Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), Diyarbakır’da görülen “KCK Ana Davası”nda yargılamaları süren 6 HDP milletvekili için TBMM'ye gönderilen fezlekede her biri için kullanılan “isnat edilen suçları işlediği anlaşılmıştır” cümlesinin “masumiyet karinesinin” ihlali olduğuna karar verdi .
AİHM 2. Dairesi 39712/16 sayılı başvuruyla açılan "Nadir Yıldırım ve Diğerleri/Türkiye"davasında Türkiye’yi toplam 48 bin 800 Avro manevi tazminat ve 2 bin Euro da mahkeme masrafı ödemeye mahkûm etti.
Yargılama sürerken mahkeme fezlekeye
vekillerin "suçlu" olduğunu yazınca...
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği'nin (MLSA) internet sayfasında yayımlanan habere göre, 18 Ekim 2010'da başlayan 154 sanıklı “KCK Ana Davası”nda yargılanmakta olan Nadir Yıldırım, Alican Önlü, Besime Konca, Dirayet Taşdemir, Ahmet Yıldırım ve Selma Irmak'ın 1 Kasım 2015’te yenilenen Genel Seçimlerde Halkların Demokratik Partisi'nden (HDP) milletvekili seçilmeleri üzerine haklarındaki yargılamanın durdurulması kararı veren Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesi, 2016'da HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının Anayasa değişikliğiyle topluca kaldırılması üzerine 6 milletvekilinin yasama dokunulmazlığının kaldırılması için fezleke hazırlayarak Adalet Bakanlığına gönderdi.
Mahkeme fezlekenin “değerlendirme” bölümünde 6 milletvekili için “isnat edilen suçları işlediği anlaşılmıştır” belirlemesinde bulundu.
"İhsası rey"
Milletvekillerinin avukatları, mahkemenin bu belirlemeyle oyunu belli ettiği (ihsası rey) ve müvekkillerinin masumiyet karinesini ihlal ettiği gerekçesiyle reddi hakim talebinde bulundu ve mahkeme başkanı ve üyelerinin davadan çekilmesini istedi. Mahkeme ve bir üst mahkemenin avukatların itirazlarını reddetmesi ve Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) de hak ihlali gerekçesiyle yapılan bireysel başvuruları "kabul edilemez" bulması üzerine dava 2016’da Strasbourg'a Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) taşındı.
AİHM: "Evet masumiyet karinesi ihlal edildi"
MLSA'nın haberinde ayrıntılarıyla değerlendirdiği süreçte milletvekillerinin avukatları, AİHM'de milletvekillerini yargılayan mahkemenin duruşmalar sürerken müvekkillerini "suçlu göstererek" tarafsızlığını yitirdiği ve buna rağmen yargılamaya devam ettiğini ileri sürdüler. Ayrıca haklarında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı bulunmayan milletvekillerinin onları yargılamakta olan mahkeme tarafından peşinen "suçlu" olarak gösterilmesinin masumiyet karinesinin de ihlali olduğunu kaydettiler böylece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6/1 ve 2 fıkrasında yer alan “adil yargılanma hakkı” ve “masumiyet karinesinin ihlali” olduğunu savundular.
Türkiye ise AİHM’e gönderdiği savunmada, "o fezlekeyi yazan mahkeme başkanının başka bir ile atandığını, bu nedenle yargılamada daha fazla rol oynamasının mümkün olmadığını" ileri sürerek, başvurunun reddedilmesini istedi.
Başvuruyu inceleyen AİHM 2. Dairesi, başvurucu olan eski HDP Milletvekillerinin AİHS'nin 6/2 maddesinde güvence altına alınan “Bir suç ile itham edilen herkes, suçluluğu yasal olarak sabit oluncaya kadar masum sayılır” hakkının ihlal edildiğine karar verdi. AİHM, başvurucuların “Adil yargılanma hakkı”nın ise ihlal edilmediğine hükmetti. Oy birliğiyle alınan kararda Türkiye’nin AİHM yargıcı Saadet Yüksel’in de imzası yer aldı.
Türkiye HDP'li vekillere 48 bin Avro tazminat,
2 bin Avro Mahkeme masrafı ödeyecek
AİHM, mahkemelerin yargılamalarda şüpheli veya sanığın suçlu olduğu kanaatini yansıtmaması için dikkatli bir dil kullanmasının çok önemli olduğuna işaret etti. AİHM, mahkemenin fezlekede kullandığı ifadelerle bu gerekliliği yerine getirmediği için masumiyet karinesini ihlal ettiğini ve Anayasa Mahkemesinin bu ifadelerden kaynaklanan önyargıları gidermediğini belirterek, masumiyet karinesinin ihlal edildiğine hükmetti.
Mahkeme, Türkiye’nin Ahmet Yıldırım, Selma Irmak, Nadir Yıldırım, Besime Konca, Alican Önlü ve Dirayet Taşdemir’e toplam 46 bin 800 Euro manevi tazminat ve 2 bin Euro da mahkeme masrafı ödemesine karar verdi.
Arka Plan
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı, “KCK/Türkiye Meclisi” ile ilgili başlattığı soruşturma kapsamında 14 Nisan 2009'da başlatılan operasyonlarda Nadir Yıldırım, Alican Önlü, Besime Konca, Dirayet Taşdemir, Selma Irmak tutuklanırken, Ahmet Yıldırım ise tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı. KCK adı altında yapılan operasyonlarda gözaltına alınan 103'ü tutuklu 154 sanık hakkında “Devletin birliğini ve bütünlüğünü bozmak”, “örgüt yöneticisi veya üyesi olmak”, “örgüte bilerek veya isteyerek yardım etmek”, “örgüt propagandası yapmak” ve “suç ve suçluyu övmek” suçlarından iddianame hazırlandı. Toplamda 175 sanığın yer aldığı bu soruşturmada 21 şüphelinin dosyası için ayırma karar verildi.
Kamuoyunda “KCK Ana Davası” olarak bilinen davanın yargılamasına 2010’da Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı. Özel yetkili mahkemelerin kapatılması ardından dava Diyarbakır 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Aralarında Nadir Yıldırım, Alican Önlü, Besime Konca, Dirayet Taşdemir, Selma Irmak’ın bulunduğu 103 tutuklu sanık 2014 tarihinde tahliye edildi.
Milletvekillerinin yasama dokunulmazlıklarının 2016 yılında kaldırılması ardından 6 milletvekili hakkında davalar açıldı.
Yaklaşık 7 yıl süren “KCK Ana Davası”nda ise 28 Mart 2017’de karar çıktı. Mahkeme, 16 kişiye 21’er yıl, 95 kişiye 1 yıl 2 aydan 18 yıla kadar hapis cezası verdi. Davada 43 sanık ise beraat etti.
Yargıtay 16. Ceza Dairesinin, 38 sanığa verdiği hapis cezalarını bozdu, diğerlerin cezasını onadı.