Dede, TBMM genel kurulunda gençlerin yaşadığı sorunlarla ilgili şunları söyledi:
"İktidarın baskı, zulüm ve yoksullaştıran, savaşı dayatan siyasetsizliğinden en çok etkilenen kesimdir gençler. En çok yok sayılan aynı zamanda tarih boyunca zorba iktidarların en çok korktuğu kesimdir yine gençler. 2022 Türkiye'sinde gençlerin büyük bir çoğunluğunun ülkeyi terk etme noktasına getiren çoklu kriz hâli gençlerin sadece gelecek hayallerini bitirmekle kalmıyor, gündelik yaşamlarını da yaşanmaz bir hâle getiriyor. Genç nüfusu yüksek bir ülke olmakla övünülürken gençlere nasıl bir yaşam sunulduğu, nasıl bir gelecek bırakıldığı göz ardı ediliyor. "Gençlik gelecektir." diyoruz ama iktidarın eğitim sisteminden ekonomiye özgür olan, düşünce üretebilen bir gençlikten ziyade kendi güdümünde bir gençlik yaratmaya çalıştığını görüyoruz. Gençler kendi yaşam alanlarında söz sahibi olmak istiyor, özgür ve kaliteli bir yaşam talep ediyor ama iktidar tarafından kuşatılan gençlik bugün Türkiye'de nefes alamaz duruma gelmiştir ve çözümü yurtdışına kaçmakta bulmaktadır. Bakın, yapılan araştırmalara göre gençlerimizin yüzde 75'i yurt dışına gitmek istemekte, bunun için çeşitli yollara başvuruyorlar. Gençler burada geleceklerini göremiyorlar demek ki burada onlara işsizlik veya cezaevleri beklemektedir. Çoğu işsiz, iş bulabilenlerin çoğu da asgari ücretin altında ve sigortasız çalıştırılmaktadırlar. Her yıl binlerce genç üniversitelerden mezun olup atanamamakla karşı karşıya kalmaktadır. Bütün bu sorunlar gençler için bu ülkenin rutini olmuş durumdadır. Bakın, çözümü çok basit sorunlar bile bu iktidar tarafından göz ardı edilmektedir. Dün Genel Kurulda, burada üniversite yemekhanelerindeki durumlar dile getirildi. Bu konuşmalar sonrası birçok üniversite genci bizlere ulaşarak yemekhanelerde yaşadıkları bir diğer önemli sorunu bizimle paylaştılar. Bu gençlerimiz çölyak hastası gençlerimizdi, beslenemediklerini söylediler.
Sayın milletvekilleri, çölyak hastalığı yani gluten enteropatisi bağırsaklardaki besin emilimini sağlayan "villus" denilen yapıların bozulmasına sebep olan, dolayısıyla da yiyeceklerdeki besinin emilmesini engelleyen ve ince bağırsakta hasar oluşturan bir sindirim sistemi hastalığıdır. Bilindiği gibi çölyak hastalığı teşhis edildikten sonra tedavi şekli ancak ve ancak diyetle olmaktadır, başka tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Bunun için glütensiz bir diyetin ömür boyu yapılması gerekmektedir, çölyağın bu yüzden kesin bir tedavisi bulunmamaktadır. Bu nedenle, hastaların normal ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilmesi için en etkin çözüm ömür boyu devam edilecek glütensiz diyettir. Glütensiz diyette buğday, arpa, çavdar unu içeren her türlü gıdanın tüketilmesi sakıncalıdır. Çölyak hastaları yediklerine ve içtiklerine dikkat etmeyip ömür boyu diyet yapmazlarsa kemik erimesinden kanserin birçok çeşidi gibi birçok hastalıkla karşı karşıya kalmaktadır.
Çölyak hastalarının kullandığı ürünler zaten normalden daha pahalı iken gelen zamlarla birlikte hepten alınamaz duruma gelmiştir. Bu konuda birçok hasta ve hasta yakını bize ulaşarak bu konuda bir duyarlılık oluşturulmasını talep etmektedir. Meclis bünyesinde, 2017 yılında, Çölyak Hastalığının Teşhis Aşamasının, Sebeplerinin, Sonuçlarının ve Bu Hastalığa Maruz Kalanlara Sağlanabilecek Yardımların Araştırılarak Alınması Gereken Önlemlerin Belirlenmesine İlişkin Meclis Araştırması Komisyonu kuruldu ve bu Komisyon, çalışmalarına ilişkin raporu 2018 yılında yayınladı. Raporda, Türkiye'de yaklaşık 700 bin çölyak hastası olduğu bilgisi paylaşıldı ve ne yazık ki bu rapor doğrultusunda atılması lazım gelen adımlar bir türlü atılamadı, tespit edilen sorunlara bir çözüm de getirilemedi. Çölyak hastalarının masrafları katlanarak artarken devletten aldıkları 100 TL'lik yardım ise 2022 yılı itibarıyla 160 TL'ye çıkarıldı. Evet, 160 lirayla ne alınabilir, sormak istiyorum."