Hakkari'nin Yüksekova ilçesinde 13 Mart 2016 tarihinde ilan edilen sokağa çıkma yasağı ve sonrasındaki yasaklarla birlikte kent genelinde uygulamaya sokulan "özel güvenlik bölgesi" ve "eylem ve etkinlik yasağı" devam ediyor.
'OHAL söylem boyutuyla kalkmış olsa bile hala devam ediyor'
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Hakkari Temsilcisi avukat Ramazan Kurt MA'ya yaptığı açıklamada, “Türkiye de 2016'da meydana gelen darbe girişimi ile beraber OHAL uygulamalarıyla temel haklar tamamen sınırlandırıldı. Temel hak ve hürriyetler tamamen hükümetin ve bürokratların keyfiliğine bırakılmış. 2 yıl boyunca süren ve devam eden uygulamalar daha sonra olağanlaştırıldı. OHAL söylem boyutuyla kalkmış olsa bile hala devam ediyor" diye konuştu.
'Uygulamaları denetleyebilen bir mekanizma yok'
Barışçıl ve hak talepleri eylemlerinin "terörize" edildiğini kaydeden Kurt, "terörle mücadele" adı altında hak ihlallerinin üstünün örtülmek istendiğini vurguladı. Bu durum karşısından tarafsızlığını yitirmiş ve bağımsız olmayan bir yargının olduğuna işaret eden Kurt, ifade özgürlüklerini hiçe sayan uygulamalarını denetleyebilen bir mekanizmanın olmadığını ifade etti.
'Toplumsal hafızaya dahi izin verilmiyor'
Kurt, “Evinin 50 metre uzağında öldürülen Şerali Dereli veya Vedat Ekinci gibi birçok örnek gösterebiliriz” dedi. Yaşanan cezasızlık politikalarından kaynaklı saldırıların daha da artığını söyleyen Kurt, “Son dönemlerde mezarlıklar hedef alındı. Toplumsal hafızaya dahi izin vermiyorlar. Kürtlerin kendi ölülerine dua okumalarına dahi izin verilmiyor" diye kaydetti.
'İnsanlar fikirlerini ve görüşlerini dile getirebilmeli'
Kurt, tüm bu ihlaller karşısında insanların taleplerini dile getirmelerine dahi izin verilmediğini vurguladı. Yaşanan tıkanıklığın demokratik adımlarla aşılabileceğini kaydeden Kurt, "İnsanlar fikirlerini ve görüşlerini dile getirebilmeli ki daha özgürlükçü ve daha kalıcı bir toplumsal barış sağlanabilsin. Toplumsal barışın sağlanabilmesi hukuk ilkelerinin yeniden düzene koyulması ile mümkün"