Halkların Demokratik Partisi (HDP) ve Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti), seçimlerin ardından seri toplantılar başlattı. Hafta başında toplanan HDP ve Yeşil Sol Parti Kadın Meclisleri, seçim sonuçlarını değerlendirerek önümüzdeki döneme ilişkin yol haritasını ele aldı. Toplantının ardından HDP ve Yeşil Sol Parti Kadın Meclisleri sonuç bildirgesini açıkladı.
'ÖZGÜRLÜK VE EŞİTLİK İÇİN YENİDEN YAPILANMA SÜRECİNDEYİZ'
MA'da yer alan habere göre, toplantı sonuç bildirgesi şu şekilde: "HDP ve Yeşil Sol Parti Kadın Meclisleri olarak, 14 ve 28 Mayıs seçim süreci ve sonuçları üzerinden değerlendirmelerimizi, eksik kaldığımız taraflarımızı, hatalarımızı, sorunlarımızı sorguladığımız ve çıkış yolu aradığımız toplantımızı gerçekleştirdik. Kadın özgürlük ve eşitlik mücadelesini savunma kararlılığıyla yeniden yapılanma sürecini tartışmanın başlangıcını bu toplantımızla yaptık.
Seçim sürecinde kadın özgürlükçü paradigmamızın getireceği değişimden korkan iktidar ve ittifakları kadınlara yönelik saldırılarını büyütmüş ve kazanımlarımızı pazarlık konusu yapmıştır. Bizler, seçim örgütleme çalışmalarımızda kadın düşmanı ittifakların ayrıştırıcı, kutuplaştırıcı, nefret söylemleriyle mücadele etmeyi her koşulda sorumluluk olarak ele aldık. Bu yüzden kadın özgürlük mücadelemize yönelik yargı ve gözaltı şiddeti seçim sürecinde de aratarak devam etti.
'KADIN MÜCADELESİNE SALDIRI'
Seçimlerde ve sonrasında, kadın özgürlükçü paradigmayı esas alan partimizin fikriyatına yönelik oluşturulan her türlü saldırı, kadın mücadelemizin fikriyatına dönük bir saldırıdır. Kürt kadın mücadelesinin büyük bedeller ödeyerek elde ettiği kazanımlarına kayyım atayan, gözaltı ve tutuklamalarla mücadelemizi sindirmeye çalışan kadın düşmanı faşist iktidarın hedefini biliyoruz. Hedeflenen kadın özgürlük mücadelemizdir, büyüyen kadın dayanışması ve örgütlülüğüdür.
İktidarın dijital medya aracılığıyla Eş Genel Başkanımız Pervin Buldan şahsında kadınların demokratik siyasette yer almasına da saldırıdır. Elbette ki bizler her türlü eleştiriye açık ve özeleştiri verilmesi gereken hususlarda özeleştiriyi verecek sorumlulukta olan bir partiyiz. Ancak ortaya atılan ve haddini aşan “eleştiri” adı altında kadın siyasetimizi itibarsızlaştıran her türlü iktidar oyunlarına da geçit vermedik, vermeyeceğiz. Bunun kadın özgürlükçü paradigmamıza yönelik bir saldırı olduğunu tüm kadınlar bilmektedir. Bu yöntemlerle ne kadın siyasetimizi durdurabilirsiniz ne de kadın mücadelemizin kazanımlarını geriye götürebilirsiniz.
'SAVAŞA KARŞI KADIN MÜCADELESİNDE ISRARCIYIZ'
Kürt sorununun demokratik çözümü yerine savaşa dayalı politikalar kadın düşmanı politikaları yeniden üreterek derinleştirmektedir. İmralı’da mutlak tecrit devam ettikçe hepimiz biliyoruz ki iktidar kadınlara ve kazanımlarına saldırmaya devam edecektir. O yüzden savaşa karşı onurlu barış politikaları için tecridin kalkması gerektiğini bir kez daha vurguluyoruz. Biliyoruz ki, mücadele hattımız ve fikriyatımız cezaevlerinde kadın yoldaşlarımız şahsında rehin alınmak istenmektedir. Bizler her koşulda cezaevindeki siyasi tutsakların özgürlüğü için mücadeleyi yükselteceğiz. Kadın Meclisimiz yeniden yapılanma hattıyla cezaevlerinden sokaklara kadın dayanışmasını büyütecektir.
'MÜCADELE HATTIMIZI KARARLILIKLA ORTAYA KOYACAĞIZ'
Emeğimizle bugünlere geldik. Tarihsel olan kadın mücadelesinin kararlılığını seçim sonuçlarına asla indirgemeyeceğiz. Seçim sürecine yönelik kadın beyannamemizin içeriğini kadın hareketlerinin ve Kürt kadın mücadelesinin birikimlerini esas alarak kolektif bir şekilde hazırladık. Kadın hareketlerinin ortak mücadelesini seçim sürecinde de çalışmalarımıza yansıtma kararı aldık. Ancak seçim bildirgemizin içeriğine denk olacak bir çalışma bütünlüğünü sağlayamadığımızı tespit ettik. Bildirgemizde yer almasına rağmen temsiliyetlerini sağlayamadığımız engelli kadınlar, cinsel kimlikler, inançlar ve halklar gibi çoğulculuğu sağlayacak bir temsiliyeti siyaset olarak sağlayamadık. Yaşadığımız eksiklik bizler için kabul edilebilir değildir. Bizler, HDP ve Yeşil Sol Parti Kadın Meclisleri olarak yeniden bir yapılanma sürecine giriyoruz. Yerellerde başlatacağımız kadın toplantılarımızla mücadele hattını kararlılıkla ortaya koyacağız. Bir yandan eksikliklerimizi tamamlayacağız bir yandan yeniden yapılanmayla bütün kadınlara ulaşacak bir örgütlenme seferberliği başlatacağız. Bu süreçteki özeleştirimizi daha çok çalışarak ve mücadeleyi büyüterek sağlayacağız.
'BİZLER BİR MECLİSTEN DAHA FAZLAYIZ, HER YERDEYİZ'
Bizler seçim sonuçlarına göre mücadelemizin haklılığını ölçmeyiz. Kaybeden kadınlar olmadığı gibi kazanan da tek adam rejimi ve kadın düşmanı ittifak değildir. Kazanımlarımızdan da gasp edilen haklarımızı geri almaktan da vazgeçmeyeceğiz. Bu dönem parlamento daha erkek egemen bir biçim almıştır. Ancak bizler bir meclisten daha fazlayız. Temsiliyeti sokaklardan meclise taşıyanlarız. Yaşamın her alanındayız. Otoriter rejim kendini tahkim etme konusunda yeni bir evreye girmiştir. Başta kadın hareketleri olmak üzere bütün mücadele dinamikleri yeni döneme göre yeniden yapılanma içine girecektir. Giderek yükselen erkek egemen politikalar karşısında hem toplumsal yaşamda hem partimizde hem de parlamentoda daha güçlü bir mücadele hattını yürüteceğiz. Bizler bu süreci her kurulumuzda, yerelde tartışmaya ve yol almaya hazırlanıyoruz. Hiç kimse bizleri itmeye çalıştıkları umutsuzluğa düşmesin. İyi ki örgütlü kadın mücadelemiz var. Kadın dayanışması ve mücadelesi var. Mecliste de sokakta da kadın düşmanlarına geçit vermeyecek olan biz kadınlar buradayız.
MÜCADELE ETMEK DIŞINDA BİR SEÇENEĞİMİZ YOKTUR'
Bütün kadınlara çağrımızdır. Bizler kimliklerimizle, inançlarımızla, dillerimizle, emeklerimizle tüm farklılıklarımızla birlikte kadın dayanışmasını büyüteceğiz. Mücadele etmek dışında bir seçeneğimiz yoktur. Mücadeleyi ve örgütlenmeyi güçlendirerek kendimizi savunacağız, çoğalacağız, birlikte inşa edeceğiz. Tüm baskılara rağmen seçimlerde emek harcayan, değişimde ısrar eden ve mücadelemizi yükselten kadınlara teşekkür ediyoruz. Gelecek, istediğimiz renklerle boyanmak üzere hala bizimdir.”