Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Hakkari Şubesi, 14 Ocak’ta uygulanmaya başlanan aşılamaya ilişkin açıklama yaptı.
Yapılan yazılı açıklamada, güvenli ve etkili aşıların yapılmasıyla salgının kontrol altına alınabileceğini belirtti.
Yeterli toplumsal bağışıklık sağlanmadan açılmanın yapılmaması gerektiği vurgulanan açıklamada şöyle denildi:
“Yapılması gereken farklı aşı türlerinden tüm yurttaşlara yetecek kadar temin edilmesi, yeterli toplumsal bağışıklık sağlanmadan açılmanın yapılmaması, okullar açılmadan önce tüm eğitim emekçilerinin aşılanmasıdır. İnsan sağlığı ve esenliği siyasi iktidarların birinci önceliği olmak zorundadır. Pandemi süresince ülkemizde yaşanan sağlık krizinin son bulması için sağlık alanındaki özelleştirmelere son verilmesi, özel sağlık kurumlarına bütçeden pay ayrılmaya son verilip kamu sağlık hizmetlerinin güçlendirilmesi, birinci basamak sağlık hizmetlerinin yeniden yapılandırılması, koruyucu sağlık hizmetlerine öncelik verilmesi, yeterli sayıda sağlık emekçisi istihdamının sağlanması gerekmektedir.
Salgın sürecinin en az can kaybıyla atlatılması için toplumsal alanda göstermelik değil gerçekten önlemler alınması, en az 2 hafta zorunlu olmayan iş kollarında çalışmaya ara verilmesi, bu süreçte emekçilerin ekonomik kayıp yaşamamasının sağlanması ve bu sürecin aşılama çalışmalarını tamamlamak için kullanılması, toplumun alınan önlemlere tam katılımının sağlanması için sürecin şeffaf bir şekilde yürütülmesi ve sağlık emek ve meslek örgütlerinin planlamadan uygulamaya tüm süreçlere dahil edilmesi gerekmektedir.
Sermayenin çıkarlarını korumak, emekçilerin kazanılmış haklarına saldırmak, güvencesiz çalışma koşullarının kalıcılaşması için fırsat olarak değerlendirilmeye çalışılan süreç tüm yurttaşların zararınadır. Salgından en az zararla çıkmak için doğayla uyumlu, emekçilerden yana, mevcut eşitsizlikleri en aza indirecek bir yönetim şekline ihtiyaç vardır. Pandemi de göstermektedir ki hepimiz güvende oluncaya kadar hiç birimiz güvende değiliz. İnsanca yaşanabilir bir ülke yaratmak örgütlü toplumla mümkün, örgütlenmeye ve sesimizi, taleplerimizi daha gür sesle duyurmak için mücadele etmeye devam edeceğiz.”
Açıklamada halkın sağlık ve sosyal hizmet hakkı için talepler şöyle sıralandı:
-Herkese yetecek kadar ücretsiz, etkili ve güvenli aşı temini bir an önce sağlanmalıdır. Aşının uygulanması, tedarik edilmesi, kontrolü gibi tüm süreçlerde sağlık alanındaki emek ve meslek örgütleri ile ortak hareket edilmelidir.
-Genel bütçe gelirleri içinde gelir vergisi payı artırılmalıdır. Bu artış, gelir vergisi içinde kurumlar vergisi payı artırılarak sağlanmalıdır. Yoksullardan, emekçilerden, ücretlilerden alınan direk ve dolaylı vergi payları azaltılmalı, sermaye sahiplerinin vergi sorumluluğu arttırılmalıdır.
-Sağlık hizmetleri harcamalarında merkezi bütçenin payı arttırılmalıdır. SGK prim gelirleri içinde çalışanların ve kendi hesabına çalışanların payı azaltılmalı, patronların payı artırılmalıdır. SGK'ya genel bütçeden aktarılan pay artırılmalıdır. Hane halkları harcamalarının payı azaltılmalıdır.
-Katkı-katılım, ilave ücret gibi hiçbir ad altında halktan sağlık hizmetleri için ücret alınmamalıdır. Sağlık hizmetleri herkes için (göçmenler, mülteciler vb dahil) ücretsiz olmalıdır.
-Sağlıklı bir toplum için tedavi edici hizmetler yeterli değildir. Koruyucu sağlık hizmetlerinin yeniden ele alınması ve güçlendirilmesi gerekmektedir. Aynı zamanda açlık, işsizlik, yoksulluk ve savaş politikaları halk sağlığını olumsuz etkiliyor. Bu nedenle istihdamın arttırılması, ülke içinde ve dışında savaşa karşı barış politikalarının geliştirilmesinde sağlık alanın söz sahibi olması gerekiyor.
-Sağlık ve sosyal hizmetlere erişimin daha sağlıklı olması ve verilen hizmetin niteliğini yükseltmek açısından anadilinde sunumu için gerekli çalışmalar yapılmalıdır.
-Sağlık ve sosyal hizmetlerinin üretilmesi planlanması ve sunulmasının tüm aşamalarında sağlık ve sosyal hizmet emekçileri örgütleri aracılığıyla, halkın da siyasi partileri aracılığıyla karar alma süreçlerine dahil olacak mekanizmalar oluşturulmalıdır.
-Ayrı bir Kadın Bakanlığı ve Çocuk Bakanlığı kurulmalı; ayrı ve ihtiyacı karşılayacak bütçeleri olmalıdır.
-Sosyal hizmet alanlarındaki politikalar sorunları önlemeye odaklı, iktidarın siyasi ihtiyaçlarından arındırılmış, kapsamlı politikalar olmalıdır. Bu alanda yapılacak planlarda ekonomik tasarruf ya da kesinti düşünülmemeli, ihtiyaç neyse gerekli bütçe ayrılmalıdır.