılan bir baskınla gözaltına alındı. Ağır işkenceler gördü ve ardından serbest bırakıldı. O dönemde Hasan Ateş’in muhbir olması için baskı yapıldı, tehdit edildi ve göç etmeye zorlandı.
Mayıs 1994’te, henüz üç aylık evliyken köyüne operasyon düzenlendi. Köylüler meydanda toplanırken Hasan Ateş ve bir grup köylü işkenceyle yalın ayak askeri bir araca bindirildi. Aracın içinde işkenceye maruz kalan Hasan Ateş ve komşuları, tüm insanların ve akrabalarının gözü önünde gözaltına alındı. Aile bireyleri hemen Çukurca İlçe Jandarma Karakolu’na başvurarak gözaltına alınanların akıbetini sormak istese de ‘böyle bir operasyon yapılmadı’ cevabını aldılar.
Köylüler, kayıplarını aramak için araziye çıktı ve bir süre sonra Serê Sêvê Karakolu’na yakın bir bölgede taşlarla kapatılmış iki erkek cesedi bulundu. Cesetlerin Hasan Ateş ve Bedel Özkan’a ait olduğu belirlendi. Her ikisi de ağır işkence görmüştü. Ayak ve el bileklerinde elektrik verilmesine dair izler vardı. Cansız bedenler köylerine götürülerek defnedildi.”
Baskın, Hasan Ateş’in ailesinin zaman kaybetmeden savcılığa başvurduğunu, ancak gözaltına alındığına dair tanık ifadelerine rağmen olayın inkâr edildiğini belirtti.
Baskın, açıklamasını şu sözlerle sonlandırdı:
“Biz insan hakları savunucuları olarak Hasan Ateş’in katledilmesinin arkasındaki maddi gerçek ortaya çıkana kadar mücadelemizi sürdüreceğiz. Ateş ailesine söz veriyoruz: Bıraktıkları yerden Hasan Ateş’in akıbeti için mücadele etmeye ve sorumluların yargılanmasını istemeye devam edeceğiz.”