Hakkari’nin dağlarından toplanan Kengir bitkisi, binlerce yıllık geçmişiyle hem yöre halkı için önemli bir geçim kaynağı hem de dünyanın dört bir yanına uzanan bir lezzet. Yüksekova’nın Mezarlık Mahallesi’nde kendine ait işletmesi bulunan 50 yaşındaki Mıhyet Es, tam 40 yıldır bu değerli bitkinin tohumlarını işleyerek dünya pazarlarına sunuyor.
Mıhyet Es, kengir bitkisini Hakkari’nin dört bir yanındaki köylerden toplayarak, temizleme ve paketleme işlemlerini kendi işletmesinde gerçekleştiriyor. Hakkari’nin Yüksekova, Çukurca, Şemdinli ve Derecik ilçelerinde bulunan kengir bitkisi, toplandıktan sonra büyük bir titizlikle işlenerek başta Irak olmak üzere Arap ülkelerine ihraç ediliyor.
“Sadece bu topraklarda yetişir”
Kengir bitkisinin eşsizliğine dikkat çeken Es, bu bitkinin yalnızca Hakkari topraklarında yetiştiğini belirterek, “Kengir tohumu, dünyada sadece Hakkari’de bulunur. Buradan başka hiçbir yerde yetişmez. Köylüler bu bitkiyi toplar, biz de onlardan satın alırız” dedi. Es, bu bitkinin korunması gerektiğini belirtti. Ancak köylülerin ilkbaharda kökünden çıkardığı bitkilere zarar verildiğini dile getirerek, bitkinin sürdürülebilir şekilde toplanmasının önemine dikkat çekti.
Yıllık 400 ton üretim, fakat işleme tesisi yok
Es’in açıklamalarına göre, Hakkari genelinde yılda ortalama 400 ton kengir tohumu toplanıyor. Ancak Türkiye’de bu bitkiyi işleyebilecek bir tesis bulunmuyor. Bu nedenle, toplanan tohumlar Irak’a gönderiliyor ve orada işlenip çerez haline getirildikten sonra Avrupa ve Amerika’ya ihraç ediliyor. Es, “Türkiye’de bir tesis kurmak için beş yıldır mücadele veriyoruz, ancak henüz gerekli izinleri alamadık. Bu nedenle kengir tohumunu Irak’a gönderiyoruz. Orada işlendikten sonra kilosu 2000 liraya satılıyor” diye belirtti.
“Kengir tohumu Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde araştırılıyor”
Kengir tohumunun tıbbi olarak da çeşitli faydaları bulunduğunu belirten Es, “Beyin, gözler ve kan dolaşımı için faydalı olduğunu biliyoruz. Ben kendi deneyimlerime göre, diş eti ve bademcik sorunlarına da iyi geliyor diyebilirim” şeklinde konuştu. Es Kengir tohumunun araştırmaya tabi tutulduğuna dikkat çekerek, “Kengir tohumu Prof. Dr. Fevzi Özgökçe tarafından Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde araştırılıyor” ifadelerinde bulundu.
“Zengin bölgenin fakir bekçileriyiz”
Kengir tohumu gibi kıymetli bir ürünle çalışmasına rağmen bölgedeki ekonomik zorluklara değinen Es, “Biz zengin bölgenin fakir bekçileriyiz,” sözleriyle, bu doğal kaynağın yeterince değerlendirilemediğini ifade etti. Es, 10 kişiye iş imkanı sağladığını belirterek, Türkiye’de yerli bir tesis kurulması halinde daha fazla istihdam yaratılabileceğini ve bölgenin kalkınabileceğini aktardı.
Devlete çağrı: “Kendi ülkemizde üretim yapalım”
Mıhyet Es, son olarak devlet yetkililerine çağrıda bulunarak, “Kendi ülkemizde üretim yaparak, bu değerli bitkiyi işleyip döviz kazandırabiliriz. Yıllardır bir tesis kurulması için mücadele ediyoruz, ancak hala izinler çıkmadı. Türkiye’de bu tesisi kurarsak, Kengir’in işlenmesi için dışa bağımlı kalmayız ve bu bitkinin gerçek değerini ortaya çıkarabiliriz” diye belirtti.